Çevre kirliliği, iklim değişikliği ve tarım ilaçlarının yoğun olarak kullanılmasının arıların ölümüne neden olduğunu söyleyen Beykent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Tıbbi Farmakoloji Uzmanı Prof. Dr. Okan Yıllar önemli açıklama ve tavsiyelerde bulundu.
‘TARLALARA VE AĞAÇLARA SIKILAN TARIM İLAÇLARI ARILARA BULAŞARAK TOPLU ÖLÜMLERE NEDEN OLUYOR’
Pestisit denilen tarım ilaçlarının yoğun olarak kullanıldığını belirten Prof. Dr. Okan Yıllar, “Ağaçlara ve tarlalara sıkılan bu ilaçlar mutlaka arıların üzerine bulaşıyor. Sıkılan ilaçlarla parazitler ölüyor ama bu çerçevede bize çok faydalı olan arılarda toplu bir şekilde ölümler meydana geliyor. Pestisitlerden başka kimyasalların ortaya atılması, suların kirlenmesi ile insanlarda dahil olmak üzere birçok canlı etkileniyor. Bugün özellikle tarım sahalarında bulunan kişilerin kanında pestisit arasanız bulursunuz. Çünkü bu ilaçlara sürekli maruz kalıyorlar. Eskiden ilaçların etkisi daha kötüydü şimdi insanoğluna zarar vermeyecek pestisitler çıktı. Önceden bu ilaçlar ciltten emilir ve insanın kanına geçer zehirlenme belirtileri gösterirdi. İnsana etki eden bu ilaçlar zaten böcek türlerine uygulandığı için arılar da bundan otomatikman etkileniyor. Arı kovanlarının çok korunaklı yerlere konması gerekiyor ki bu ilaçlardan etkilenmesin ama arılar çıkıp arazide dolanıyorlar; çiçekleri ve meyve ağaçlarını dolaşıyorlar bu sayede de son derece kötü bir şekilde etkileniyorlar” dedi.
‘ARILAR TOZLAŞMA GÖREVİNİ YAPAMAZSA DÜNYADAKİ BESİN ZİNCİRİ BOZULACAK’
Arıların tozlaşmasının önemine değinen Prof. Dr. Yıllar, “Albert Einstein (Bilim İnsanı), ‘Eğer arıların tamamı ölürse insan nesli 4 sene sonra fire vermeye başlayacak’ diyor. Arıların tozlaşma görevini yapamaması demek bitkilerin çoğalamaması, ağaçların gelişememesi ve meyve vermemesi demek. Belli bir süre sonra otçul hayvanlar ortadan kalkmaya başlayacak çünkü yiyecek bir şey bulamayacak. Otçullar azaldığı için etçiller de azalmaya başlayacak ve bu sayede dünyadaki besin zinciri bozulacak. Birdenbire besin zincirinden en baştan bir halkayı çıkarmış olacağız. İnsanlık direkt olarak etkilenmeye başlayacak” diye konuştu.
‘İNSANLIĞIN SONU KENDİ KİRLETTİĞİ ÇEVREYLE BİRLİKTE GELECEK’
Çevre kirliliğine dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Yıllar, “Kimyasallara, fabrika dumanlarına dikkat etmemiz gerekiyor. Bunları arılar için söylüyorum ama bütün hepimizi etkiliyor. İnsanları bu konuda eğitmemiz lazım. İlaçlamalarla, fabrika atıklarıyla insanlığın sonu kendi kirlettiği çevreyle birlikte gelecek. Dünyada bitkilerin, hayvanların, bizlerin yani her canlının bir düşmanı var. Mümkün olduğu kadar çevreyi kirletmeyecek tedbirler almak lazım” ifadelerini kullandı.
‘TEDBİR ALMAZSAK BESİN BULMAKTA ÇOK BÜYÜK GÜÇLÜK ÇEKECEĞİZ’
İnsanlığın yaptığı hilenin sınırı yok diyen Prof. Dr. Yıllar, şunları kaydetti:
“Örneğin arılara şeker suyu verince beslenmeleri bozuluyor. Normal arının ömrü 2 veya 3 ay olurken arı sütüyle beslenen kraliçe arının ömrü ise 6 seneye çıkıyor ve günde 3 bin yumurta yapabiliyor. Arılar da seçici bir program var. Arı gidiyor tek tek çiçekleri dolaşıyor ve bu son bilgilerimize göre biz onları ayırabiliyoruz. Oradan ne alıyor neyi seçiyor. Gerek bal gerekse arı sütü olsun çok değerli bir şey. Propolis de öyle. Biz arının ne aldığını görüyoruz. İşin enteresan tarafı korkunç derecede seçici bir program var. Arıların aldığı maddeler birbirleriyle bile etkileşmiyor, tabi arılar bu programı kendileri için uyguluyor ama sonra biz onlardan alıyor kendimize uyguluyoruz. Arı, balı bizim için değil kendisi için yapıyor ve içerisinde korkunç değerli maddeler var. Eğer arılar ortadan kalkmaya başlarsa hem beslenme açısından hayati tehdidimiz olacak hem de balı, arı sütünü ve propolisi kaybedeceğiz. Bizi, çok ciddi bir tehlike bekliyor. Tedbir almazsak ana besin zinciri bozulabilir. Besin zinciri bozulduğunda da kaşımıza açlık çıkacak. Böylelikle besin bulmakta çok büyük güçlük çekeceğiz.” (DHA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***