Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan verdiği müjdeyle çiftçi maliyeti kurtaramıyor


URFA – Erdoğan’ın ton alımını 6 bin 50 TL olarak açıkladığı buğdayın çiftçiye maliyetinin 8 bin 370 TL olduğunu kaydeden ZMO Urfa Şube Başkanı Abdullah Melik, yetiştiricinin “perişan” halde olduğunu söyledi.      

 

İklimsel değişim, kuraklık, pandeminin etkisi ve Rusya- Ukrayna savaşı dünyayı gıda krizine sürüklüyor. Hububatta dışa bağımlı hale gelen Türkiye’de yükselen maliyetlerden kaynaklı çiftçiler ekim yapmaktan vazgeçiyor. Hasadı başlayan buğdayın alım fiyatını 5 Haziran’da açıklayan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, çiftçinin beklentilerini boşa çıkardı. Erdoğan, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 2022 hasat döneminde sert ekmeklik buğdaya ton başına 6 bin 50 lira alım ve 1000 lira prim bedeli olmak üzere toplam 7 bin 50 lira ödeme yapacağını müjde olarak verdi. 

 

MALİYETİ 8 BİN 370 LİRAYA 

 

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Urfa Şubesi’nin, hazırladığı girdi fiyat listesinde buğdayın çiftçiye maliyeti Erdoğan’ın açıkladığı rakamın üstünde çıkıyor. ZMO’nun verilerine göre, yetiştirici 1 dönüm için bin TL kira bedeli öderken, aynı arazide kilogramı 6 TL’den 35 kilogram tohum kullandı. Yine gübre olarak kilogramı 8,3 TL’den 35 kilogram, kilogramı 14 TL’den 30 kilogram üre, kilogramı 7 TL’den 25 kilogram amonyum nitrat aldı. 2021 Ekim hasat için belirlenen mazot fiyatlarına göre ise bir dönüm için litresi 16 TL’den 7 litre mazot kullanan üretici, herbisit gideri olarak 43 TL, fungusit gideri için 55 TL, diğer giderler için ise 40 TL harcama yaptı. Zirai mücadele işçiliğine 25 TL, sulama işçiliğine ise 100 TL ödeyen üretici, sulama için 380, hasat için 90 TL ödedi. Arazi kirası hariç ortalama girdi faizi yüzde 6 olarak 116,4 TL, genel idare giderleri yüzde 3’ten 88,20 TL ödedi. Toplamda 1 dönüm maliyeti 3 bin 144 TL oldu. Yetiştiricinin 1 dönümde sulu durum buğdayından 450 kilogram ürettiği belirlenirken, 1 kilogram buğdaya harcadığı maliyet ise 6 bin 989 TL’yi buldu. ZMO’nun çıkardığı veriler ışığında girdi fiyatları göz önüne alınarak yüzde 20 kar marjı ile yetiştiricinin kilo başına 1,39 TL kar ettiği hesaplanırken, buğdayın piyasada olması gereken kilogram fiyatının 8,37 TL olarak hesaplandı. 

 

Yüzde 20 çiftçi karı konularak kuru ekmeklik buğdayın aynı yöntemle kilogram maliyetinin 7,87 lira olduğunu hesaplayan ZMO, kuru merceğin 15,82, sulu mercimeğin 17,78, arpanın 6 bin 288 TL olması gerektiğini kaydetti.  

 

KURAKLIK VURDU

 

Verilerin çiftçilerin içinde olduğu “perişanlık” hali ortaya koyduğunu belirten ZMO Urfa Şubesi Başkanı Abdullah Melik, kentte sırasıyla mercimek ve arpa hasadının yapıldığını, yıl içerisinde 800 bin dönüm sulu, 400 bin de kuru olmak üzere 1 milyon 200 bin dönüm kırmızı mercimek ekildiğini ve kuraklık sebebiyle kuru mercimeğin hemen hemen hiç hasat edilemediğini, çiftçinin zararda olduğunu söyledi. Urfa’da yeni yeni başlayan buğday hasadına ilişkin de konuşan Melik, “Urfa’da toplam buğday ekimi 2 buçuk milyon dönüm. Bunun 2 milyon 200 bin dönümü sulu, 300 bin dönümü ise kuru koşullarda ekildi. Kuru koşullarda ekilen buğdayın hasadı kuraklıktan dolayı hemen hemen yüzde 75-80’lerde bir hasar gördü. Geçen yıllarda da çiftçi kuraklık yaşamıştı. Hükümetin bu anlamda çiftçilere destek vermesi gerekiyor. Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM) çiftçiye para ödeme konusunda zorluk çıkardığını duyduk. Tarım sigortaları ile ciddi anlamda çiftçiye destek verilmesi gerekiyordu. Sulu koşullarda hasat devam ederken bu yıl yağışlar da periyodik şekilde değil, daha geç yağdı. Bu sebeple verim düşük olacak” diye belirtti. 

