Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Cemil Bayık: Kürdistan doğalgazı için bölgeyi kontrol altına almak istiyorlar

Cemil Bayık: Kürdistan doğalgazı için bölgeyi kontrol altına almak istiyorlar


KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Sterk TV’ye Türkiye’nin Zap’a yönelik son operasyonunu, Ezidilerin durumunu değerlendirdi. Bayık’ın konuşmasının belirli başlıkları şöyle: 

‘AMAÇLARI KÜRT HALKINI DEVRE DIŞI BIRAKMAK’ 

Rusya ve Ukrayna savaşı yüzünden Rusya’dan Avrupa’ya giden doğal gazı kesmek, Avrupa’ya gazı Ortadoğu’dan götürmek istiyorlar. Bu doğalgaz hattı da Kürdistan’dan geçiyor. Hedefleri bu güzergahı kendi amaçları/çıkarları doğrultusunda kontrolleri altına almak, bundan dolayı da PKK’yi ortadan kaldırmak ve Kürt halkını tepkisiz hale getirmek istiyorlar. Böylelikle doğal gazı rahatça Avrupa’ya taşıyacaklarını düşünüyorlar. Fakat yanlış hesap yapıyorlar. PKK ve Kürt halkına düşmanlık yapanlar doğru hesap yapamaz, bunlar boş hesaptır.

‘EZİDİLER MAZLUM BİR HALK’

Êzidîlerin DAİŞ’e karşı verdiği savaş, onlar için onur verici bir durum oldu. Hem Irak hem de Güney Kürdistan’ın onlara teşekkür etmesi ve onların makul taleplerini gerçekleştirmesi gerekir. Bunu yapacaklarına, yüzlerini ak çıkaranlara saldırıp  teslim almak istiyorlar. DAİŞ de onları teslim alıp ortadan kaldırmak istiyordu. Mazlum bir toplumdur, kimseye zararları yok. Ne bir devlet ne de Irak’tan ayrılmayı istiyorlar. Böyle bir güçleri de yok zaten. Kendi toprakları üzerinde, kendi inanç ve dinlerine göre yaşamak istiyorlar. İstedikleri budur. Bunun da kabul görülmesi gerekir. Kaldı ki bu büyük bir talep de değil. Talebi kabul etmeleri, onlara saygıyı daha da arttırır. Bu topluma saldırmak Irak’a hiçbir şey kazandırmaz, tam tersine kaybettirir. Doğru olan nedir? Irak’ın Êzidî toplumuyla diyalogla sorunları çözmesidir. Talepleri öyle Irak’a karşı değil, tam tersine Irak’ın zenginliğine katkı sağlayacak. Bu şekilde kendilerini DAİŞ ile aynı kefeye koymuş olacaklar. Çünkü DAİŞ onları ortadan kaldırmak istiyordu.

Irak ‘ben halkların, dinlerin dostuyum’ diyordu. Êzidîlerden başka mazlum bir halk yok. Çok az sayıda kalmışlar ve inançlarına göre yaşamak istiyorlar. Irak çok iyi bilmeli ki yürüttükleri bu siyasetin onlara da hiç faydası olmayacak, Êzidîlerden daha çok onlara zarar verecek. Bu siyaseti yanlış buluyoruz. Dünyada da demokrasi ve özgürlük güçlerinin Êzidîlere sahip çıkması gerekir. Bu onların vazgeçilmez görevi olmalı. Çünkü Êzidîler özgürce yaşamak istiyor. Êzidî halkının DAİŞ’e karşı verdiği mücadele insanlığa hizmetti. Bundan dolayı insanlık Êzidîlere karşı yürütülen bu siyasete karşı durmalı, onlardan istenen budur. Dünyaya ve insanlığa çağrımız da bu yöndedir.

