AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Metin Külünk, ekonomi yönetimine dikkati çeken eleştirilerde bulundu.
Twitter hesabından açıklamalarda bulunan Külünk, Türkiye’de en az kazanan ile en çok kazanan arasındaki farkın 23 kat olduğunu belirtti.
“Mevcut politika ve tercihler alt ve orta gelir grubundan daha çok %10’u mutlu ediyor” diyen Külünk, “Acaba ekonomi yönetimi bu tabloyu okuyor mu? Bürokratlar bu tablodan haberdar mı? Sürekli büyüme rakamı açıklayarak sokağın gönlünü almak mümkün mü?” diye sordu.
“Betona gömülen paradan vatandaşa bir pay düşmüyor” diyerek eleştirilerine devam eden Külünk, “2023 yolunda ilerlerken en kritik alan olan ekonomide kaynakların betona, holdinglere ve büyük şirketlere akıtılmasının önüne geçilmeli ve halkın refahına odaklanılmalıdır. Türkiye’nin büyüme sorunu yok diyerek bu işin içinden çıkılamaz” dedi.
Metin Külünk’ün açıklamaları şöyle:
“1.Kalkınma göstergelerinin en önemlileri halkın mutluluğu ve refah seviyesidir. Özellikle dar gelir grubu ve orta sınıfın refahı ekonomi yönetiminde temele oturtulmalıdır. Ekonomi bürokratlarının ne hikmetse ilgisini çekmeyen bu alana acilen dokunulmalıdır.
2. Türkiye’de en az kazanan ile en çok kazanan arasındaki fark 23 kattır. En tepedeki %10’luk nüfus toplam gelirin yaklaşık %55’ine sahipken, en alt %50’lik nüfusun toplam gelirden aldığı pay %12’lerdedir.
3.En üstteki %10’luk kesim toplam servetin %67’sine sahipken, en alttaki %50’lik nüfus toplam servetin sadece %4’üne sahiptir. Acaba ekonomi yönetimi bu tabloyu okuyor mu? Bürokratlar bu tablodan haberdar mı?
4.Sürekli büyüme rakamı açıklayarak sokağın gönlünü almak mümkün mü? Çünkü sokağa indiğinizde büyümeyi hissedenlerin çoğunun %10’luk dilime sahip kesim olduğunu görüyoruz. Mevcut politika ve tercihler alt ve orta gelir grubundan daha çok %10’u mutlu ediyor.
5.Burada dikkat. 15 Temmuzda sokağa inenlerden kaç tanesi %10’luk gruptaydı? Ak Parti iktidarlarını 20 yıl boyunca omuzunda taşıyan daha çok hangi gruplardı? Büyüme rakamları açıklandığında sokak neden tepkili?
6.Kamu bankaları acilen asli vazifelerine odaklanmalıdır. Esnaf, sanatkar, KOBİ, çiftçi, öğrenci, işçi, memur gibi kesimlerin ihtiyaçları için kurulmuş olan Kamu Bankaları milli kaynakları millet lehine kullandırmalıdır. İnşaat sektörüne kaynak aktarımı minimize edilmelidir.
7.Betona gömülen paradan vatandaşa bir pay düşmüyor. %10’luk kesime verilen krediler %50’lik kesimin refahını artırmıyor. Dar bir elit kesim servetine servet katıyor. Bu düzeni baştan aşağı değiştirmek zorundayız. Sokağı duymayan, sokağı görmeyen teknokrat akıl sorgulanmalıdır.
8.2023 yolunda ilerlerken en kritik alan olan ekonomide kaynakların betona, holdinglere ve büyük şirketlere akıtılmasının önüne geçilmeli ve halkın refahına odaklanılmalıdır. Türkiye’nin büyüme sorunu yok diyerek bu işin içinden çıkılamaz.
9.Odak noktası halkın sofrası ve geçimi olacak bir politikayı benimsemek ve geç olmadan acilen bunu duyurmak ve uygulamak mecburiyetindeyiz. Unutmayın elit kesimler her devirde yolunu bulur.
Ancak tabanın büyük kısmını oluşturan dar ve orta gelir grubu Türkiyemizin Sayın CB’mızın Liderliğinde verdiği büyük mücadelenin omurgasıdır 15 Temmuz mitinglerinde bu omurga dimdik ayakta elitler ise perde arkalarında idiler.
10.Omurga ne kadar sağlam ve sağlıklıysa beden de o kadar sağlam ve sağlıklı olur. Omurgayı ihmal eden teknokratik aklı sorgulamak ve ülkenin kredi kaynaklarını dar ve orta gelir grubuna kanalize edecek düzenlemeleri hayata geçirmeliyiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***