Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erhan Görür’ü öldüren askerin tutuklanması talebine ‘subaylık’ gerekçesiyle ret

Erhan Görür'ü öldüren askerin tutuklanması talebine 'subaylık' gerekçesiyle ret


Van’ın Başkale ilçesinin İran sınırında bulunan Qaşqol Mahallesi’nde, 14 Haziran 2020 tarihinde askerler tarafından açılan ateş sonucu katledilen Erhan Görür’ün ölümüne ilişkin Üsteğmen Yasin Erkoç hakkında “taksirle öldürmek” suçundan açılan davanın ilk duruşması görüldü. Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Üsteğmen Yasin Erkoç, Ses ve Görüntü Bilişimi Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken, Görür’ün ailesi ve avukatları da salonda hazır bulundu.   

‘HEDEF GÖZETMEKSİZİN ATEŞ AÇTIM’

Duruşmada savunması alınan Üsteğmen Erkoç, Deliklikaya bölgesinde kaçakçılık yapıldığı yönünde ihbar aldıklarını ve oraya doğru yola çıktıklarını belirterek, “İran tarafından atlı şahıslar ülkemize girmeye başladılar, aramızda 150 metre mesafe vardı, atlarını koşturarak ilerliyorlardı, sesli olarak 4 kez ‘dur’ ihtarında bulunduk, sonra tüm personelimizle birlikte ışık tuttuk. Kaçmaya devam edince, havaya uyarı atışı yaptık. Atlı şahısların sağına ve soluna durdurmak amacıyla hedef gözetmeksizin 4 el ateş ettim. Ben bu kişileri örgüt mensubu veya örgüte silah götürüp getiren kişiler olabileceğini düşündüm. Sonra arama tarama faaliyetleri gerçekleştirdik, bu esnada köylüler taşla saldırdılar, aramızda arbede yaşandı. Bölgede bir at bulduk ve yakınında yaralı bir şahıs vardı. Karakolla irtibata geçip ambulans çağırttık. Piyade Teğmenimiz 5 metre mesafeden şehit edilmişti, ellerinde silah yoktu ancak öyle değerlendirerek sağa sola ateş etmek zorunda kaldım” iddiasında bulundu. 

ANNE GÖRÜR: PARASINI ÇALMIŞLAR

Ardından konuşan Görür’ün annesi Sıdıka Görür, “Bizim maddi durumumuz kötüdür, oğlum bu nedenle kaçak sigara getirmek için olay yerinde bulunuyordu. Oğlum öldürülünce üzerindeki kimlik, telefon ve parası çalınmış. Oğlumun ölümünden kim sorumlu ise cezalandırılmasını talep ediyorum. Oğlumu öldürenlerden şikayetçiyim” dedi. 

‘HERŞEY SANIK LEHİNE HAZIRLANMIŞ’

Görür’ün avukatlarından Cüneyt Ergün, iddianamenin maddi gerçekliği ortaya çıkartacak nitelikte olmadığını belirterek, “Öncelikle bir keşif yapılmasını talep ediyoruz, çünkü olay yerinde boş kovanlar toplanmamıştır. Soruşturmayı yürüten savcı bu hususa dikkat etmemiştir. Olay yerindeki askerlerden atış artığı incelemesi yapılmamıştır. Yine köylülerden hiç birinin beyanı alınmamıştır. Soruşturmayı sanığın bağlı bulunduğu kurum karakol yürütmüştür. Askerlerin ifadeleri kopyala-yapıştır yöntemi ile alınmıştır ve noktası virgülüne kadar aynıdır. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanık lehine olan ne varsa yapılmıştır. Sanığın beyanlarına bu şekilde itibar edilmemesi gerekir. Delillerin dosya arasına alınması gerekir. Sanık şehit olan bir arkadaşından bahsediyor ancak beyanından önce 500-600 metre gittikten sonra ateş ettiğini söylüyor. Sanık eylemini ‘teröre’ bağlayarak kasıtlı olarak gerçekleştirmediğini anlatmaya çalışıyor. Bu beyanların tek amacı kendisini kurtarmaktır” dedi. 

