Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Dördüncü İttifak siyasi dengeleri nasıl etkiler?

Dördüncü İttifak siyasi dengeleri nasıl etkiler?


Ankara’da bir süredir dördüncü bir ittifakın kurulması ihtimali konuşuluyor. Bu ihtimal siyasi dengeleri nasıl etkiler? HDP’yi kilit parti konumundaki yerinden edebilir mi?

Erken yapılmaması durumunda seçime bir yıldan az bir süre kala Cumhur İttifakı ve altılı masa hazırlıklarını sürdürürken yeni bir ittifak ihtimali de Ankara’da bir süredir konuşuluyor.

 

“Dördüncü İttifak” olarak adlandırılan oluşum için Ümit Özdağ’ın başkanlığındaki Zafer Partisi, Muharrem İnce’nın Memleket Partisi, Anavatan Partisi, DSP, Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Partisi gibi partilerin, bazı bağımsız siyasetçilerin ve akademisyenlerin ismi geçiyor. DW Türkçe’nin oluşuma destek veren siyasetçilerden edindiği bilgiye göre şimdiye kadar yaklaşık 12 parti, kişi ya da oluşum bu ittifaka destek veriyor.

 

Ancak Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise dün bu iddialar üzerine bir internet sitesine “Böyle bir şey yok. İttifak hazırlığı içinde de değilim” açıklamasını yaptı. Mustafa Sarıgül de bugün Ankara’da gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantısında sorular üzerine partiler arası görüşmelerin sürdüğünü belirterek “İttifaklar önemli ama Türkiye iki ittifaka mahkum edilemez. Bizim diğer partilerle diplomatik temaslarımız devam ediyor. Seçim süreci geldiğinde şartlara bakmak gerekir. İttifaklar önemli, ama muhalefet partileri ofsayta düşmemelidir. Zamlar konuşulmuyor. Ama bunlar konuşuluyor” yanıtı verdi.

 

HDP’nin kilit rolüne karşı “milliyetçi eksen” oluşturmak

 

Peki böyle bir ittifakın kurulması neden tercih ediliyor? Oluşumdaki siyasetçilere göre en önemli motivasyonlardan birisi cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura kalınması durumunda HDP’nin kilit rolüne karşılık yeni bir “milliyetçi eksen” oluşturmak.

 

Siyaset bilimci İbrahim Uslu kendisinin de bir süre önce yaptığı açıklamaları hatırlatarak çok sayıda bağımsız parti ve siyasetçinin içinde olacağı bu oluşumun hem teşkilatları ve adayları hem de seçmenini motive edecek biçimde bir ittifak yapısına gitmek istediğini ve böylelikle ittifak üzerinden bir heyecan yaratıp seçime “asılmak” istediklerini belirtiyor.

 

Uslu’ya göre bu partilerin önünde seçim için dört seçenek bulunuyor. Bunları “Cumhur İttifakı’na katılmak, Millet İttifakı’na katılmak, bağımsız girmek ve kendi ittifakını oluşturmak” olarak sıralayan Uslu, ilk üç seçeneğin çok mümkün olmadığını ve en mantıklısının dördüncü seçenek olduğunu söylüyor. “Dördüncü İttifak’ın partiler için ben bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum” diyen Uslu, bu ittifakın çimentosunun denildiği gibi “milliyetçilik” olması durumunda bunun etkili olup olmayacağı sorusuna karşılık ise şunları söylüyor:

 

“Milliyetçilik zaten Cumhur ve Millet ittifakları içinde yeterince temsil edilen bir ideoloji. Üçüncü bir milliyetçi kanat oluşturmak şu an için çok geçerli görünmüyor. Ama bu partilerin bağımsız olmaları nedeniyle ‘oylar boşa gitmesin, her görüş parlamentoya yansıyabilsin, demokratik çoğulculuk’ söylemleri üzerinden giderlerse bir şansları olabilir.”

 

Tosun: Donmuş bir seçmenden bahsediyoruz

 

HDP’nin olası bir ikinci turda kilit parti konumunu almaması çabasından hareket etmenin bu ittifaka oy kazandırıp kazandırmayacağına ilişkin görüşler de muhtelif. 

 

Siyaset bilimci Tanju Tosun bunun eğer sadece HDP’nin oyun kurucu olmaması için oluşturulan bir ittifak olması durumunda, şu anda siyasi partilerin oy tabanlarının büyük ölçüde merkez partiler tarafından “dondurulmuş” durumda olduğunun dikkate alınması gerektiğini söylüyor.

 

“Donmuş bir seçmenden bahsediyoruz” diyen Tosun, bu seçmenlerin sadece ideolojik olarak birbirine yakın partiler arasında gidip geldiğini belirtiyor. Zafer Partisi’nin bu girişimin başını çekmesi durumunda hangi seçmen kitlesini hedefleyeceğinin önemli olacağını belirten Tosun, şöyle konuşuyor:

 

“Bu sadece HDP’nin kilit parti olmaması karşıtlığı üzerinden kurulan bir ittifak olarak siyasi partilerin sosyolojik tabanları, seçmenin oy verme davranışı itibariyle işlemez. Çünkü siyasi partilerin kemikleşmiş bir seçmeni de var. Geriye ne kalıyor? Muhtemelen kararsız seçmen hedeflenebilir.”

 

Tosun’a göre kararsız seçmenlerin oyunu alabilmek de zor olabilir ve bir parti merkezden ne kadar uzaklaşırsa kendisini kararsız görüp merkeze yoğunlaşan seçmen kitlesine cazip gelmesi de o ölçüde zor olabilir. Tosun kararsız seçmenlerin merkezde yoğunlaştığını da ifade ederek AKP MHP ve CHP’nin kendi kemik seçmenini koruduğunu belirtiyor.

 

Uslu: HDP’nin oyu yüzde 12 görünüyor

 

İbrahim Uslu’ya göre de bu yeni ittifakın HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimindeki olası kilit rolünü yerinden etmesi pek muhtemel değil.

 

Uslu, yapılan anketlerde şu anda HDP’nin oyunun yüzde 12 civarında göründüğünü belirterek “HDP bu nedenle yüzde 50+1 gereken bir seçimde önemli bir aktör olarak kalacaktır. Bu ittifak kurulduğu için HDP oy kaybetmeyecek. Dolayısıyla ben bu varsayımın ya da iddianın çok anlamlı olduğunu düşünmüyorum” diyor.

 

HDP’nin sadece Cumhurbaşkanlığı seçiminde kilit parti olabileceğine işaret eden Uslu, parlamento seçimlerinde ise kilit parti pozisyonunun bulunmayacağını, her ittifakın mümkün olduğu kadar çok milletvekili çıkarmak için yarışacağını kaydediyor.

 

Dördüncü İttifak’ın resmiyete dökülmesiyle “dördüncü ittifakın” cumhurbaşkanı adaylığı için de kendi adayını belirlemesi bekleniyor.

 

KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – GÜLSEN SOLAKER


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version