Mersin’den başlayan ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki cezanın Yargıtay tarafından onanmasıyla ikincisi İstanbul’da olan ‘Milletin Sesi’ mitingi, bugün de Balıkesir’de yapıldı.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önce kürsüye gelen işçi, çiftçi, öğrenci gibi toplumun farklı kesimlerinden yurttaşlar sorunlarını anlattı.
Kürsüye gelen çiftçi Ali Duman, şunları dedi: “Şeker pancarı su isterse gece tarlada yatarız, hayvan hastalanırsa ahırda sabahlarız. Ölecek olursa onun canıyla beraber bizimde canımızın yarısı gider. Bu kadar mükemmel şekilde işlettiğimiz işletmelerde zarar ettiğimiz görülmektedir. Bu zarar etme durumu bizi maliyet hesaplama durumda bırakmış, bir de maliyet hesabı yaptığımızda ürettiğimiz bir çok malı ya maliyetine ya da maliyetin altında satmak zorunda bırakılmışız. Bir yılın maliyesini çıkarttım. 60 ton süt üretmişim, bugünün parasıyla yediyle çarp 420 bin, hayvan satmışım. Bir yılda 470 bin lira ciro yapmışım. Şimdi bu ülkenin idarecilerine soruyorum, ben bu enflasyonun altında ezilmemiş mi oluyorum?”
24 yaşındaki tıp fakültesi mezunu Arif Onur Poyraz ise ülkeden ayrılmak zorunda kalan doktorlara dikkat çekti: “Yarın göreve başlayacak birçok hekim gibi heyecan ve korku duygularını bir arada hissediyorum. Tıbben felç olmuş sağlık sistemi içerisinde, henüz okul sıralarında birçok yıpratıcı sürecin arkasında birçok arkadaşım fiziki saldırıya uğruyor. Belki de devamında öldürülüyor. 36 saatlik nöbetler verilmeyen değer ve bizi istemeyen bir düzen. Bir çok meslektaşımızın dünyanın dört bir yanına dağıldığını görüyoruz. ve bu sıraya bizlerde giriyoruz. Doğru sağlık politikalarının uygulandığı bir Türkiye istiyoruz!”
Konuşmaların ardından kürsüye gelen Kılıçdaroğlu şunları dedi:
“Sarayda oturup ülkenin halini düşünen değil, milletin arasında oturup milletin halini düşünen yöneticilere ihtiyacımız var. Bu ülke sıradan bir ülke değil toplandığımız bu meydan sıradan bir meydan değil. Bu sesi geniş kitlelerin yanı sıra Ankara’daki sağırlara da duyurmak zorundayız.
Dün Bursa’daydım onlara söz verdim, bugün Kuvayı Milliye’nin başkentindeyiz; burada size de söz veriyorum. Meclis açıldığında yapacağımız ilk iş Lozan’ın kabulünün yıl dönümünü bayram ilan etmektir. Teklifi yaparken ak ile karaları göreceğiz. Kimlerin vatansever olduğunu hep beraber göreceğiz!
CHP olarak iki kırmızı çizgimiz var; vatanımız ve bayrağımız. Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun vatanına ve bayrağına saygısı olan herkes benim başımın üstünde yeri vardır.
Beş cente muhtaç bir Türkiye gerçeği var bugün. Türkiye kanla gözyaşıyla kuruldu. Bu gerçekten yola çıkmamız lazım. Bu ülkenin bir itibarı, bir saygınlığı var. Bütün mazlum milletlere örnek olma pozisyonu var. Devletin dini adaletse, adaleti yeniden getirmek zorundayız. Hangi görüşten olursa olsun herkes hak, hukuk, adalet diyor.
Bugün geldiğimiz noktada kutuplaşan bir toplum var. Dış politikanın şahsileştiğini görüyoruz. Birilerinin iradesine göre dış politikanın oluştuğunu görüyoruz. Dış politikanın milli olmaktan çıkarıldığını görüyoruz. Ağır bedeller ödüyoruz.
Rüşvet alan büyükelçileri iktidar olduğumuzda derhal görevden alacağım. Uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirenlere de hesabını soracağım.
Bay Kemal olmak için bütün hayatımı verdim, Bay Kemal sıradan bir olay değil; Bay Kemal olmak için kul hakkı yemeyeceksin, adaletli olacaksın.
Baskı kuruyorlar, tazminat davaları açıyorlar, sanıyorlar ki Kılıdaroğlu geri adım atacak. Sizin feriştahınız bile gelse geri adım atmam! Üniversite mezunları işsizse, senin çocukların dört yerden maaş alıyorsa ben bunun hesabını sormak zorundayım.
Bizim iktidarımızda bize ‘mal varlığını açıkla’ dendiğinde ‘incelemezsen namertsin’ diyeceğiz. Sorunları çözeceğiz. İktidar olduğumuzda ilk bir hafta içinde çiftçilerin ister bankalardan ister tarım kredi kooperatiflerindeki kredilerinin faizlerini sileceğiz.
EYT’liler. Sorunlarınızı çözdüler çözdüler… Çözemezlerse az kaldı biz çözeceğiz, hiç endişeniz olmasın. Her bayramda en az asgari ücret kadar emekliye ikramiye verilecek. Taşeron işçilerin de kavgasını verdim. 128 bin taşeron işçi kadro alamıyor. Tüm işçilere sesleniyorum. Bizim iktidarımızda tüm taşeron işçilere kadro ve güvence vereceğiz. Tüm öğretmen ve din görevlilerine sesleniyorum. Kaç kişi olduğunuzu biliyorum, tümünüze kadro vereceğiz.
Yoksul hiçbir kadını erkeğe mahkum ettirmeyeceğim. Gidecek çekecek bankadan parasını, çocuklarıyla huzur içinde yaşayacak.
Sözüm söz Bay Kemal, Süleyman Şah türbesini kendi topraklarına getirecek.
Bay Kemal olmak için Körfez ülkelerine el avuç açmayacaksın, bu ülkenin itibarını koruyacaksın. Bay Kemal olmak için İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde yürürlüğe koyacaksın. Sen kim, Bay Kemal olmak kim.
(Erdoğan’a) Sen gidip özel görüşmeler yapamazsın, oğlunu devlet protokolüne sokamazsın.
Sağlıkta şiddet, bunu da çözeceğiz. TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağıracağız. Tüm sağlıkçılara sesleniyorum. Pazartesi gününden itibaren bu işin takipçisi olacağız. Eğer birileri meclise gelmekten kaçınırsa, kanun teklifine hayır derlerse, iki eliniz yakanızda olsun.
Mülteciler, Suriyeliler, Afganlı kardeşlerimiz… Afganistan’dan gelenleri İran’a iade edeceğiz. Suriyeli kardeşlerimizi davulla zurnayla memleketlerine göndereceğiz. Önce oturup Suriye yönetimi ile anlaşacağız. Ulusal ve uluslararası teminatları alacağız. Okullarını, yollarını yapacağız. İş istihdamı sağlayacağız. Kendi ülkelerinde huzur içinde yaşamaları için ellerimizden ne geliyorsa yapacağız.
Onurlu bir dış politikaya ihtiyacımız var. Eğilmeyen, bükülmeyen bir dış politikaya ihtiyacımız var. Şahsileştirilmeyen bir dış politikaya ihtiyacımız var.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***