Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

“Batıyoruz” demeye dili varmadı!

Rakamlar ortada; başkanlık sistemi tam bir yıkım oldu


HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı konuşmada aslında ülkenin battığını birinci ağızdan itiraf etti. Gururuna yediremediği için “Batıyoruz.” değil de; “Bu gemi hızla yol alırsa kazanan hepimiz olacağız. Bu gemi ekonomi üzerinden açılan deliklerden su alırsa hepimiz boğulacağız.” diyebildi.

Halbuki 2023’te kişi başına milli gelir hedefi 25 bin dolardı! Bu yıl rakamın 7 bin 500 doların bile altına düşmesi bekleniyor. Türkiye ilk 10 ekonomi arasına girecekti; ilk 20’den bile düştük… Cari açık kapanacaktı; Haziran ayı itibariyle yıllıklandırılmış cari açık 32,7 milyar dolar oldu. 15 ayın en yüksek seviyesi…

Enflasyon yüzde 5’in altına düşecekti; TÜİK’e göre bile yıllık TÜFE yüzde 80’e dayandı. İşsizlik tek haneli rakamlara inecek, ev ya da araba almak kolaylaşacaktı. Geniş tanımlı işsiz sayısı 7,4 milyon oldu. Ev ya da araba almak ise dar gelirliler için artık hayal! 

REJİMİN MAZERETLERİ: PANDEMİ VE SAVAŞ

İktidarın iki mazereti var; ilki pandemi, ikincisi Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi… Ancak ikisi de Erdoğan rejimini kurtarmaya yetmez. Zira pandemi bütün dünyada oldu. Avrupa’da ve ABD’de enflasyon yüzde 9-10’lardayken Türkiye’de bu rakam bir yılda yüzde 19,25’ten yüzde 80’e çıktı. O da TÜİK verileriyle. ENAG’a göre yıllık enflasyon yüzde 176! Yüzde 200’ün üzeri hiperenflasyon olarak tanımlanıyor… 

Demek ki Türkiye’de yaşanan ve inanılmaz boyutlara ulaşan hayat pahalılığının temel nedeni pandemi değil… Öyle olsaydı, bizim yaşadığımız enflasyonu Avrupa’nın ve ABD’nin de aynı şiddetle hissetmesi gerekiyordu.

Rusya-Ukrayna savaşı da Türkiye’deki hayat pahalılığını anlatmaya yetmez. Zira tıpkı pandemi gibi o da küresel bir durum. Kaldı ki savaşın yaşandığı Ukrayna ve Rusya’da bile enflasyon yüzde 80’e çıkmadı! Rusya’da yıllık enflasyon yüzde 17’lerde. Ukrayna’da ise yüzde 21 civarında seyrediyor.

Peki ne oldu Türkiye’de ve ülke 2-3 yılda nasıl ‘batacak’ duruma geldi?

Türkiye’nin bu duruma gelmesinin tek bir sorumlusu var; AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan… 

‘Atanan’ Hazine ve Maliye bakanlarının ya da MB başkanlarının zerre kadar hükmü ve ağırlığı yok ve olmayacak… ‘Tek adam’ ne derse o, yeni Türkiye bu… 

“Ben ekonomistim.” diyen Erdoğan, “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur. Faiz inerse, enflasyon da düşer.” dedi. Politika faizi indirildi. Birikimi eriyen vatandaşlar dolara koştu. Dolar fırladı ve bunun sonucu olarak girdi maliyetleri katlandı. Bu da ürün ve hizmet fiyatlarını artırdı yani enflasyon azdı.

Sonuç; derinleşen yoksulluk ve açlık…

Resmi rakamlara göre 6 milyondan fazla hane, (yaklaşık 25 milyon insan) sosyal yardımlarla ayakta durabiliyor! 

Rakamlar ortada ancak buna rağmen dünkü konuşmasında Erdoğan, “Türkiye’nin ihtiyacı faizi yükseltmek değil yatırımı, istihdamı, ihracatı ve cari fazlayı artırmaktır.” diyebiliyor. Türkiye’nin ‘enflasyon ve işsizlik’ sorunun üstesinden geldiğini savunuyor. 

Dilin kemiği yok, konuşuyor… 

İZAHI OLMAYAN FİYATLAR MI VAR?

Erdoğan, aynı konuşmasında, “Girdi maliyetleriyle izahı olmayan fiyatlar koyarak piyasanın dengesini bozmak Türkiye gemisinde delik açmak demektir.” diyor.

Öyle mi gerçekten? ‘İzahı olmayan fiyatlar mı’ konuluyor ürün ve hizmetlere?

TÜİK’in verilerine bakalım; Tarımsal girdi fiyatları endeksi 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 7,92; yıl başından bu yana yüzde 81,07; bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 134,96 artmış!

Yine TÜİK’e göre tarım ürünleri üretici fiyat endeksi yani ÜFE’deki yıllık artış Temmuz ayında 157,89 olmuş!

Son olarak yurt içi üretici fiyat endeksini de aktaralım: Temmuz ayı itibariyle TÜİK’e göre ÜFE, yıllık yüzde 144,61!

Mazotun litresi 7,5 liradan 25 liraya çıktı! Elektriğe konutta son bir yılda gelen zam oranı yüzde 230’un üzerinde. Sanayide ise bu oran yüzde 300’ü aştı. 

Erdoğan, ‘izahı olmayan’ derken ne demek istiyor? Devletin resmi rakamları bile girdi maliyetleri 2-3 kat arttığını gösteriyor… 

BİR GERÇEĞİ İTİRAF EDELİM!

Türkiye’de fiyatlama algısı bozuldu. Ne ucuz, ne pahalı kimse bilmiyor. Bu durumu istismar edenler var mıdır, elbette vardır… Bire bir aynı otomobil (hatasız/boyasız/aynı km’de) bir ilanda 500 bin TL’den satılırken, diğerinde 600 bin lira isteniyor!

Peki bu durumun sorumlusu kim? İnsanların fiyat algısı neden/nasıl bozuldu?

Rejim, sorunun sebepleriyle ilgilenmek yerine ‘sonuçları’ üzerinden kamuoyunu istismar etmeye devam ediyor ve edecek…  

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version