Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan: 250 bin lira tazminatı Kemal’in iftira attığı vakıflara gönderdik

Erdoğan: 250 bin lira tazminatı Kemal'in iftira attığı vakıflara gönderdik


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ndeki Millet Bahçesi ilk fidan dikim töreninin ardından İstanbul’un fethinin 569. yıl dönümü kutlamaları kapsamında konuştu. Erdoğan konuşmasında Suriye’de operasyonların süreceğini belirtti. Konuşmasında Kılıçdaroğlu’na tepki gösteren Erdoğan, “Gözümüzü burada açtık, havamızı burada soluduk, son nefesimize kadar buradayız.” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle;

560 BİN KİŞİ KARŞIMDA DURUYOR’

“Aziz milletim Konstantiniye muhakkak fetholunacaktır, onu fetheden komutan ne güzel komutan ve onun ordusu, askeri ne güzel askerdir buyuran sevgililer sevgilisi peygamber efendimizin İstanbul’un fethiyle, 569. yıldönümünü kutladığımız bugünde aldığım resmi rakamlarla şu anda 560 bin kişi karşımda bulunuyor.

‘2053 VİZYONUMUZA BİR ADIM DAHA YAKLAŞTIK’

Bugün İstanbul’un fethinin 569. yıldönümü. Cumhur İttifakı olarak biraradayız. Bu yıldönümünü temsilen 569 yeniçerimiz burada. Bu demektir ki, fethin 600. yıldönümüne adadığımız 2053 vizyonumuza bir adım daha yaklaştık.

‘AKŞAM YALAN SABAH YALAN’

Erdoğan sözlerini muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kaçış planı” başlıklı iddiasına yanıt vererek sürdürdü.

“Akşam yalan, sabah yalan… Bununla bir yere varamazsınız. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yatsı geldi geçiyor Bay Kemal kendine gel kendine. Aynen senin geçmişinde olanlar gibi, Menderes için diyorlardı ya uçaklar dolusu altın, elmas kaçırdılar. Aynen şimdi ifadeler değişiyor mu? Aynısını şimdi Bay Kemal kullanıyor. Bu yalanların tutmayacak.

‘250 BİN LİRA TAZMİNATI VAKIFLARA GÖNDERDİK’

Bay Kemal bu yalanlar tutmayacak. İşte yargı kararıyla 150 bin lira ve 100 bin lira tazminat aldık. Toplam 250 bin lira. Şimdi bunları Bay Kemal’in iftira attığı vakıflara gönderdik. Hiç olmazsa bir hayrı olsun. Türkiye küresel güvenlik ve ekonomik dalgalanmalar içinde kendine yol açmaya çalışırken bunu sabote edecek işler yapmayın. Operasyonlar gerçekleştirirken buna zarar verecek davranışlar sergilemeyin. ‘Gidin Eset’le görüşün’ diyor. Sen görüşüyorsun, yeter zaten.

‘TERÖRİSTLERİN KÖKÜNÜ KAZIYANA KADAR DEVAM EDECEĞİZ’

Biz Suriye’nin kuzeyinde teröristlerle mücadele ediyoruz, teröristleri yere gömüyoruz. Buralarda teröristlerin kökünü kazıyana kadar devam edeceğiz. Türkiye yeni kalkınma hamlesi başlatırken kurnazlığına sergileme kolaycılığına kaçmayın. Egemenlik haklarına yönelik tacizlere karşı tarihi haysiyet mücadelesi yürütürken mandacı zihniyeti hortlatacak atraksiyonlara yönelmeyin.

Bu konuların Tayyip Erdoğan’ın şahsıyla, partisiyle, ittifakıyla ilgisi yoktur. Bunların hepsi Türk milletinin meselesidir. Asırlık kayıplarımızı telafi etmek, ortak hedeflerimize ulaşma meselesidir. Kendi ülkesi, milleti, devletinin derdiyle dertlenmeyen bu ülkenin siyasetçisi de aydını da sanatçısı da iş insanı da olamaz.

Gelin ülkemizi cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına adadığımız 2023 hedeflerine beraberce ulaştıralım. Gelin ülkemizi fethin 600. yılına adadığımız 2053 vizyonuyla mutlaka buluşturalım. Ülkemizi Malazgirt’in bininci yılına adadığımız 2071 hayallerine kavuşturalım. Bu uğurda gerekirse her platformda yedi düvelle kavga edelim. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.

