Geçtiğimiz günlerde Urfa’nın Hilvan ilçesi Tutumlu Köyü’nde iş makineleriyle tarlada çalışma yapan kişiler toprağa gömülmüş kafatası ve kemikler buldu. Urfa’da gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya, Nazım Babaoğlu, Adnan Bağca, Faik Kevci, Ahmet Kalpar ve Şefik Geçgel’in aileleri 25 Temmuz 2022 tarihinde Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu.
Aileler başvuru dilekçelerinde Şanlıurfa Adli Tıp Kurumu’na gönderilen kemik örnekleri üzerinden kimlik tespiti yapılması, ölüm nedenlerinin ve ölüm zamanlarının belirlenmesi, kayıp yakınlarından alınacak kan örnekleri üzerinden DNA incelemesi yaptırılmasını talep ettiler.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu hafta “Urfa kayıplarına” dikkat çekti ve Şefik Geçgel dosyasında adaletin sağlanmasını talep ettiler.
‘KÖYE BASKIN YAPILDI’
Haftanın açıklamasını Urfa kayıplarından Nazım Babaoğlu’nun ağabeyi Cemal Babaoğlu yaptı. Babaoğlu, Geçgel dosyasında etkin bir soruşturma yürütülerek sorumların açığa çıkarılabileceğini söyledi:
“39 yaşındaki Şefik Geçgel Siverek Yılanlı köyünde yaşıyordu. Şefik Geçgel ve ailesi ile korucu olan akrabaları Mehmet Geçgel arasında bir arazi anlaşmazlığı vardı.
Konu adli makamlara intikal etmiş, mahkeme itilafa konu arazinin Şefik Geçgel’in ailesine ait olduğuna karar vermişti. Bu durumu kabullenmek istemeyen Mehmet Geçgel, intikam amacıyla Şefik Geçgel’in PKK’li olduğuna dair ihbarda bulundu.
11 Kasım 1993 günü sabah saatlerinde Mehmet Geçgel, kendisi gibi korucu olan oğulları, Sinan ve İbrahim Geçgel, Bucak Aşireti’nin korucuları, Üsteğmen Ahmet Şentürk’ün komuta ettiği askerlerle birlikte Yılanlı köyüne baskın yaptı.
Şefik Geçgel ve aile arasında Hamo olarak bilinen kuzenini gözaltına aldı. Duruma itiraz eden aile bireylerine gözaltı işlemini gerçekleştiren Uzman Çavuş Mehmet Kıraç ve Astsubay Mehmet Demirci bir soruşturma kapsamında ifadelerinin alınacağını ve daha sonra bırakılacaklarını söyledi.
‘ASKERİ ARAÇLA GÖTÜRÜLDÜ VE BİR DAHA HABER ALINAMADI’
Askeri araca bindirilen kuzenler, köyden uzaklaşınca araçtan indirildi. Açık arazide gün boyunca işkenceye tabi tutuldular. Akşam üzeri Hamo Geçgel yaralı bir halde arazide bırakıldı. Şefik Geçgel ise tekrar askeri araca bindirilerek götürüldü. O günden sonra 9 çocuk babası Şefik Geçgel’den bir daha haber alınamadı.
Aile Siverek ve Urfa Cumhuriyet Savcılıklarına, Urfa Emniyetine, Urfa Valiliğine, Genel Kurmay Başkanlığına, Adalet Bakanlığına başvurdu. Ancak Geçgel’in gözaltına alındığı reddedildi.
Ayrıca baba İsmail Geçgel Bucak Aşireti lideri DYP Milletvekili Sedat Edip Bucak ile görüştü. Bucak önce ‘Şefik bizim elimizde bugün yarın bırakacağız’ dedi. Aile ısrarla Şefik’i sormaya devam edince Sedat Bucak bu sefer de onu devlet güçlerine teslim ettiğini söyledi.
SORU ÖNERGELERİ VERİLDİ
Olay Batman Milletvekili Nizamettin Toğuç ve Adıyaman Milletvekili Mahmut Kılınç tarafından yazılı soru önergeleri ile Meclis’e taşındı. Dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’in soru önergelerine verdiği cevapta ‘Kasım 1993 günü gerek Güvenlik Kuvvetleri tarafından, gerekse Bucak Aşiretine mensup korucular tarafından Yılanlı Köyüne operasyon düzenlenmemiştir’ dedi.
‘GÖZALTI YOK’ DENDİ, SUÇ DUYURULARI TAKİPSİZLİKLE SONUÇLANDI
Bütün köyün ve ailesinin tanıklığında gözaltına alınan Şefik Geçgel için devletin ilgili tüm kurumları söz birliği halinde ‘Operasyon yok, gözaltı yok’ dedi.
Ailenin bugüne kadar yaptığı tüm suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı. Anne Aves Geçgel oğlundan bir haber alamadan 2000 yılında aramızdan ayrıldı. Eşi Aliye Karakaya, çocukları ve kardeşleri Şefik Geçgel’i aramayı, hukuki girişimlerde bulunmayı sürdürüyor.
Serbest Görüş:
‘TAKİPSİZLİK KARARI KALDIRILSIN’
Şefik Geçgel’i gözaltına alanlar ve işkence ile sorguladıktan sonra kaybedenler bilinmektedir. Etkin bir soruşturma yürütülmesi halinde suçu ve suçluyu açığa çıkarmak mümkündür. Şefik Geçgel dosyasındaki takipsizlik kararlarının kaldırılıp soruşturmanın yeniden açılmasını ve etkin bir soruşturma, kovuşturma yürütülmesini talep ediyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin Şefik Geçgel ve Urfalı kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 206 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***