Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Finlandiya ve İsveç ile ilgili iddialar doğru mu?

Finlandiya ve İsveç ile ilgili iddialar doğru mu?


Yapılmayan panik alışverişleri, olmayan anlaşmalar veya veriden yoksun kamuoyu yoklamaları… DW, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğiyle ilgili ortaya atılan bu iddiaların doğruluğunu inceledi.

Finlandiya’nın NATO’ya girmesi sözleşmelerin ihlali mi?

 

İddia: Rusya, Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğinin aralarındaki ikili sözleşmenin ihlali olduğu iddiasını ortaya atıyor. Twitter’da bir kullanıcı da “Çoğu kişi Finlandiya’nın tarihini ve Nazi Almanyası ile bağlantısını bilmiyor” diyor ve devam ediyor: “Rusya, 2. Dünya Savaşı sonrasında Finlandiya ile bir uzlaşmaya vardı, ancak Finlandiya şimdi bunu ihlal ediyor”.

 

DW Doğruluk Kontrolü: İddia yanlış

 

Finlandiya’ya yönelik ortaya atılan iddialarda kastedilen “Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Dayanışma Antlaşması”, 6 Nisan 1948’de Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasında imzalandı. Antlaşma ile taraflar, karşılıklı olarak birbirinin aleyhinde olan ittifaklara veya koalisyonlara katılmamayı taahhüt ediyor.

 

Ayrıca söz konusu antlaşma, imzacı tarafları Finlandiya’ya doğrudan saldırılması veya dönemin Sovyetler Birliği’ne Batılı güçlerin Finlandiya toprakları üzerinden saldırması gibi durumlarda da askeri dayanışma göstermekle yükümlü kılıyor. Finlandiya-Sovyetler Birliği Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Dayanışma Antlaşması 1955, 1970 ve 1983 yıllarında uzatıldı.

 

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ise sözleşme, 20 Ocak 1992’de “Rusya Federasyonu ile Finlandiya Cumhuriyeti Arasında İyi Komşuluk Antlaşması” olarak yenilendi.

 

Yenilenen antlaşma, Finlandiya ve Rusya’yı artık birbirilerine karşı nötr, bir başka deyimle tarafsız olmakla yükümlü kılma hükmünü içermiyor.

 

Finlandiya’nın dış politikasındaki tarafsızlık ilkesi, 1992 yılında Avrupa Birliği’ne (AB) girme müzakereleri döneminde yeniden güncellenmişti, nitekim o dönem Finlandiya AB’nin Maastricht Anlaşması’nı benimsemesiyle birlikte, Birlik’in güvenlik ve dış politika konusundaki ortak ilkelerini de otomatikman kabul etmiş oldu. Böylece Finlandiya’nın tarafsızlık prensipleri de AB’nin şartları çerçevesinde biçimlendi.

 

Finlandiya’nın Nazi Almanyası ile bağlantıları olduğu iddiasına gelince… Bu iddialar, Finlandiya’nın 2. Dünya Savaşı sırasında Almanya’daki Hitler rejimi ile arasında vardığı askeri ittifaka dayanıyor. 1941 yılında varılan söz konusu askeri ittifak, o dönemki Finlandiya yönetiminin, 1939’da Rusya’nın “Kış Savaşı” diye tanınan saldırıyla Sovyetler Birliği’nin Finlandiya’ya girmesi üzerine, yani tepki olarak Almanya ile yapılan bir uzlaşıydı.

 

Finlandiya, Almanya ile yaptığı askeri ittifakın desteği ile Sovyetler’in işgaliyle kaybettiği toprakları geri almayı amaçlıyordu. Öte yandan Berlin ile yaptığı anlaşmaya rağmen Helsinki yönetimi, Hitler rejiminin de tepkisine rağmen 19 Eylül 1944’te Moskova ile ateşkes konusunda uzlaştı ve Müttefik Devletler tarafında savaşmaya başladı.

 

NATO savaş çığırtkanı mı?

 

İddia: Almanya haber ajansı dpa’ya, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üye olma planları üzerine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, kısa bir süre önce eski Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinin devlet ve hükümet başkanlarıyla Moskova’da bir toplantı yaptı ve uluslararası ilişkilerin kötüleşmesine karşı uyardı. Putin’in “Bu, (Finlandiya ve İsveç’in üyelik planı), güvenlik konusunda zaten kolay olmayan uluslararası durumu daha da kötüleştiriyor” dedi.

 

DW Doğruluk Kontrolü: Kafa karıştırıcı

 

NATO’nun agresif taraf olduğu anlatımını yaratma konusunda Kremlin bir süredir yoğun çaba harcıyor.

 

Almanya Federal Meclisi Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen ise bir adım daha öne giderek bir çağrı yaptı ve “NATO’suz Yaşam-Barış İçin Fikirler” sloganı ile bir kongre düzenlemeye karar verdi. 21 Mayıs’ta yapılacak bu kongreye çağrısında Rusya’ya yönelik yeterli teklif götürülmediği ve diplomatik çaba da gösterilmediğini iddia eden Dağdelen, NATO’yu da “Dünya çapındaki en büyük savaş makinesi” de ilan etti.

 

Var olan gerçek ise Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana 14 Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa ülkesinin NATO’ya katılmış olduğu.

 

Bu arada NATO’nun kurucu ülkelerinden Norveç’in de aralarında bulunduğu beş ülkenin, ki bunlar Norveç dışında Litvanya, Letonya, Estonya ve Polonya, Rusya ile doğrudan sınırı var. Finlandiya’nın üyeliği ile Rusya’ya sınırı olan altıncı bir NATO üyesi ülke daha olacak.

