CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hafta başında açıkladığı Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimi vaadinin ardından otomotiv sektörü temsilcileri, ikinci el araç taleplerinde azalma olduğunu söylüyor.
BBC Türkçe’nin konuştuğu oto galerilerde, ÖTV indirimi beklentisinin hem satış hem de alış taleplerini etkilediği görülüyor. Peki, ÖTV indirimi gerçekçi mi, yüksek araç fiyatları için bir çözüm mü?
Kılıçdaroğlu, 25 Temmuz’da motor hacmi 1600 cc ve altındaki otomobillerde ÖTV’yi dörtte bir oranında indirme vaadinde bulunarak, araç almayı düşünenlere alımlarını bir süre erteleme çağrısı yapmıştı.
26 Temmuz sabahı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, motorlu araçlardaki ÖTV ve matrahlarının alt ve üst sınırını üç katına kadar artırma veya sıfıra indirebilme yetkisi veren karar, Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bu gelişmeler, araba almayı düşünenlerde ÖTV indirimi beklentisine sebep oldu.
BBC Türkçe’nin konuştuğu bazı sektör temsilcileri, açıklamalardan sonra ikinci el araç satışlarında durgunluk hissedildiğini ve alıcıların ‘bekleme eğiliminde’ olduğunu belirtiyor.
Otomotiv işletmecisi Göksel Erkoyuncu, piyasanın ilk refleksini şöyle değerlendiriyor:
“Şu an herkes araba alma planını erteliyor, acaba ÖTV indirimi gelir mi diye bekliyor. Alıcılar bekleme moduna geçti. Fakat ‘ÖTV indirimi gelince arabamın fiyatı düşer’ diye düşünerek arabasını satmak isteyenler de var. Yani alımı da satımı da etkiledi.”
Ticari kaygılarla haberde isminin gizli kalmasını isteyen İstanbul’daki bir oto galerici, “Satışlarımız kesildi, ÖTV indirimi beklentisi nedeniyle satış yapamıyoruz ama bu beyhude bir bekleyiş, sadece 2. el araba piyasasına kaybettirecek” diyor.
Ankara’da aradığım bir başka oto galeriden de benzer bir yanıt alıyorum. Satış elemanı, ÖTV indirimi beklentisinin birkaç günlük satışlarına olumsuz yansıdığını söylüyor:
“Ayrıca satışlarımızı durduran tek şey ÖTV beklentisi değil. Son bir yılda krediler yükseltildi, bankalar kredi vermekte zorluk çıkarmaya başladı.”
Bazı sektör temsilcilerine göre ise alıcıların eğilimini şimdiden kestirebilmek zor.
Uzmanlar, ÖTV düzenlemesi tartışmasının halkı ne oranda ‘beklemeye ittiğini’ görebilmek için Ağustos sonu açıklanacak sektör verilerini beklemek gerektiğini söylüyor.
Otomotiv sektörünü temsil eden birçok sivil kuruluş yetkilisi, ÖTV indirimi beklentisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu arasında “siyasi polemik” niteliğinde olduğunu belirterek, haberde isimlerinin yer almasını istemedi.
ÖTV indirimi sorunu çözecek mi?
Uzmanlar, Türkiye’de otomotiv sektörünün bu kadar yüksek vergilerle ayakta kalamayacağını ve dünya ile rekabet edemeyeceğini de savunuyor.
Ancak uzmanlara göre ÖTV indirimi ya da matrah güncellemesi gibi uygulamaların araç fiyatlarına nasıl etki edeceğini değerlendirebilmek için, ilk önce araç fiyatlarındaki artışın sebeplerini ortaya koymak gerekiyor.
Türkiye’de araç fiyatlarındaki yükselişin temel sebebi, 2020 yılından bu yana pandemiyle birlikte daralan arz olarak açıklanıyor.
