Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘İnsan kaçıran savcı da var, milyon dolar karşılığı sipariş operasyon yapan da’

Ortak mutabakat metni: AİHM’in tazminat kararlarını hakim ve savcılar ödeyecek


Son günlerde tartışılan ‘uyuşturucu baronu savcının’ aslında ilk olmadığı biliniyor. Gazeteci Timur Soykan köşesinde isim ve tarihleri de vererek benzer örnekleri anlattı.Soykan, “Tek adam rejimi için devlet kurumları yok edildi, yargı bataklığa dönüştürüldü. Uyuşturucu şebeke lideri savcı bataklığın derinliğini gösteriyor. İran ajanları için adam kaçıran, milyon dolar karşılığı sipariş operasyon yapan savcılar da gördük” dedi.

Adana’dan Konya’ya uyuşturucu sevkiyatı yapan şebekeye yönelik Konya Narkotik Şube Müdürlüğü ekiplerinin gerçekleştirdiği operasyonda, polis memuru olan kuryenin telefonunda yapılan incelemede savcı Osman Yarbaş’a ulaşılmıştı.

Kurye polisin telefonunda Whatsapp mesajlaşma uygulamasının incelenmesinde, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Osman Yarbaş’ın F.K’ye uyuşturucu sevkiyatı ile ilgili talimatlar verdiğini tespit edilmişti.

Gündem olan olay, aslında bir ilk değil. Gazeteci Timur Soykan, Birgün’de yayımlanan “Savcılar ve çeteleri” başlıklı yazısında benzer örnekleri anlattı:

‘MİLYON DOLARA OPERASYON SİPARİŞİ’

Örnek 1:

“Savcı Lütfi Karabacak, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görev yapıyordu. Halen yargılandığı iddianameye göre; Yargıtay’da bağlantıları olan Murat Ayyıldız ile birlikte dosyaları ‘çözmek’ karşılığında para alıyorlardı.

10 Kasım 2018’de Savcı Lütfi Karabacak ve Murat Ayyıldız, İstanbul Etiler’deki lüks lokantada Fenerbahçe Spor Kulübü Genel Sekreteri Burak Çağlayan Kızılhan ile buluştu. Yurt dışındaki yüz milyonlarca dolarlık inşaat işlerinin ödemelerini alamayan Kızılhan, tefecilere borçlanmış ve bol sıfırlı çekler imzalamıştı. O gün Etiler’deki lokantada Savcı Lütfi Karabacak’tan tefecilere operasyon yapmasını istiyordu.

Savcı Karabacak yanındaki Murat Ayyıldız’ın MİT mensubu olduğunu söylemişti. Masada hiç konuşmayan bu adamı göstererek ‘Parayı ona vereceksiniz. Dosya bana geldiğinde 100 bin dolar, operasyondan sonra 900 bin dolar daha teslim edeceksiniz’ dedi. Dosya önüne geldiğinde 100 bin doları Murat Ayyıldız alıp getirdi. Kısa süre sonra tefecilere operasyon yapıldı. Aynı gün Murat Ayyıldız operasyonu sipariş edenlerin kapısını çaldı. Ancak 900 bin dolar yerine 250 bin dolar ile geri döndü. Savcı Karabacak sinirlenmişti. Tefeci örgütün yöneticisi olarak gözaltına aldırdığı Mahmut Ak’ı serbest bıraktı. Elbette karşılığını almıştı. Diğer şüphelileri tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderdi. Hakim liderin bırakılıp diğer şüphelilerin tutuklanması istenen dosya önüne gelince çok şaşırdı. Adalet sisteminin çivisi çıkmıştı.

CASUS SAVCININ İNSAN KAÇIRMA ÖRGÜTÜ

Örnek 2:

İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görevli Savcı Davut Yılmaz, 24 Şubat 2022’de tutuklandı. İddianameye göre; Savcı Davut Yılmaz ve savunma sanayi şirketi sahibi İhsan Sağlam, İran istihbaratı için Türkiye’deki kişileri kaçırıyordu. Savcı Davut Yılmaz, İhsan Sağlam’a İranlıların UYAP sisteminden aldığı adres, telefon bilgilerini veriyordu. Bu işte kullanılacak araçlara Adalet Bakanlığı kartı takmış ve çakar sistemi kurdurmuştu. Denizli’de yaşayan eski İran albayı Mashai Firouzei ile eşi ve çocuğunu Şubat 2019’da kaçırıp Van’da İran ajanlarına teslim ettiler.

Savcı, adliyedeki odasında İranlı ajanlarla görüşecek kadar rahattı. Bir süre sonra İhsan Sağlam’ı devreden çıkarıp bütün parayı kendisi almak istedi. İki polisin arasında olduğu bir ekip kurdu. Eylül 2019’de hedefleri eski İran Deniz Kuvvetleri subayı olan Mohammed Rezaei’yi kaçırmaktı. Ancak Savcı Davut Yılmaz’ın ekibindeki polislerle İhsan Sağlam’ın ekibi birbirine girdi. Birbirlerine silah çektiler. İranlı eski asker son anda kurtuldu.

Savcı Davut Yılmaz, Aralık 2021’de ise Zonguldak’ta yaşayan İranlı bilgisayar yazılımcısı ve ekonomist Shahnam Golshani’yi kaçırmayı hedefliyordu. Bu kez ekibinde bir albay da vardı. Ancak artık takip altındaydılar ve bu kaçırma girişimi de başarısız oldu.

YARGIDA BATAKLIK KAVGASI

Örnek 3:

Hakim ve Savcılar Kurulu Birinci Daire Üyesi Hamit Kocabey, 14 Ekim 2021’de istifa etti. İddiaya göre; Hamit Kocabey’in avukat oğlu Nizamettin Kocabey, Bataklık Operasyonu kapsamında aranan bir kişiyi kurtarmak için Ankara Adliyesi’ndeki hakime baskı yaptı. İddiaya göre; bunun için yüklü miktarda para almıştı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘Türkiye tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu’ dediği Bataklık Operasyonu yargıda kavga çıkarmıştı. Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman, konuyu yukarılara taşıdı. Hamit Kocabey’e yakın isimler ise yakalama kararı olan zanlının para kopartmak için şüpheli yapıldığını iddia ediyordu. Bu zanlı takipsizlik kararıyla kurtuldu. Hamit Kocabey istifa etti, Yüksel Kocaman ise tenzili rütbe ile Yargıtay’a atandı. İddialarla ilgili bir soruşturma yok.”

Serbest Görüş:

 

‘BÖYLESİ BİR ÇÜRÜME VE YOZLAŞMA DAHA ÖNCE GÖRÜLMEDİ’ 

Soykan, yazısının son bölümünde, “anlatmakla bitmez” diyerek, şöyle yazdı: “Mesela; İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti’yi Burhan Kuzu’nun baskısı ve 3.5 milyon dolar rüşvet karşılığında serbest bıraktığı iddia edilen Cevdet Özcan…

Bir başkası; Atadedeler Çetesi operasyonunda gözaltına alınan Kobani Davası’nın hakimi ve Amasya’da görevli savcı…

Elbette AKP öncesinde de kirli siyasiler, bürokratlar, polisler, yargı mensupları vardı.

Ama…

Böylesi bir çürüme ve yozlaşma daha önce görülmedi.”

Timor Soykan, yazısını, “Bu bataklıkta mülkün temeli çöküyor…” ifadesiyle noktaladı.

 

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version