 

2008 yılında da Ukrayna’ya NATO’ya üyelik perspektifi verildi, ancak bu daha sonra donduruldu. Rusya, NATO’nun doğu kanadındaki genişleme nedeniyle kendisini tehdit altında görüyor ve güvenlik garantileri verilmesini talep ediyor.

 

Rusya’nın askeri saldırılara karşı endişelerinin giderilmesi amacıyla Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından NATO ile Rusya arasında 27 Mayıs 1997’de NATO-Rusya Kurucu Senedi imzalanmıştı.

 

Bu sözleşmede her iki taraf da tehdit veya şiddet uygulamama ya da egemenlik haklarını ihlal etmeme yönündeki ilkeleri kabul ettiler. Sözleşme aynı zamanda Orta ve Doğu Avrupa’daki yeni NATO üyesi ülkelerde nükleer silahların konuşlandırılmayacağını taahhüt ediyor. 

 

NATO uzmanı Almanya Bilim ve Siyaset Vakfı’ndan (SWP) Markus Kaim, Finlandiya’nın ve İsveç’in izlediği tutumu destekliyor. ZDF televizyon kanalına verdiği söyleşide Kaim, her iki ülkenin NATO’ya üyelik konusunda, Rusya ile ilişkilerin var olandan daha da fazla zora girmemesi amacıyla çok dikkatli davrandığını söyledi. 

 

Fin hükümetinde yer alan koalisyon partisi sol parti Vasemmistoliitto da “savunmaya yönelik bir NATO üyeliğini” hedeflediklerini vurguluyor. Sol ittifaktan milletvekili Veronika Honkasalo, “Bizler NATO üyeliği ile ülkemize nükleer silahlar, kalıcı üsler ve daimi askeri birlikler getirmeyeceğiz” diyor.

 

Özetle Finlandiya ve İsveç’in taahhütlerinden yola çıkıldığında bu iki ülkenin NATO üyeliğinden bir tehdit ortaya çıkmayacağını vadettikleri görülüyor. Ayrıca bu iki ülke NATO’ya üyeliği ile aynı zamanda NATO-Rusya Kurucu Senedi’ne de onay vermiş olacak. Bu arada bu iki aday ülke, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından sonra, aksine asıl kendilerinin egemenlik haklarının ihlal edileceği endişesiyle NATO’ya üye olmak istediklerini beyan ettiler.    

 

Türklerin büyük bir kısmı Finlandiya ve İsveç’in üyeliğine karşı mı?

 

İddia: Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk açıklamalarının ardından geçen hafta Berlin’e geldi. 14 ve 15 Mayıs’ta düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı’na katılmak üzere Berlin’e uçmadan önce konuşan Mevlüt Çavuşoğlu “Türk halkının büyük bir kısmının bu Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliklerine karşı” olduğunu ifade etti.

 

DW Doğruluk Kontrolü: Yanlış

 

Türkiye’nin tanınmış kamuoyu araştırma enstitülerinden MetroPOLL’ün verdiği bilgiye göre, geçen hafta başlayan bu tartışma konusunda hali hazırda Türkiye’de yapılmış ve sonuçları yayınlanmış aktüel araştırmalar bulunmuyor. Ancak MetroPOLL, son günlere damgasını vuran bu konuda, kendisinin bu hafta yürüttüğü saha çalışmasının sorular kataloğuna söz konusu ülkelerin NATO’ya üyelik meselesini dahil ettiğini, sonuçların önümüzdeki hafta ortasında kamuoyuna duyurulacağını belirtti. 

 

Finlandiya’da panik satışları yapılıyor mu?

 

İddia: ABD’li dergi Newsweek, bir haberinde “Rusya’ya sınır bölgelerde yaşayan Finlandiyalıların Moskova ile yaşanacak olası bir çatışmaya kendilerini hazırlamak amacıyla panik bir şekilde gıda alışverişi yaptıklarını ve sığınabilecekleri barınaklar aradığını” ileri sürdü. Bu panik havasının sebebinin de Moskova’nın, Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğine karşılık misilleme yapacağını duyurması olduğu savundu.

 

DW Doğruluk Kontrolü: Yanlış

 

Sözü edilen ve Finlandiya halkının panik şekilde ürün istiflemeye başladığını iddia eden haber internette yoğun tartışmalara neden oldu. Çok sayıda okuyucu ile habere konu olan, ülkenin güneyinde Rusya ile sınır kenti olan Lappeenranta belediyesi haberi eleştirdiler.

 

Lappeenranta belediyesi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Newsweek’in haberinin başlığı ve içeriği birbirine uymuyor. Lapeenranta’da panik alışverişleri yok” diye yazdı.

 

Başka sosyal medya kullanıcıları da ülkedeki barınakların düzenli aralıklarla zaten gözden geçirildiğini, halkın ise özellikle hafta sonlarında temel gıda ve içecek ihtiyacını giderdiğini vurguladılar.

 

Finlandiya, afet ve olağanüstü hal durumlarına hazırlık konusunda Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında örnek gösterilenlerden biri. Kamuya ait olan 72 Tuntia’nın internet sayfasında vatandaşlara, olası elektrik kesintileri veya başka acil durumlar için başlıca tavsiyeler sıralanıyor. Söz konusu sayfada yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre de Ukrayna savaşından önce 2022 ilkbaharında bir milyon Finlandiyalının evinde yeterli temel gıda ve su depoladığı ortaya çıktı. 

 

KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – ELMAS TOPCU


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version