Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kılıçdaroğlu: Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık; hakkı savunmak bile suç olmaya başladı, ya arkadaş ne istiyorsunuz ya!

Kılıçdaroğlu: Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık; hakkı savunmak bile suç olmaya başladı, ya arkadaş ne istiyorsunuz ya!


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısın da konuştu.

Kılıçdaroğlu sözlerine, “Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık. İnsanların düşünceleri kimlikleri inançları farklı olabilir. Ya arkadaş ne istiyorsunuz ya! Ne istiyorsunuz? Hakkı savunmak bile suç olmaya başladı!” diyerek başladı. 

 

Adalet Yürüyüşü’nden bahsederken gözleri dolan CHP lideri, bu yürüyüşün felsefesinin 6 muhalefet partisini bir araya getiren sebep olduğunu söyledi; “Hepimiz hukuku, adaleti, hakkı istiyoruz. Bu yürüyüş bitmiş değil. En son kişi adaletsizlikten şikâyet etmeyinceye kadar bu yürüyüşü sürdürteceğiz” diye konuştu.

 

CHP lideri vatandaşlara, “Geçmişte a partisi b partisi diyebilirsiniz. Bugün farklı bir noktadayız. Olay bir parti olayı olmayı çoktan açtı olay artık Türkiye olayıdır. Türkiye geleceğidir” diyerek seslendi.

 

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

 

“Adalet Yürüyüşü bizim tarihimizde değil dünya siyaset tarihinde önemli bir yere sahip. Bunu anlatırken duygulanırım. Bu konuya aslında hiç girmek istemedim ama. Açılış böyle olduğu için girmek zorunda kaldım. Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık. İnsanların düşünceleri kimlikleri inançları farklı olabilir. Ya arkadaş ne istiyorsunuz ya! Ne istiyorsunuz? Hakkı savunmak bile suç olmaya başladı!

 

 

“Adalet Yürüyüşü bir başlangıçtı, bitmiş değil”

 

O yürüyüş bir başlangıçtı, adalet yürüyüşü bitmiş değil. Sürdürüyoruz onu. Hakkımızı ala ala ve milletin desteğini ala ala o yürüyüşü sürdürüyoruz. Devam da edeceğiz. O yürüyüş bizi 6 lideri buluşturdu. Bu işin felsefesinde o var. Hepimiz hukuku, adaleti, hakkı istiyoruz. O yürüyüş sonucunda büyük kentlerin şu anda Türkiye’nin nüfusunun yüzde 54’ü CHP’li belediyeler tarafından yürütülüyor. Diğer partileri de katınca yüzde 65’leri buluyor. Bu yürüyüş bitmiş değil .En son kişi adaletsizlikten şikâyet etmeyinceye kadar bu yürüyüşü sürdürteceğiz. Bunu yapmıyorsak siyasetin anlamı ne?  Bakın Pençe operasyonundan şehitlerimiz geliyor. Acılarını bile doğru dürüst yaşayamıyorlar. Bölücü örgüte karşı mücadele eden kahraman ordumuz güvenlik güçlerimiz hayatlarını veriyorlar. Bu ülkenin bağımsızlığı için terör olmasın bu topraklarda diye.

 

“Olay bir parti olayı olmayı çoktan aştı, olay artık Türkiye olayıdır, Türkiye geleceğidir”

 

Bütün bunları düşünerek bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Ben size bize katılın derken bu iki kelimenin sıradan bir kelime olmadığın bu davetin de sıradan bir davet olmadığını bilmenizi isterim. Adalet istiyorsanız bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmesin diyorsanız bu topraklarda beraber yaşayalım diyorsanız her evde tencere kaynasın diyorsanız, çiftçi alın terinin karşılığını alsın diyorsanız bize katılın. Bizi saraylarda yatarken biri yatacak yer bulamıyorsa bu haksızlığa dur demeniz gerekiyor diyorsanız bize katılın. Biz bunu istiyoruz. Temiz siyaset. Temiz siyaset istiyorsanız bize katılın. Bu ülkede benim ödediğim vergiyi siyaset nereye harcıyor diyorsanız bize katılın. Temiz ahlaklı siyaset istiyoruz. Siyaset parlamentonun kirlilikten arınmasını istiyorsanız bize katılın diyoruz. Düşünün lütfen elinizi vicdanınıza koyun. Geçmişte a partisi b partisi diyebilirsiniz. Bugün farklı bir noktadayız. Olay bir parti olayı olmayı çoktan aştı, olay artık Türkiye olayıdır. Türkiye geleceğidir.  

 

“Biz artık okyanusa akmak zorundayız”

 

Türkiye İstatistik Kurumu’na talimat veriyorsun enflasyonu düşük göster diye. Milyonlarca işçi emekli dul ve yetim düşük aylık alacak bunun için mi? Her türlü baskı olur mu? Hakkı savunmak ne zamandan beri suç olamaya başladı? İnsanlar bir devlet kurumunun önüne gidiyorlar. Rakamları yanlış yayınlıyorsun diyorlar: Birilerinin hakkını yiyorsunuz diyorlar. Ya dul ve yetime ne veriyorsun zaten ya! Ona bir göz dikiyorsun. İşçiye memure ne veriyorsun zaten. Ona bile göz dikiyorsun. Bir taraftan bu olurken öbür taraftan çetelere Avrupa’daki enflasyon farkını da ödüyorsun. İnsaf ya. Bu mudur adalet? Bu haksızlık yeter artık diyorsanız bize katılın beraber olalım. Küçük dereler nehirleri oluşturur ve o nehirler okyanusa akar. Biz artık okyanusa akmak zorundayız.

