Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Dünya yazarı Alaattin Aktaş: ‘Faiz indirimleri olmasaydı benzin ve motorini 14-15 liraya tüketecektik’

EPDK’dan EPGİS Başkanı hakkında suç duyurusu!


Akaryakıt fiyatlarının yükselmesinin ağırlıklı sebebinin petroldeki yükseliş değil, faiz indirimleri sonucunda yükselen dolar kuru olduğuna dikkat çeken Dünya yazarı Alaattin Aktaş, “Akaryakıtta son dokuz aydaki artışın yüzde 64’ü petrol fiyatı kaynaklı. Benzinde yüzde 250’yi, motorinde yüzde 300’ü bulan artışın asıl nedeni ise kurdaki yükselme” ifadelerini kullandı.

Aktaş faiz indirimleri sonucu dolar kurundaki patlamanın yaşanmaması halinde vatandaşların benzin ve motorini 14-15 liraya tüketiyor olacağını söyledi.

‘Akaryakıt zamlarının sorumlusunu mu arıyorsunuz, buyurun’ başlıklı yazısında Alaattin Aktaş şu ifadeleri kullandı:

✔ Eğer geçen yıl eylülde yanlış yola sapmasaydık bugün benzini ve motorini neredeyse yarı fiyatına, 14-15 liraya tüketiyor olacaktık.

✔ Akaryakıtta son dokuz aydaki artışın yüzde 64’ü petrol fiyatı kaynaklı. Benzinde yüzde 250’yi, motorinde yüzde 300’ü bulan artışın asıl nedeni ise kurdaki yükselme.

✔ Peki döviz kurunun yükselmesinin sebebi ne?

Akaryakıtta böylesine sık zam görmedim. Bu aydan itibaren enflasyonu etkileyen başlıca kalemleri dikkate alarak bir taban oran hesaplamaya niyetlendim, neredeyse her gün hesap yapmam gerekti. Çünkü akaryakıtta neredeyse her gün zam var. Üstelik kuruş düzeyinde kalan zamlar da nadir. Tek seferde bir lira, iki lira, hatta daha fazla zam geliyor.

Enflasyonun her geçen gün tırmanmasının en büyük nedeni de akaryakıt zamları. Özellikle motorine yapılan zamlar yüzünden neredeyse tüm mal ve hizmetlerin fiyatı artıyor.

İktidar kanadı “Tamam, akaryakıt fiyatları artıyor ama yalnızca bizde değil ki, tüm dünyada böyle, çünkü enerji fiyatları artıyor” görüşünde. Bu görüş doğru da, tam doğru değil.

Bir; bizdeki artış yüzde kaç, onlarda yüzde kaç?

İki; onlarda da artış olmuş ama fiyat gelir düzeyine oranla nereye gelmiş?

Üç; asgari ücretle alınan akaryakıt üstünden yapılan kıyaslama gerçeği tam yansıtmıyor; Türkiye’de çalışanların neredeyse yarısı asgari ücretli, gelişmiş ekonomilerde ise bu oran yüzde 5’i geçmiyor. Varsayın ki bu oran aynı, yine de bizde asgari ücretle daha az akaryakıt alınabiliyor.

Peki bu zammın sorumlusu kim?

Geçelim Avrupa ile kıyaslamayı…. Gelin akaryakıttaki zam oranının niye böylesine yüksek olduğunun altında yatan temel etkene bakalım.

Daha önce de birkaç kez yer verdiğim bir tablo var. O tabloyu güncelledim.

Baz aldığım tarih, geçen yılın eylül ayı. Hani şu ilk düğmenin yanlış iliklendiği ay var ya, o yüzden eylül.

Önce şu açıklamayı yapmam gerek gerek; akaryakıt fiyatlarının oluşmasında ham petrol fiyatı genel olarak bir fikir veriyor. Ancak Türkiye için ürün fiyatını asıl belirleyen, Akdeniz’deki ürün fiyatları. Bunların detayına tek tek girmek yerine ham petrolün fiyatı üstünden gitmek istiyorum.

Türkiye’de her türlü dengenin bozulduğu tarih, faiz indiriminin başladığı geçen yılın eylülü. Bu tarihte petrolün varil fiyatı 70 dolardı, dolar kuru da 8.50 dolayındaydı. Türkiye bir varil petrolü kabaca 595 liraya mal ediyordu.

Eylülde bir yol ayrımı çıktı karşımıza…

Biri ilerlediğimiz yol, diğeri aslında ilerlememiz gereken yol…

Faizi indirdiğimiz için girmek zorunda kaldığımız yol bizi haziran ortasında 17.30’larda bir dolara getirdi. Petrol eylülden hazirana yüzde 64 artarken, dolar kurundaki artış “el emeği, göz nuru” çabalarımız sonucu yüzde 104’ü buldu.

Bunların sonuca variline 595 lira ödediğimiz petrol, artık yaklaşık 2 bin liraya mal edilir oldu.

Maliyet artışı yüzde 235! Oysa petrol fiyatındaki artış yalnızca yüzde 64!

Fark, işte o bizim eserimiz!

Ya diğer yola girseydik…

Hani ilerlememiz gereken yol başkaydı ya… Gelin o yoldan gittiğimizi düşünelim…

Eylülde düğmeyi yanlış iliklemeseydik dolar ne olurdu?

Şöyle bir varsayımda bulunalım; dolar geçen yıl eylüle gelinceye kadar dokuz ayda yüzde 15 arttı. Eylülden sonraki dokuz ayda da aynı oranda bir artış olsaydı (hatta yüzde 17’ye yakın) dolar şimdi 10 liraydı, evet 10 lira.

Petrolün varili 115 dolar, dolar kuru 10 lira, bir varil petrolün maliyeti 1.150 lira ve eylüle göre artış da yüzde 93.

Otoyoldaki yanlış tabelalara kanıp diğer yola sapmasaydık ve girmemiz gereken yolda ilerleseydik ne mi olacaktı?

– Şimdi yaklaşık 28 lira olan benzini 13 lira ucuza 15 liraya…

– Şimdi yaklaşık 30 lira olan motorini 14-15 lira ucuza, yani yarı fiyatına…

– Şimdi 12 liranın üstünde olan otogazı da 2 lira kadar ucuza, 10 liraya tüketiyor olacaktık.”

 

 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version