Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Mariupol’den kaçanlar Rusların tahliye amaçlı ‘filtreleme kamplarını’ anlatıyor: “Toplama kampı gibiydi”

Mariupol'den kaçanlar Rusların tahliye amaçlı 'filtreleme kamplarını' anlatıyor: "Toplama kampı gibiydi"

Ukrayna’nın güneydoğusundaki liman kenti Mariupol, haftalardır devam eden bombardımandan sonra neredeyse tamamen Rusya’nın kontrolüne geçti. Şehirden kaçanlar, tahliye edilmeden önce işlemleri için tutuldukları kamplardaki kötü koşulları anlatıyor.

Oleksandr ve Olena, geçen hafta Mariupol’dan kaçmayı başaran şanslı azınlıktan ikisi. Azovstal çelik fabrikalarındaki Ukrayna kuvvetlenin dışında, Mariupol neredeyse tamamen Rus kontrolü altında ve dünyanın geri kalanından fiilen izole durumda.

Hala orada mahsur kaldığı düşünülen 100 bin sivilin kentteki koşulları hakkındaki bilgi akışı düzensiz ve bağımsız olarak teyit edilmesi zor.

Nispeten güvenli batı şehri Lviv’e gelen çift, çatışmalar sırasında şehir içinde hayatta kaldıklarını anlatıyor. Ancak, sivilleri tahliye etmeden önce tutmak için Mariupol dışında kurulan ve Rusya’nın ‘filtreleme kampı’ adını verdiği bir merkezle ilgili deneyimleri tüyler ürpertici.

Oleksandr ve Olena, şehirden kaçmaya çalıştıklarında, Mariupol’un kuzeybatısındaki Nikolske köyünde eski bir okulda kurulan bir Rus mülteci merkezine götürüldüler.

49 yaşındaki Oleksandr, “Tam bir toplama kampı gibiydi” diyor.

Oleksandr ve Olena, parmak izlerinin alındığını, her yönden fotoğraflarının çekildiğini ve birkaç saat boyunca Rus güvenlik görevlileri tarafından sorguya çekildiklerini söylüyor, “hapishanedeki gibi”. Rusların telefonlarına bakacağından endişelenip, kızlarının Ukrayna bayrağı önünde çekilmiş fotoğrafları da dahil, cihazlarında Ukrayna ile ilgili her şeyi temizlemişler.

Endişelenmekte haklıydılar. Oleksandr, Rus güvenlik görevlilerinin, sorguları sırasında, gazeteciler veya hükümet ve askeri yetkililerle bağlantı için arayışıyla fotoğrafları, telefon görüşme kayıtlarını ve cihazlarındaki telefon numaralarını incelediklerini söyledi.

Oleksandr, “Bir kişinin ‘Ukraynalı Nazi’ olduğundan şüpheleniliyorsa, daha fazla soruşturma veya cinayet için Donetsk’e götürülüyor” diyor. Ancak BBC bu iddiayı doğrulayamadı:

“Çok tehlikeli ve riskliydi. En ufak bir şüphe, en ufak bir direniş nedeniyle sizi sorgulama ve işkence için bodrum katına götürebilirler. Herkes Donetsk’e götürülmekten korkuyordu.”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, işgalin amaçlarından birinin Ukrayna’yı Nazilerden temizlemek olduğunu söylüyor. Rus propagandası, Ukrayna’nın bir şekilde Nazizm ile uyumlu olduğuna dair çok sayıda asılsız iddiada bulunuyor.

Kampta işlemler için beklerken, Oleksandr ve Olena’ya Mariupol’den filtrelemeden kaçmaları için bir yol önerenler oldu. Ama çift, bunların Ruslar veya işbirlikçiler olabileceğinden korkmuştu.

Sonunda tahliye listesine alındılar. Ama sorunlar bitmemişti.

Rusya’ya giden otobüsler

Olena, “Bu filtreleme kampındaki koşulların ne kadar korkunç olduğunu hayal bile edemezsiniz” diyor ve ekliyor:

“Yaşlılar şiltesiz, battaniyesiz koridorlarda yatıyordu. Binlerce insan için sadece bir tuvalet ve bir lavabo vardı. Dizanteri kısa sürede yayılmaya başladı. Yıkanmanın veya temizlenmenin yolu yoktu. Her yer pis kokuyordu.”