İşte bizim her buluşmada ahdimiz bu. Milli meselelerin hedeflerin, mücadelelerin siyaset üstü ele alınması gibi hep birlikte geleceğimiz için doğru olanı yapalım. Yalanla, iftira ile bu iş olmaz. Bay Kemal siz ne yaparsanız yapın’ bizim görevimiz hepsine karşı çıkmak’ demekle de bu iş olmaz. İnsan biraz utanır. Kaçacak türü akıl ve ahlak dışı hezeyanlarla bu iş hiç olmaz.

‘KAÇACAK’ DEDİĞİNİZ KİŞİ ERDOĞAN YA’

İşte Erdoğan burada. Ataköy’de ölümüne burada. 15 Temmuz gecesi ben milletimi nereye çağırdım? Atatürk Havalimanına. Milletim oraya geldi. Bay Kemal FETÖ’cülerle beraber tankların arasından Bakırköy Belediyesi’ne gitti. Orada kahvesini yudumladı. Biz oradan mesajımızı verdik. ‘Kaçacak’ dediğiniz kişi Tayyip Erdoğan ya! Biz vesayet güçlerinin nobranlığından kaçmamışız, terör örgütlerinin, ağababalarının ateş topu gibi üzerimize gelen saldırılarından kaçmamışız, biz 15 Temmuz gecesi savaş uçaklarının, helikopterlerin, tankların, tüfeklerin namlularından kaçmamışız. Biz gözümüzü burada açtık, Allah’ın izniyle son nefesimize kadar buradayız.

‘KİMİN KAÇIP GAVURUN KILICINI ÇALACAĞINI HEP BİRLİKTE GÖRECEĞİZ’

Bugüne kadar kaçacak diyenlerin hepsi de zoru gördükçe kuyruklarını kıstırıp kaçtılar. Kimi terör örgütlerine sığınarak, kimi yabancı istihbarat örgütlerin kucağında kaçtık. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda’da olanlar var. Bunlar oralarda onlarla sohbet ediyorlar. Kimi kılık değiştirip kamyon kasasıda, bot üstünde kaçtı. Kimi darbecilerin açtığı yoldan belediye başkanının evine kaçtı. Hepsinin de ihaneti önünde sonunda ortaya çıktı. Allah ömür verirse kimin son nefesine kadar bu millete hizmet kimin kaçıp gavurun kılıcını çalacağını hep birlikte göreceğiz.

Türkiye kartallar gibi yalnız uçmak zorunda kalsa da leş kargalarının güdümüne girmeyecek, ellerine kalmayacaktır. Türkiye’nin davası hak davadır. Tek başına da kalsa bu hak yolda yürümeyi sürdürecektir. Milletimiz tek başına da kalsa bu kutlu mücadeleyi sürdürecektir. Biz muhakkak olan zafere olan inancımıza büyük ve güçlü Türkiye davasında yürümeye devam edeceğiz. Onca eseri görmeyenlerin New York’ta BM binasının karşısında yükseleni görmeyenlerin, Diyanet Vakfı’nın üstlendiği vazifeyi görmeyenlerin, 21 katlı yurt binasının gerisindeki gayeyi görmeyenlerin özellikle görmelerini beklemiyoruz.
 

‘BU YURT BİNASINDAN RAHATSIZLAR’

Bu yurt binasının yapılmasından FETÖ, PKK, Ermeni ve Rum lobileri, sivil toplum kuruluşu görünümlü istihbarat aygıtları ve bir de CHP ve Bay Kemal rahatsız. Bu yurt hizmete girdiğinde ABD’ye giden gençlerimizi düşmanlar ağına düşüremeyeceklerdir. Anneler ve babalar evlatlarını huzuru kalple oraya eğitime gönderecekler.

Bunların derdi oraya harcanan para değildir. Bu Türkiye düşmanlarının oyunlarını bozuyoruz. Kahırlarından ölse de bu oyunları da bozacağız. Bu eserleri tamamlayıp milletimizin hizmetine vereceğiz.
“Tek meselenin İstanbul olmadığını bilmemiz lazım”

Bu yolda kararlılıkla devam ediyoruz. Hayatları boyunca ülkeye ve millete kazandırdıkları tek eserleri olmayan, hep olduğu gibi boyunlarını büküp yutkunarak orada verilen hizmetleri seyredeceklerdir. Efendilerinden yedikleri zılgıt yanlarına kar kalacak. Gezi olayları sırasında İstanbul sokaklarını zulüm 1453’de başladı yazıları bu zihniyet kirletti. Burada tek meselenin İstanbul olmadığını bilmemiz lazım.