‘CİNAYETİN ÜSTÜ KAPATILIYOR’

Görür’ün avukatlarından Ebru Demirtepe ise, hazırlanan iddianamenin korkunç bir iddianame olduğunu belirterek, Kürt illerinde bir cezasızlık politikasının işletildiğini söyledi. Devletin burada çocuğunu korumaya yönelik girişimlerinin olduğunu söyleyen Demirtepe, “Devletin çocuğunu korumak için dosyaya Yargıtay kararı eklenmiş ve iddianame hazırlanmıştır. İddianame, bu güne kadar askerler tarafından işlenen cinayetler gibi üstünün kapatılması amacıyla düzenlenen bir iddianamedir. Bu bir kaçakçılık ihbarıdır, sınır bölgesi de kaçakçılık bölgesidir. Sanığın örgütle ilgili savunması geçersizdir, çünkü her dağın başında bir karakol vardır, her yerde küçük nöbet kulübeleri vardır. Aslında askerler ile illegal bir anlaşma vardır. Askerler kaçakçıları bildikleri için çoğu zaman bu kişilere herhangi bir saldırı yapılmıyor. Sanık bölgenin karanlık ve engebeli olduğunu söylemektedir, ancak olayın olduğu yerin krokisine bakıldığında dümdüz bir alan olduğu görülecektir” dedi. 

‘KÜRT OLDUKLARI İÇİN DİREK HEDEF ALINDILAR’

Erhan Görür’ün vücuduna 5 el ateş edildiğini söyleyen Demirtepe, “Sanığın savunması ile bu husus birbirini yalanlamaktadır. Bu çelişki öldürme kastının olduğunu ortaya koymaktadır. Olay yerinde boş kovan bulunmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Deliller karartılmış ve şüpheliler gizlenmeye çalışılmaktadır. Bu olayda bilinçli taksir yoktur, kasıt vardır. Van ilinde 2020 yılından sonra sınır ticareti yapan 12 ölüm yaşanmış, 9 kişi de yaralanmıştır. Bu kişiler de Kürt oldukları için direk hedef alınıp öldürülmüşlerdir. ‘En iyi Kürt ölü Kürt’tür’ politikası çok güzel uygulanmaktadır. Yargı her zaman olduğu gibi ‘iyi çocukları’ korumuş ve bu kişileri aklamıştır. Tek umudumuz bu dosyanın da böyle olmamasıdır. İki engelli 10 çocuğa bakarken öldürülen birisinden bahsediyoruz” diye konuştu. 

TANIK: AYAKLARIYLA KAFAMA BASTI

Olayın tanıklardan Sami Yılmaz ise, “Olay günü İranlı şahıslardan kaçak sigara aldık. Sigaraları alıp karakola 100-150 metre mesafeden geçtik. Bize ateş edeceklerini hiç tahmin etmedik. Bize ‘dur’ ihtarında bulunulmadı. Biz durdursak bile at durmazdı, çünkü ona da ateş ediliyordu. Ben kolumdan vuruldum. Erhan benden 100-150 metre uzakta vuruldu. Hatta İranlılar karakola 100-150 metre mesafede oturmuş çay içiyorlardı. Beni vuran kişi başıma geldiğinde küfürler etmeye başladı. Köylüler olay yerine geldiğinde sesim duyulmasın diye bir asker ayağı ile kafama bastı. Ben şikayetçiyim, davaya katılma talebim var” dedi. 

SANIĞIN ANNESİ DE KÜRT’MÜŞ!

Sanık Erkoç’un avukatı ise, suçlamalara katılmadığını söyleyerek, “Benim müvekkilimin annesi de Doğubayazıtlı ve Kürt’tür. Bu nedenle kasti olarak kimseye zarar verecek bir kişi değildir. Tamamen tehlike altında olduğunu düşünerek bu olayı işlemiştir. Müvekkilim Kıbrıs’ta zor şartlarda görev yapmaktadır, kaçacak birisi değildir” iddiasında bulundu. 

TUTUKLANMA TALEBİNE RET

Mahkeme, tutuklanma talebini, sanığın subay olması, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile kaçma şüphesi olmaması nedeniyle reddederek duruşmayı 15 Eylül’e erteledi. (MA)

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version