Dünya gazetesi yazarı Şeref Oğuz, enflasyon, rüşvet, yolsuzluk gibi konulardan şikâyet edenlere, “Sorunu, kendi sorumluluk alanımızın dışına ötelemede üstümüze yok. Birini suçlarken fark edemediğimiz, elimizin 2 parmağıyla sorunların kaynağını işaret ederken aynı anda elimizin 3 parmağı da kendimizi gösteriyor. Zira bu bir kader değil, tercihlerimizin manzumesi…” diye seslendi.
İnsanların doğru yolu değil kısa yolu seçtiğine işaret eden Oğuz, “Üreterek var olmayı değil ürettiğimizden fazlasını tüketmeyi, böylece ithalatı patlatmayı seçtik. Kazancımızla yetinmedik, kazandığımızdan fazlasını harcadık, borçlanmayı seçtik. Şehir planlamasıyla güya kentlerimizin 50 yıl sonrasını tasarladık ama daha birinci yılda bu planlara ihaneti seçtik.
Hırsıza, arsıza, “bize de konfor üretir” umuduyla göz yumduk, konforda çürümeyi seçtik. Tarım arazileri üzerine konut, dere yataklarına ev diktik, beton ekerek buğday yetişeceği yalanını seçtik. Konutlarımızın altına garaj planladık ama onları da sattık, meskene çevirdik. Böylece şehir sokak ve caddelerini otopark gibi kullanmayı seçtik.
Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyerek şimdi o yılanın bizi yutmasının pişmanlığını seçtik.
Farklı olandan korkuyu, bize benzemeyenden nefreti, rakiple düello yerine pusu kurmayı, akıl yerine kurnazlığı, sabır yerine telaşı, merak yerine biati, bilgi yerine kanaati, özgün yerine taklidi ve ödül yerine cezayı seçtik” ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***