Ayasofya mücadelesi başlı başına sebeptir. Fatih Sultan Mehmet Han sadece İstanbul’un fatihi değildir. Sırbistan, Mora, Atina, Eflak, Boğdan, Bosna, Hersek ve Arnavutluk’un da fatihidir. Otlukbeli zaferi ile Osmanlı sınırlarına katan fatihtir. Amasya, Sinop, Trabzon, Kırım’ın da fatihidir. Roma’ya korkulu günler yaşatan Fatih’tir.

Bu fetihler kuruluş dönemini tamamlayan Osmanlı’yı cihanşümul bir devlete çevirmiştir. Batılı devletlerden farklı olarak fethettiğimiz her yerde medeniyetimizin en güzel örneklerini sergileyen, imar hareketleri başlattık. Cami, medrese, kütüphane, çeşme, köprü, çarşı, hanlar, hamamlar, kervansaraylarla fethettiğimiz beldeleri yepyeni bir çehreye büründürdük.

Fatih de geniş coğrafyada birliğin ve adaletin tesisi için samimi gayret göstermiştir. Bizim medeniyetimizde fethetmek işgal etmek, yağmalamak değildir. Allah’ın adaletini o beldede hakim kılmaktır. Adaleti tesis edip, zulme engel olamazsanız orayı fethettik diyemezsiniz.

‘145 BİN AĞAÇ FİDANI DİKİLECEK’

Şimdi burada ülkesi milleti, önceliği medeniyet davası olamayanlar fethin sırrına vakıf olamazlar. Bu alan İstanbul’un en büyük millet bahçesi olacak. Atatürk Havalimanı’nın arazisinin kullanımları dışında kalan alanı millet bahçesi yaparak İstanbul halkının hizmetine sunuyoruz. 145 bin ağaç ve fidan buraya dikilecek.

Spordan pikniğe, kitap okumadan yürüyüşe, fuardan müzeye kadar her türlü faaliyetin yürütülebileceği bir alan olacak. Yaşlılardan çocuklara herkese hitap edecek. Günde 1 milyon insanın yararlanabileceği bir yer hale getiriyoruz. Aynı zamanda İstanbul’un en büyük afet toplanma alanı olarak hizmet verecek. Dünyanın hiçbir yerinde bir şehre böylesine yeşil alan kazandırma projesine karşı çıkacak aklı başında tek bir kişi bulamazsınız. Ama aklını kiraya vermiş, siyasi husumet uğruna herşeye karşı çıkmayı adet haline getirmiş bir kesimle karşı karşıyayız.

‘YEŞİL EDEBİYATI YAPARLAR’

Bunlar havalimanına, parka, ağaca, yeşile, köprüye karşı çıkar. İşlerine gelmeyince ağaç kesilecek yaygarası yaparlar. Şehrin göbeğinde kesilmiş ağaçları görmezden gelirler. Beşiktaş, Çırağan bölgede çınar ağaçlarını nasıl kestiklerini gördünüz. İşlerine gelmeyince dünyanın en önemli iklim anlaşmasına taraf olmamızı görmemezlikten gelirler. Yeşil edebiyatı yaparlar, işlerine gelmeyince burada olduğu gibi asfaltperestliğe, betonperestliğe savunurlar.

Bu sinsi 5. kol aparatları dikkate almıyoruz. Milletimiz bunları adam yerine koymadığını inşallah 2023’de gösterecek. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bu mankurtlar ne derse desin Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma kervanı menziline doğru ilerliyor. Atatürk Havalimanı ve Millet Bahçemizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah önümüzdeki yıl bu zamanlar hizmete açmış olacağız.

Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığımı ile diğer tüm kurumlarımıza teşekkür ediyorum. Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizin küçük modeli olan 8 bin metrekarelik şu alandaki çınardan ıhlamura 569 ağacın toprakla buluşan 2053 çiçeğin, 350 yaşındaki zeytin ağacının projenin tamamı bittiğinde 145 bin 530 ağacının ayrı bir anlamı var.

Burada da Pınarbaşı’ndan başlayarak tüm bahçeyi boydan boya geçecek deremiz akacak. Dalından meyve ve sebze toplayacak çocuklarımız tabiatla temas içinde olacak. Farklı konseptlerde kurulacak çocuk oyun alanları evlatlarımızın hayal güçlerini güçlendirecek. Peron, hangar, binalar fuarlardan bilim merkezlerine kadar çeşitli amaçlarda kullanılacak. 1006 odalı şehir hastanesini burada 3 ayda yaptık. Biz yaparız. Biz bu millete hizmet için varız.

Aynısını 3 ayda Sancaktepe’de yaptık. Biz fedai can ettik bu millet için. Bu şekilde bu yola devam edeceğiz. Bu bölgenin hava kalitesini inşallah hazırlayacağımız millet bahçesiyle değiştireceğiz.”

 

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version