‘KDP, TERCİHİNİ TÜRK DEVLETİNDEN YANA YAPTI’

Ben Newroz mesajımda KDP’nin tercihini Türk devletinden yaptığını söylemiştim. Bugün bu gerçeklik herkesin gözü önündedir. Belki Newroz’da o mesajı verdiğimde şüpheli yaklaşıyorlardı, ancak bugün bunun gün gibi ortada olduğunu gördüler. KDP, tercihini Kürt halkından yana değil Türkiye’den yana yaptı. Herkes Türk devletinin sadece Bakur’un değil bütün Kürtlerin düşmanı olduğunu iyi biliyor. Bu düşmanlığını Rojava’da, Güney Kürdistan’da, Avrupa’da, her yerde yürütüyor. Bu düşmanlık, öyle gizli saklı da değil herkesin gözleri önünde sergileniyor.

KDP neden halkını değil de, Türk devletini tercih etti? Çünkü KDP’de ailesel çıkarlar hakimdir. Öyle Kürt halkının çıkarlarını esas aldıkları yok, ailesel çıkarları esas alıyorlar. Bütün imkanları Barzani ailesinin hizmetine vermişler. Nasıl milyar dolar sahibi oldukları, ABD’den Körfez’e kadar hangi mal-mülklerinin olduğu dünya medyasında da yer aldı. Bununla Türk devletini tercih etmiş durumdalar. Bu kadar malı mülkü olan, gidip halkın yanında yer almaz, iktidarların yanında yer alır. Çünkü çıkarları bunu gerektirir.

Baktığımızda KDP’nin her açıdan Türk devletiyle birlikte savaşa katılmış olduğunu göreceğiz; gerillayı kuşatıyor, gerilla alanlarını birbirinden koparıyor, Türk askerlerinin o bölgeye gitmesine yardım ediyor, onların güvenliğini sağlıyor, lojistik ihtiyaçlarını karşılıyor, ölen askerleri savaş alanından alıp gönderiyor, istihbarat veriyor. Kısacası hiçbir şeyi esirgemiyor, her açıdan onların hizmetindedir. Burada sergilenen, Türk devletinin iradesidir, KDP’nin iradesi değil. 

‘HALK BU İHANETE TEPKİ GÖSTERİYOR’

Halkımızın şöyle bir atasözü vardı; “Kurmê darê ne ji darê be, dar kurmî nabe” (Ağacı kemiren kurt ağaçtan olmasa ağaç kurtlanmaz). Kürt halkı işte bu şekilde kendi içindeki ihanet çizgisini ifade etmiştir; çünkü ihanet Kürt halkında bir damardır. En çok çıkarları sömürgecilerin yanında olanlar bu damarın yürütücüsüdür. Kürdistan’daki bu durumun tarihsel bir alt yapısı vardır; Kürdistan’ın parçalanıp zayıf olması nedeniyle bunlar “eğer dışarıdan bir destek alamazsak sonuç alamayız” diyorlar. Kürdistan’ın etrafındaki dış güçler de sömürgeci güçlerdir, Kürt halkına düşmanlık siyaseti yürüten güçlerdir. Bundan dolayı Kürt egemenleri çıkarlarına uygun bir şekilde bu güçlerle birlikte oluyor ve halkı da kandırıyorlar. Halka “dört tarafımız çevrilidir, dışarıdan yardım alamazsak ayakta kalamayız” diyorlar.

Şu ana kadar böyle söylemlerle halkı kandırdılar. Fakat halk artık bunun öyle olmadığını, bu siyasetin Kürt halkı yerine Kürt düşmanlarına hizmet ettiğini görüyor. Kürt halkı köklerini esas alıyor, Newroz ruhunu esas alıyor. Bu ruhla kendi imkanlarıyla mücadelesini yürütüyor. Gittikçe bu durum daha da güçleniyor. Kürt halkının bu mücadelesi bölgeyi etkiliyor, hatta dünyayı etkilediğini söyleyebiliriz. Bugün herkes PKK’nin, Kürt halkının mücadelesini görüyor ve bundan güç alıyor, umudunu büyütüyor. Rêber Apo’yu ve Kürt kadınlarını öncüsü olarak görüyor. Bundan dolayı da KDP’nin işbirliğiyle Türk devletinin yürüttüğü bu savaşı kendileri için de tehlike olarak görüyorlar ve her geçen gün bu işgale, bu ihanete karşı daha fazla tepki gösteriyorlar.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version