Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

“Korsan törenle fethin yıl dönümünü bölmeye çalışıyorlar”

"Korsan törenle fethin yıl dönümünü bölmeye çalışıyorlar"



İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul’un Fethi’nin 569. yıl dönümünü, Maltepe’deki Orhangazi Şehir Parkı’nda düzenlenen, etkinliklerle kutladı.

Pinhani konseriyle başlayan etkinlik, mehteran gösterisiyle devam etti. Mehteran gösterisinin ardından, eşi Dilek İmamoğlu ile el ele konuşma yapacağı platforma çıkan İmamoğlu, “569 yıldır hepimizin göz bebeği, evimiz ve vatanımız olan bu muhteşem şehrin, yüz yıllardır sayısız milleti cezbetmiş olan İstanbul’un fetih yıldönümü kutlu olsun. Dünyanın en değerli noktasındaki bu emsalsiz şehri fethederek bizlere armağan eden, çağ açıp çağ kapatan yüce Fatih Sultan Mehmet Han’a selam olsun. Selam olsun, İstanbul’u fetheden o güzel komutana. Selam olsun ‘Onu fetheden güzel orduya” ifadelerini kullandı.

“FATİH, İSTANBUL’U HOŞGÖRÜ KENTİ HALİNE GETİRDİ”

“Fethi ve Fatih Sultan Mehmet’i hepimiz iyi anlamalıyız” diyen İmamoğlu, konuşmasında, 7 dil bilen Fatih Sultan Mehmet’in bilim insanı, komutan, sanatçı, siyasetçi ve adaletli kimliklerinden detaylı örnekler verdi.

Fatih’in, İstanbul’un fethi sürecinde Osmanlı donanmasını karadan yürüterek Haliç’e indirdiğini hatırlatan İmamoğlu, şunları söyledi;

“19 yaşında ikinci kez Osmanlı padişahı olan Sultan İkinci Mehmet, 21 yaşında İstanbul’u fethetti. Tam 1100 yıllık Doğu Roma İmparatorluğu’nu ortadan kaldırarak, ‘Fatih’ unvanını aldı. Fatih’in 29 Mayıs 1453’te İstanbul’u fethetmesiyle, Osmanlı İmparatorluğu, dünyada dengeleri değiştiren bir global devlete dönüştü.

Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarına yayılan bir küresel güç olarak, tarihteki onurlu yerini aldı. Fatih Sultan Mehmet Han, fetihle sadece Osmanlıyı bir küresel güç yapmakla kalmadı, aynı zamanda İstanbul’u her dinden, her milliyetten ve her hayat tarzından insanlar için bir hoşgörü kenti haline getirdi.

“İSTANBUL’UN FETHİ, GÖNÜLLERİN FETHİDİR”

“Fatih’in fetih anlayışı, bilime saygı, kültüre saygı, kanunlara saygı, sanata saygı, inançlara saygı ve kimliklere saygıdır” diyen İmamoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün de aynı anlayışla, Fatih’ten 470 yıl sonra, 6 Ekim 1923’te İstanbul’u düşman işgalinden kurtardığını hatırlattı. “Atatürk’ün fetih anlayışı da memleketi kurtarmak ve milleti birleştirerek muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmaktı” tespitlerinde bulunan İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bize göre de bu çağda İstanbul’un fethi, gönüllerin fethidir. Ayrıştırmak ve bölmek yerine, birleştirmek; korkutmak yerine, sevmektir fethin anlamı. Her koşulda bilimi, sanatı ve kültürü kılavuz almak, şehri ve ülkeyi ileriye götüren aydınlara, bilim insanlarına ve sanatçılara itibar etmektir.

Biz tam da bu anlayışla, İstanbul’da bir değişim süreci yönetiyoruz. Bu anlayışla, şehrimizde yaşayan her İstanbulluyu kucaklıyoruz. Kimsenin kökenine, inancına veya hayat tarzına bakmadan, her bir hemşerilerimizi eşit, onurlu ve birinci derece vatandaş kabul ederek, eşit ve adil hizmet üretiyoruz.