 

“Basın İlan Kurumu’nu Basın ‘İnfaz’ Kurumu’na döndürdüler”

 

Ya gazetecilerden ne istiyorsunuz? Bir siyasetçinin vazgeçmeyeceği tek bir şey varsa da o da medyanın özgürlüğüdür. 20’ye yakın gazeteciyi topluyorsun Diyarbakır’da hangi gerekçesiyle içerideler. Evrensel gazetesi tam bin gündür Basın İlan Kurumu ilan vermiyor. Neden? Basın İlan Kurumu’nu Basın İnfaz Kurumu’na döndürdüler. Niye vermiyorsun kardeşim, saraydakiler rahatsız diye mi? Yeni Asya gazetesine 864 gündür ilan verilmiyor niye kardeşim? Hangi gerekçeyle cezalandırıyorsun?

 

“Mazlumun dünyasında kıyamet kopuyor zalim ise sarayında keyif içinde yaşıyor!”

 

“Enflasyonunun ne olduğunu pahalılığın ne olduğunu aralardaki kolerasyonu da bilmiyor. Dünya Gıda Örgütü’nün açlık haritasını ülkede 15 milyon kişi yetersiz besleniyor. Son üç ayda 15 milyon kişiye 500 bin kişi daha ilave edilmiş. Gariban ailelerin çocuklarının boyu neden kısa? Yetersiz beslendikleri için. Emin olun farkında bile değiller. Mazlumun dünyasında kıyamet kopuyor zalim ise sarayında keyif içinde yaşıyor! Sarayda herkesin karnı tok. Mazluma kaf dağından bakar gibi bakıyorlar. Ama o sırça köşkler yıkıldığı zaman hep birlikte göreceğiz. 

 

Erdoğan’a “sürtük” tepkisi: Kendi küfrünü millete alet edemezsin

 

Erdoğan küfürbazdır. Kişi kendinden bilir ya işi. Milletimizin dilinden konuşuyoruz diyor. Milletimize de iftira atıyor. Bu millet ferasetli bir millettir. Milli kurtuluş mücadelesini veren bir millettir. Kendi küfrünü millete alet edemezsin. O küfürü burada doğal olarak söyleyemeyeceğiz, onun düştüğü çukura düşmeyeceğiz.

 

“Radikaller Erdoğan’ı tehdit edip kadın haklarını gasp etmenin zevkini bir kez aldılar”

 

Ben sadece bu küfür üzerine Türkiye’nin genç muhafazakâr kadınlarına bir kez daha seslenmek istiyorum; bugün bunu söyleyen emin olun yarın size dönecek yarın hayat tarzınız üzerinden size küfür edecektir. Sakın unutmayın. İstanbul Sözleşmesi sizden çıktı. Sizin eseriniz. Sonra tüm kadınlar sahip çıktı sahiplendiler. Erdoğan bazı radikal kafaların baskısı ile sözleşmenizi elinizden aldı. O radikal kafalar istiyor ki muhafazakâr kadın güçlenmesin, iş hayatına katılmasın, haklarını almadın. O radikal kafalar sana süslüman diyorlar. İş hayatına katıldığın için bunu sana söylüyorlar. Sana hayat şansı tanımak istemiyorlar. O radikal kafalar  nafaka da kalksın istiyorlar. Kadın köleleşsin baskı altında ezilsin istiyorlar. Yarın bu hakaretler emin ol bir süre sonra saha dönecektir. Çünkü radikaller Erdoğan’ı tehdit edip kadın haklarını gasp etmenin zevkini bir kez aldılar. Genç muhafazakâr  kadın sevgili evladım sevgili kardeşim  yarın sana bambaşka yasaklar getirecekler. Onun için dur dememiz lazım. Birlikte dur dememiz lazım. Geçen sefer söyledim yine söylüyorum; bize katılın. Birlik olalım. CHP eski CHP değildir. CHP özgürlükçüdür. Siz de eski siz değilsiniz. Artık aynı özgürlüklere inanıyor aynı değerleri savunuyoruz. 

 

“Bize muhalefet dersi bize verenler şunu çok iyi bilsin, biz daha ölmedik, sizin ne mal olduğunuzu gayet iyi biliyoruz”

 

Son zamanlarda sureti kendinden menkul bazı kişiler türedi. Bunların bazıları gazeteci bazıları araştırmacı formatında önümüze çıkıyorlar; muhalefet nasıl yapılır kelle  koltuğunda muhalefet yapan bana muhalefeti öğretmeye çalışıyorlar. Size bir hikâye anlatayım. Bir kadın kızı oturuyor işleri dedi kodu yapmak bunların, bütün komşuları hakkında bir sürü dedikodu uyduruyorlar. Akşam oluyor yoruluyorlar. Akşam oluyor anne diyor ki biz bunları burada konuşuyoruz ama sakın başkalarının yanında bunları söylemeyelim, bizi bilenler de daha ölmedi diyor. Muhalefet dersi bize verenler şunu çok iyi bilsinler biz daha ölmedik sizin ne mal olduğunuzu biz gayet iyi biliyoruz. bütün haksızlıklar karşısında kalemini dahi oynatmayan yazı dahi yazmayan televizyona dahi çıkıp konuşmayan adam bize kalkmış muhalefet dersi veriyor. Biz kelle koltukta muhalefetimizi halkımızı için sonuna kadar yapacağız. 

 

“Hatamız olduğun bu kalem erbabı yaptığımız yanlışlar dolayısıyla duygulandıklarını da biliyorum. dolayısıyla biz bizi samimi olarak eleştiren ama kalemini satmayan bütün yazar çizerlere saygılıyız. Ama kalemini satıp bize muhalefet dersi verenlere de dur diyeceğiz, kimsenin endişesi olmasın.”


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version