 

REKOLTE DÜŞÜKLÜĞÜ 

 

Bunun 3 nedeni olduğunu ifade eden Melik, şöyle devam etti: “Birinci neden, gübre fiyatlarının yüksekliği. Çiftçi yüksek fiyatlar sebebiyle bitkisine ya çok az ya da hiç gübre veremedi. İkinci neden enerji maliyetlerinin yüksek olması. Özellikle elektrik enerjisinde Urfa’da 7 tane sulama birliği elektrik enerjisi ile basınçlı sulama yapıyor. Dolayısıyla enerji maliyetleri çok yüksek olduğu için çiftçiler buğdaylarını ürünlerini sulayamaz duruma geldi. Yer yer sulayanlar oldu. Üçüncüsü ise 14-15 Nisan’da ciddi anlamda zirai don yaşandı. Bu Malatya’da, Urfa’da, Mardin’de, Diyarbakır ve Adıyaman illerinde hissedildi. Tam başak dolum dönemindeydi. Başak dolum döneminde yaşanan bu dondan dolayı buğdayda da bir rekolte düşüklüğü yaşanacaktır.” 

 

‘TÜİK GERÇEKLERİ YANSITMIYOR’

 

Türkiye’nin yıllık buğday ihtiyacının 20 milyon ton olarak belirlendiğini sözlerine ekleyen Melik, buğdayda hem ithalatçı hem de ihracatçı pozisyonda olduğunu, bu miktarın ülke nüfusunun 40 milyonken belirlendiğini, günümüzde yılda en az 30 milyon ton buğday ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Melik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin bugün nüfusu toplam 90 milyon. Ancak üretim hala 20 milyon ton. Geçen yıl TÜİK verilerine göre kuraklıktan dolayı 17 milyon 700 bin ton buğday üretildi. Tabii bunlar gerçek rakamlar değil. TÜİK’in rakamları hiçbir zaman gerçek rakamları yansıtmıyor. Geçen yıl bizim tahminimize göre Türkiye’de üretilen buğday 13-14 milyon ton dolayındaydı.” 

 

TAHMİNİ REKOLTE: 15 MİLYON TON

 

Bu yıl da buğday rekoltesinin kendi tahminlerine göre 15 milyon ton civarında olacağını ifade eden Melik, şunları söyledi: “Bugün dünya piyasasında buğdayın tonu 440 dolar. Bizim bugünkü enflasyon rakamlarına göre yüzde 20 kar marjı koyarak hesapladığımız maliyet hesaplamalarına göre buğdayın satış fiyatı 8 bin 370 TL olmalıydı. Zaten piyasada, ticaret borsasında da buğdayın tonu 8 bin liradan, 8 bin 400 liraya kadar satılıyor. Ama TMO buğdayın tonunu yaklaşık olarak 6 bin 50 liradan belirledi. Bin lira da destekleme verileceğini söyledi bu da 7 bin 50 lira eder ama piyasada buğday zaten 8 bin liranın üzerinde. Tabii bin lira destekleme belirtirken bu desteklemenin de çiftçiye ne zaman verileceği de belirsizliğini koruyor.” 

 

4 MİLYON 300 BİN HEKTAR TARIMDAN KOPARILDI

 

Türkiye’nin 10 ayrı ülkede tarım arazisi kiralamayı gündeme getirdiğine değinen Melik, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu Türkiye’deki çiftçiyi/üreticiyi bitirme noktasına getirir. Türkiye bu tarım/destekleme politikasıyla 1990’dan 2022 yılına kadar yaklaşık olarak 4 milyon 300 bin hektar alan tarımdan koparıldı. Bunların bir an önce tarıma kazandırılması gerekiyor. Yanı başımızda Türkiye-Suriye sınırında mayınlı alanlar var. Orada 270 bin dönüm alan mayınlı alandır. Bu alanların da 216 bin dönümü tarıma elverişlidir. Türkiye sadece orada buğday ekmiş olsa yılda 85 bin ton buğday üretir. Burada önemli bir diğer husus ürünü kendimizin üretmesidir. Yüzbinlerce kilometre ötedeki çiftçiyi destekleyerek oranın buğdayının getirilmesiyle oradaki üretici desteklenir. Tabii Türkiye’de tarım toprakları betonlaşma ve yapılaşmalardan dolayı da üretimden kopmuş durumda. Bu anlamda çiftçinin tekrar üretime kazandırılması zor. Bunun için yeni tarım politikalarının oluşturulması lazım.” 

 

MA / Ceylan Şahinli

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version