Şehrimizin her köşesine kesintisiz hizmetler götürüyoruz. Nerede bir hukuksuzluk varsa, nerede bir yanlışlık veya yolsuzluk varsa, nerede bir israf varsa, yapanların kim olduğuna bakmadan karşı çıkıyoruz. Nerede bir mağdur varsa, nerede bir yoksul varsa, onun yanında oluyoruz.

“BU ÇAĞDA FETİH, ŞEHRİN DÖRT BİR YANINDA 15 YAŞAM VADİSİ KURMAKTIR”

“Bize göre bu çağda fetih; yıllarca ihmal edilmiş olan bu muazzam şehri metro hatlarıyla donatmaktır” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Bu yüzden dünya tarihinde bir ilk olarak, aynı anda 10 hatta birden metro inşa ediyoruz. Bize göre bu çağda fetih; çocuklar sağlıklı gelişsin, yetişkinler huzur bulsun diye şehrin dört bir yanında 15 yaşam vadisi kurmaktır. Bize göre bu çağda fetih; İstanbul’u İstanbul yapan değerlere, şehrimizin tabiatına, yeraltı ve yer üstü kaynaklarına ve de özellikle tarihi mirasına sahip çıkmaktır. O yüzden İBB miras ekiplerimizle bu şehrin her tarafında, terk edilmiş ve yıkılmaya yüz tutmuş tarihi yapıları, surları, camileri, hazireleri, şadırvanları ve sarayları onarıyor ve şehrimize yeniden kazandırıyoruz.”

“EN FAZLA 1 YILLIK ÖMÜRLERİ KALDI”

Fatih’in ve Atatürk’ün miras bıraktığı kutsal emanetlere daha önce kimsenin yapmadığı kadar özen gösterdiklerini vurgulayan İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Biz, İstanbul’a sahip çıkarken; biz, İstanbul’un değerlerini korumaya ve kurtarmaya çalışırken; biz, İstanbul için gece gündüz cansiperane çalışırken ve İstanbulluların yaşam kalitesini yükseltmek için mücadele ederken, karşımızdakiler de boş durmuyor.

Önümüzü kesmenin, tuhaf akıllarla bizlere engeller çıkarmanın mesaisini yapıyorlar. Bize karşı her gün yeni, haksız ve hukuksuz adımlar atıyorlar. Bu şehri bizlere armağan eden Fatih Sultan Mehmet Han ve ordusunun kutsal emanetine ihanet etmeyi sürdürüyorlar.

O bitmeyen rant hırslarıyla hepimizin ortak değerlerini, fikrimizi, kararımızı sormadan tahrip ediyorlar. Örneğin; Ata’dan miras kalan bu kadim şehrin hayat damarlarını kesmek için, adına ‘Kanal İstanbul’ denen beton bir kanal kurmak isteyenler olacaktır.

Şehrin doğal ormanlarını, tarım alanlarını yok ederek, kuzey ormanlarının ranta açarak büyük bir tehdit altına sokanlar olacaktır. Örneğin; Osmanlı’dan bize miras kalmış olan, milyarlarca dolarlık yatırımla inşa edilmiş olan Atatürk Havalimanı’nı bir kalemde çöpe atmak istiyor olabilirler.

Plansız ihale yapar, ihalesiz oraya makine sokar. Makine soktuktan sonra, plansız yerde katır kutur o pistleri kırmaya çalışıyor olabilirler. Ama size söyleyeyim: Bunu yapmak için, sadece ve sadece en fazla bir yıl ömürleri kaldı.”