Uzmanlar küresel çip krizi ya da döviz kuruna bağlı konteyner krizi gibi etmenler ortadan kalkmadıkça araç arzının beklenen seviyeye ulaşmayacağını, arz sağlanamadıkça da hiçbir vergi indiriminin etkili olamayacağını değerlendiriyor.
Türkiye’de araç almanın sadece kullanım için değil aynı zamanda yatırım aracına döndüğünü belirten sektör temsilcileri, araç talebinin de yakın gelecekte azalmayacağını düşünüyor.
Haberde isminin gizli kalmasını isteyen bir sivil kuruluş yetkilisi, Türkiye’de araç arzının talebi karşılamadığını söyleyerek, Türkiye’de ÖTV indiriminin mevcut şartlarda “hayalperestlik” olduğunu savunuyor:
“Türkiye ekonomisi böyle bir krizin içerisindeyken bir de ÖTV indirimi yapılma ihtimali yok. Belki matrahlar biraz yukarıya çekilebilir, bu da yeni talep yaratır ve arz atmadıkça fiyatlar yükselmeye devam eder.”
“Yani, sıfır araç bulunmadıkça ÖTV indirimi bir şey değiştirmez ve aksine ikinci el araçların fiyatlarındaki artış da sürecektir.”
İkinci el araç satışı gerçekleştiren Erkoyuncu da “Düşünün ki bugün ÖTV’yi sıfır yaptılar. Piyasada araba yoksa ne anlamı var ki?” diye soruyor:
“Araba almak artık yatırım aracı oldu. Aynı altın gibi, döviz gibi olduğu için bu kadar çok talep görüyor. Araç yokluğu bittiği an bunların hepsi normalleşecek.”
Sivil kuruluş yetkilisi, araç arzını daralta çip krizinin dünyada geçerli bir problem olduğunu ve çip üretiminin dünyada %10-12 oranında azaldığını kaydediyor:
“Firmalar, sınırla sayıdaki çipleri daha donanımlı ve kârlı modellerde, yani daha yüksek fiyatlı araçlarda kullanmayı tercih ediyor, bu da otomatikman araç arzını düşürüyor.”
‘Yüzde 80’lik ÖTV diliminin altında kalan model sayısı 10’un altında’
Türkiye’de çıplak fiyatı 120 bin TL’ye kadar olan bir araca %45, 120-150 bin TL olana %50, 150-175 bin TL olana %60, 175-200 bin TL olana ise %70 ÖTV uygulanıyor.
Matrahı (vergisiz çıplak fiyatı) 200 bin TL üstündeki araçların ÖTV’si ise yüzde 80.
Artan araç fiyatları sebebiyle Türkiye’deki araçların büyük çoğunluğu %80’lik ÖTV dilimine giriyor.
Yüzde 80’lik ÖTV diliminin altındaki model sayısı 10’un altına düştüğü, başka bir deyişle, 400 bin TL’nin altında sınırlı sayıda araç bulunduğu ifade ediliyor.
Erkoyuncu, araçların fiyatına göre daha yüksek ÖTV vergisi uygulamasının esasen faydalı olduğunu ancak artan fiyatlar sebebiyle bu uygulamanın işlevsiz kaldığını söylüyor:
“Artık çıplak fiyatı 120 bin TL olan bir araç kalmadı. Şu an 513 bin liralık bir araç almanız için %80 ÖTV ödemeniz gerekiyor. Yani çıplak fiyat 284 bin TL iken, siz %80 ÖTV ile 513 bin TL ödüyorsunuz.”
‘Talepte azalma yok, hala Türkiye genelinde sıfır stok gidiyoruz’
Ankara’da daha çok dar ve orta gelirli tüketiciye hitap eden bir firmada sıfır araç satan bir müdürle konuşuyoruz.
Ticari kaygılarla şirketin ve isminin haberde gizli kalmasını isteye yetkili, ÖTV indirimi beklentisi ardından henüz kendi satışlarında bir gerileme yaşanmadığını, hala Türkiye genelinde sıfır stok gittiklerini söylüyor:
“Ancak şu an piyasada herhangi bir durgunluk yok. Biz Türkiye’de yaşanan çip krizi vb. yurt dışı malzeme kaynaklı sorunlardan en az etkilenen firmayız ve bizdeki talepte henüz bir sıkıntı yok.”
