Beş bine yakın yargı mensubunun yerinin değiştirileceğinin ileri sürüldüğünü söyleyen Pehlivan, “İşte bu kararname, adalet komisyonlarında yapılacak seçim kurulu kuralarını da yakından ilgilendiriyor” dedi.
Pehlivan’ın yazısı şöyle:
Kaldı 42 gün. Neyi bekliyorlar? 17 Haziran’ı mı?
Seçim yasası değişti. Bu nedenle il ve ilçelerdeki seçim kurulları yeniden belirlenecek. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) “6 Temmuz’a kadar halledeceğiz o işi” dedi. Bilinmez bir gün birinci sınıfa ayrılmış hâkimlerin adları kuraya girecek. Çıkan sonuçlara göre seçim kurullarına başkanlar, üyeler ve yedekler seçilecek.
“Bilinmez” dedim ya… Netlik olmayınca söylentiler hızla yayılıyor. İşte onlardan birini, yargı kulislerinde konuşulan ihtimali yazacağım.
17 Haziran Cuma günü Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Yaz Kararnamesi’ni açıklayacak. O gün çok kapsamlı bir listenin yayımlanacağı ve beş bine yakın yargı mensubunun yerinin değiştirileceği ileri sürülüyor.
İşte bu kararname, adalet komisyonlarında yapılacak seçim kurulu kuralarını da yakından ilgilendiriyor. Zira, bir hâkimin seçim kuruluna girmeye hak kazanması için o il ya da ilçede görevini yapıyor olması gerekiyor.
Kulislerde konuşulan senaryo tam da burada devreye giriyor. Soruluyor ki, ya seçim kurulları kararnameden sonra belirlenirse ne olacak? Öyle ya, bir hâkimin başka yere atanmasıyla, orada görevine başlaması arasında süre geçiyor. “Mehil müddet” denilen bu süreç bazen 15 günü buluyor. O sırada hâkim ne mevcut bulunduğu ne de yeni atandığı ilin veya ilçenin yargı mensubu oluyor. Arafta kalıyor.
Bakın, YSK’nin seçim yasası değiştikten sonra 13 Nisan’da aldığı kararın üçüncü sayfasında ne yazıyor:
“Bir hâkimin, o yer hâkimi sıfatını kazanabilmesi için atanması yeterli olmayıp görev yerine gelerek işe başlamış olması gerekir. Bu nedenle, önceden ataması yapıldığı halde çeşitli nedenlerle atandığı il veya ilçedeki görevlerine başlamamış hâkimlerin, kurullar oluşturulduktan sonra gelerek görevlerine başlamış olmaları seçim kurullarında değişiklik yapılmasını gerektirmez.”
Demem o ki…
Şu sorular tartışılıyor:
Seçim kurullarında görev almaması istenen hâkimler için bir oyun planı mı var? Yaz Kararnamesi’yle yerleri değiştirilip yapılacak kuraya girmeleri mi engellenecek?
Ya da önce seçim kurulları belirlenip kuradan çıkan “istenilmeyen” hâkimler Yaz Kararnamesi’yle uzaklaştırılacak mı? Böylece o hâkim hak kazandığı il veya ilçedeki seçim kurulunda görev yapamaz hale mi gelecek?
Kimilerine göre, seçim kurulları çok da hayati önemde değil. Kimilerine göre ise özellikle büyük illerdeki sandık kurullarının oluşumunda ve yapılacak itirazlarda hayati öneme sahip.
Sonuçta, tüm ülkedeki seçim kurullarında görevli 1400 başkan ve üyenin değişiminden bahsediyoruz. Değişimin 6 Temmuz’a kadar hangi gün yapılacağı ve 17 Haziran’daki HSK kararnamesiyle eşgüdümü iktidarın seçim planını daha da netleştirecek.
KAFTANCIOĞLU DA ‘İZİNLİ’ OLACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açık cezaevlerindeki hükümlülerin COVID-19 izinlerinin 31 Temmuz 2023 tarihine kadar uzatılacağını açıkladı.
Seçim yatırımı olan ve “kısmi af” gibi de okunabilecek bu düzenlemeden Canan Kaftancıoğlu da yararlanacak.
Zira, eğer bu izinler uzatılmasaydı…
Aldığı hapis cezasının infazı gereği içeride yatarı olmasa da Kaftancıoğlu dışarıda denetimli serbestlik tedbirlerine uymak zorundaydı. Bu da her hafta belirli günlerde karakola gidip imza atmak, ayda bir de kişisel gelişim seminerlerine katılmak gibi kurallardı.
Yani CHP İstanbul İl Başkanlığı gibi kritik bir koltukta oturan Kaftancıoğlu’na, seçime giden süreçte bir nevi eziyet uygulanacaktı.
Lakin AKP’nin oy kaygısı, arzu etmeseler de İstanbul’daki rakibine de yaradı. Kaftancıoğlu da 31 Temmuz 2023’e kadar denetimli serbestlik tedbirleri konusunda “izinli” sayılacak.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***