“BERABER, GELECEĞE UMUTLA BAKACAĞIZ”

“Dahası; bugün Atatürk Havalimanı’nda korsan bir tören ekleyerek, bu aziz şehrin fetih yıldönümünü bile bölmek için çaba sarf ediyorlar” diyen İmamoğlu, çoğunluğu gençlerden oluşan katılımcılara, “Size mesaj atarak, ‘Buraya mecbur gelin’ dedim mi? Ya da size mesaj çekip, ‘Buraya gelmezseniz yarın işinize de gidemezsiniz’ dedik mi” sorularını yöneltti. Katılımcılardan “Hayır” yanıtını alan İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle devam ettirdi:

“Kendi kendinize, gönülden buraya geldiniz. Sanatçılarımızla buluşacaksınız. Fethin ne anlama geldiğini, birazdan gösterilerimizde göreceksiniz. Beraber eğleneceğiz. Beraber mutlu olacağız. Beraber geleceğe umutla bakacağız.

Ama bu arkadaşlar böyle yapmıyor. Size komik bir şey söyleyeyim. İstanbul’un göbeğinde, -sözüm ona adını da söyleyemiyorlar, ‘Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi!’, ‘Millet Bahçesi Atatürk Havalimanı’, ne diyeceklerini de şaşırdılar…

Bakın komik olan ne? Atatürk Havalimanı, Bakırköy’de değil mi? Bakırköy Belediye Başkanı’nı bile davet etmemişler. İstanbul Atatürk Havalimanı, arkadaşların ‘2023’te çıkacağız’ dedikleri uzayda değil, değil mi? İstanbul’da. Ya İstanbul’un Belediye Başkanı’nı bile davet etmekten çekiniyorlar, korkuyorlar.”

“ASLA AMACINIZA ULAŞAMAYACAKSINIZ; BOŞUNA ÇABALAMAYIN”

“İnsanları meydana taşıyarak bir tören yapma çabası içerisinde olan bu insanlara şaşıyorum” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Ama işte buradan, İstanbul’dan, Maltepe’den, bu güzel parktan, fetih kutlamalarından kendilerine sesleniyorum. Ve diyorum ki; asla bizi yıldıramayacaksınız. Asla bizi vazgeçiremeyeceksiniz.

Bizi, asla geri bırakamayacaksınız. Asla ama asla amacınıza ulaşamayacaksınız. Boşuna çabalamayın. Biz birliğe, beraberliğe, hukuka, adalete, demokrasiye, ortak akla ve liyakate inanmış Türkiye’de 86 milyon, İstanbul’da 16 milyon vatandaşız. Biz, Fatih Sultan Mehmet Han’ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve başta Ulubatlı Hasan olmak üzere tüm şehitlerimizin emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız.

Bu arkadaşlar çok ama çok iyi bilsin ki, tüm bu kötülüklerin günleri sayılı. Bugünler hızlı geçecek. Tüm bu yaptıklarınızın faturasını, yakında sandıkta hem de bu gencecik Z kuşağı kesecek.”

“SİZLERİ AYRIŞTIRMAYA UĞRAŞANLARA İNAT, BİRBİRİNİZİN ELİNİ SIKIN”

“Bu meydanda her yaştan insan var, her inançtan, her yaşam koşullarından insanımız var” diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı;

“Sevgili dostlarım, kıymetli hemşehrilerim biriz. Bir olursak iri oluruz, diri oluruz. Yanınızdakine selam verin. Birbirinize gülümseyin. Sizleri ayrıştırmaya uğraşanlara inat, birbirinizin elini sıkın. Hal hatır sorun.

Hep birlikte bu şehri kalkındıracağız. Son olarak şunu ifade edeyim; bütün gençlere ve bütün İstanbullulara şunu söyleyeyim: Hep birlikte olursak, İstanbul’u bilimle, ortak akılla, adalete, uygar bir döneme, çağdaş bir yaşam koşuluna, herkesin birbirine saygı duyduğu ortama hep birlikte taşıyabiliriz.

Burada çok kıymetli siyasi dostlarımız var. Grup Başkanvekilimiz, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, il başkanlarımız var. Sizlere şunu söylemek istiyorum: Hep birlikte çalışırsak, en genç 2023’te ya da daha önce hep birlikte çok çalışırsak, -sevgili gençler kulağınız bende mi- her şey çok güzel olacak.”

 


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version