Yetkiliye göre Türkiye’de halk araba satın almanın her geçen gün daha da zor olacağı fikriyle araç satın almaya yöneliyor ve bu da ekonomik krize rağmen piyasada yüksek bir talep oluşturuyor:
“Halk araba fiyatlarının düştüğünü hiç görmedi. Fiyatlar en iyi ihtimalle sabit kalır ancak düşmesini çok küçük bir ihtimal olarak görüyoruz.”
Nitekim alıcı olarak bilgi almak üzere aradığım çeşitli galerilerde, orta sınıf sıfır araçların genellikle stoklarda bulunmadığını, hatta bazılarının ne zaman stoka geleceğine dair herhangi bir tarih verilemediğini görüyorum.
Yetkili, ÖTV ya da matrah güncellemesi beklemediğini söylüyor:
“ÖTV indiriminin olması için piyasada durgun olması gerekiyor. Ki ÖTV indirimi piyasayı hareketlendirsin… Geçmişten günümüze yapılan tüm ÖTV indirimleri hep bu şekilde olmuştu.”
Ayrıca, araba fiyatlarındaki artışın sadece dövizdeki artıştan kaynaklanmadığını, arabanın fiyatı arttıkça kademeli olarak daha yüksek bir vergi dilimine girdiğini ve bunun da fiyatları katladığını değerlendiriyor.
‘Döviz sabit kaldıkça, fırsatçıların sayısı azaldı’
Döviz kurunun özellikle son iki aydır görece stabil olmasından kaynaklı olarak piyasada “fırsatçı” diye tabir edilen alıcıların azaldığı belirtiliyor.
Normal kullanım için almak isteyen ve dövizdeki hareketlilikten üzere al-sat yapmak isteyen alıcıların kolaylıkla anlaşıldığını söyleyen bir yetkili, kur stabil kaldıkça bu taleple gelenlerin azaldığını söylüyor:
“Herhangi bir şirketi ya da araç kiralama vb. bir işi olmayan bir kişi 3-5 araba alma talebiyle geldiğinde, al-sat yaparak piyasa fiyatlarını manipüle edeceğini anlayabiliyoruz. Bu ekonomide kim sadece kendi kullanımı için 3-5 araba alabilir?”
“Satın aldıktan sonra hemen ellerinden çıkarmak istedikleri için, kurun sabit gitmesi ise bu kişilerin işine gelmez. O yüzden sayıları da azaldı.”
‘Seçime kadar geçen süre, otomotivciler açısından çok zor geçecek’
Türkiye’de ÖTV sisteminin dünya standartlarına yaklaşır bir şekilde, motor gücüne göre değil emisyon hacmine göre vergilendirilmesi gerektiğini söyleyen yetkili, bunları yapmak için ortaya kapsamlı bir plan koyulması gerektiğini savunuyor.
Türkiye’de otomotiv sektörünün doğrudan 500 bin kişiyi etkilediğini söyleyen yetkili, Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını “sorumsuz” buluyor:
“Açıklama çok yetersiz, planın detayları belli değil. Bu haliyle üzerine konuşulacak bir yanı yok çünkü Türkiye’ni ÖTV indirimini karşılayacak bir kaynağı yok.
“Tek bir açıklamayla piyasayı durduracak hareketlerde bulunursanız, 500 bin kişiyi etkileyen dev bir sektörün tamamı bundan etkileniyor.
“ÖTV indirimi beklentisi var ve bu sebeple piyasa yavaşlar. Ekonomi zaten kötüyken, piyasayı durduracak bu açıklamalar tuzu biberi olur. Dolayısıyla seçime kadar geçen süre, otomotivciler açısından çok zor geçecek.”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – FUNDANUR ÖZTÜRK
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***