CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 Mayıs’ta partililerle birlikte SADAT’ın İstanbul’un Beylikdüzü ilçesindeki genel merkezine gitmesinin ardından gözler SADAT’a çevrilmişti.
Kılıçdaroğlu, SADAT’ı ‘paramiliter kuruluş‘ olarak tanımlamış, ‘seçim güvenliğini sarsacak bir durumdan’ SADAT ve cumhurbaşkanlığını sorumlu tutmuştu.
Meclis’teki grup toplantısında partililere seslenen Erdoğan şunları kaydetti:
“CHP ve şurekası sürekli öyle yalanlarla ki karşımıza çıkıyorlar ki muhatap alıp cevap vermeyi zul kabul ediyoruz. CHP İstanbul il başkanının mahkumiyet kararlarının onanmasının ardından bize yönelik hakaret furyası başlattılar. Yargı kararları elbette eleştirilebilir. Her kem sözün, attıkları her iftiranın cevabını hukuk önünde verecekler.
Diyelim kuyruk acıları var, sağa sola saldırıyorlar, ardından akılla ilgisi olmayan SADAT tantanası çıkardılar. 2018’de halen CHP ittifakı içinde yer alan bir siyasi partinin genel başkanı hanımefendi ülkemizin çeşitli yerlerinde silahlı eğitim kampları kurulduğu iddiasını dile getirmişti. Soruşturma açılmış, savcılık bu iddianın yalan olduğunu belgelerle ortaya koymuştu.
CHP’nin başındaki zat SADAT’ın önüne baskın yapar gidip benzer zırvaları sıralamıştır. Bu çıkışın niçin şimdi yapıldığını iyi biliyoruz. Tüm kalbimle diyorum ki; başaramayacaksınız. SADAT’ın yöneticileriyle yakından uzaktan hiçbir alakam olmadığı halde bunu bizim şu anda kullandığımız adeta darbeci oluşum olduğunu söyleyecek kadar bu başkan terbiyesizleşiyor. Bay Kemal sen ne dersen de sabahtan akşama kadar yalan yatıyorsun, yalanla kalkıyorsun. Darbecilere yaptıramadığını sinsi çelmelerle başarıya ulaştıramadığınız işi Bay Kemal gibi karikatür tiple hiç elde edemezsiniz.”
“DERTLERİ ATATÜRK DEĞİL Kİ”
Erdoğan, Atatürk Havalimanı’ndeki millet bahçesi projesine gelen eleştirlere dair şunları söyledi:
“İstanbul Havalimanı inşaatı başladığından beri sürekli bir yalan rüzgarı esiyor. Burası 80 darbesine kadar Yeşilköy Havalimanı’ydı. Cumhuriyet döneminden tüm darbecilerin yaptıkları ihaneti gizlemek için kullandıkları en önemli araç hep Atatürk maskesi olmuştur. 12 Eylül darbecilerinin başı Evren de aynı yolu izleyerek Yeşilköy Havalimanı’nın ismini Atatürk yapmıştır. Bunların derdi Atatürk ismine sahip çıkmak değil. Bunların derdi Atatürk ismi olsaydı Kendilerine ‘Atatürk’ün itleri’ diyenlere hesap sorarlardı.
Bu hesabı soramayanların attıkları iftiralar çok net ortada. Böyle dertleri olsa belediye birimlerini terör örgütüne teslim edenlere hesap sorarlardı. Kendi ülkelerini yabancı ülkelere şikayet eden genel başkanlarından, belediye başkanlarından hesap sorarlardı. AKM’ye karşı çıkanlardan hesap sorarlardı.
Dünyanın pek çok yerinde yapıldığı gibi yeni bir havalimanı inşa ederek sorunun çözümü yoluna gittik. Bunu bile kabul edemediler. Kargo bölümü bile Atatürk Havalimanı kadar olan İstanbul Havalimanı ülkemizin tarihine en büyük kazanımlardan biri olarak geçmiştir. Atatürk Havalimanı’nın bir pisti oradaki hastaneye hizmet vermek ve ihtiyaç halinde kullanılmak üzere açık tutulmaktadır. Yeni havalimanımız ise tek kuruş milletin cebinden çıkmadan yapılmıştır. Milletin cebine para aktaran bir kaynak haline gelmiştir. Dünyanın en prestijli eserlerinden biri olan bu havalimanını itibarsızlaştırmaya çalışmak beyhudedir.
Buradan sesleniyorum, Ankara, İzmir, İstanbul olmak üzere kaç tane millet bahçesi yaptınız, bize bir bunu ispatlayın. Bu zat geçmişte Atatürk Havalimanı’na yapılacak millet bahçesini öyle bir sahiplenmişti ki, telefonunu dinleyerek projeyi ondan çaldığımızı söyleyecek kadar ileri gitmişti. Bay Kemal bizim o kadar boş vaktimi yok. İşimiz gücümüz yok Bay Kemal’i dinleyeceğiz. İşine bak ya.
Buranın yabancılara sayılacağı yalanıyla milleti galeyana getirmeye çalışıyorlar. Bana bir televizyon kanalında soruldu, ben böyle bir şey olamayacağını söylemedim. Bunlar için Amerikan, Alman, Yunan değil, Afrikalısı, Arap’ı yabancıdır.
29 Mayıs’ta İstanbul’un fethi Atatürk Havalimanı’nda kutlanacak.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***