Oradaki ikinci günlerinde sabun ve dezenfektan bitmiş, kısa bir süre sonra tuvalet kağıdı ve hijyenik ped de kalmamıştı.

Sorgulamalarının ardından Olena ve Oleksandr’a 148. tahliye otobüsüne binmeleri için izin verildiği söylendi. Ancak bir hafta sonra tesisten sadece 20 otobüs kalkmıştı. Buna karşılık, Rusya topraklarına gitmek için organize edilmiş birçok otobüs vardı. Yetkililer, çifti doğuya giden bir araca bindirmeye bile çalışmıştı. Sonunda Olena ve Oleksandr, geldiklerinde onları gizlice kamptan kaçırmayı teklif edenlerden yardım istemek zorunda hissettiler.

Olena ve Oleksandr, kızları Sofia ile Lviv’de yaşamayı planlıyor

Olena, “Başka seçeneğimiz yoktu” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Seçenekler ya zorla Rusya’ya sınır dışı edilmek ya da bu özel sürücülerle riske girmek.”

Mariupol Belediye Başkanı Vadim Boyçenko’nun kabul ettiği bir ikilem bu. Boyçenko telefonda BBC’ye yaptığı açıklamada, “Birçok sivil otobüs Ukrayna yerine Rusya’ya gidiyor. Savaşın başlangıcından beri [Ruslar] sivillerin tahliyesine hiçbir şekilde izin vermedi. Bu, sivilleri öldürmek için doğrudan askeri bir emir olarak görülebilir” diyor.

Şoförlerinin onları filtreleme kamplarından Rus işgali altındaki Berdyansk şehrine “tarlalardan, toprak yollardan, tüm kontrol noktalarının arkasındaki dar yollardan geçirmeyi başardı” diyor Olena, çünkü Rus teftişinden geçmek için uygun belgeleri yoktu.

Daha sonra, kendilerini Ukrayna kontrolündeki bölgeye götürmek için her şeyi riske atmaya gönüllü başka bir şoförle bir çıkış yolu bulmak için üç gün harcamışlar. Yaklaşık 12 Rus kontrol noktasını atlatmayı başarıp, Zaporijya’ya ulaşmış ve gece treniyle Lviv’e gitmişler.

Valentina ve eşi Evgeniy de aynı gün Lviv’e gelenler arasındaydı. Onlar da geçen hafta Mariupol’dan kaçmayı başarmıştı. Bir araca binip Ukrayna’nın batısında daha küçük bir şehre gideceklerdi.

58 yaşındaki Valentina, belki de yaşları ve Evgeniy’nin engelli olması nedeniyle filtreleme işleminin onlar için hızlı olduğunu, ama gençler için durumun çok daha kötü olduğunu söylüyor.

“Filtreleme kampları getto gibi” diyor. “Ruslar insanları gruplara ayırıyor. Ukrayna ordusuyla bağlantısı olduğundan şüphelenilenler, ülkesini savunanlar, gazeteciler, kamu çalışanları tehlikeli grupta. Bu insanları Donetsk’e hapishanelere götürüyorlar, işkence yapıyorlar.”

O ve Evgeniy ayrıca birçoğunun filtreleme kamplarından Rusya’ya gönderildiğini söylüyor.

Oleksandr ve Olena gibi, Valentina da şoförleri sayesinde kaçmayı başardıklarını vurguluyor.

“Sonunda [kaçıp] Ukraynalı savaşçıları ve bayrağı gördüğümüzde, Ukraynaca konuşulduğunu duyduğumuzda otobüsteki herkes ağlamaya başladı” diyor.

Evgeniy ve Valentina evlerinin bodrumunda saklanıp hayatta kalmayı başardılar

Mariupol’de kuşatma altında yaşam

Bu insanlar kaçmadan önce Mariupol’de haftalarca kuşatma altında yaşadı.

Rus kuvvetleri şehri bombalıyor ve sokak sokak ilerliyordu. Kuşatma altında ayrıntılar ancak Valentina, Oleksandr ve Olena gibi son zamanlarda kentten kaçanlarla yapılan röportajlar sayesinde ortaya çıkmaya başladı.

Birçoğu musluk suyundan yoksundu, yiyecek kıtlığı vardı. Oleksandr ve Olena, bir restoranın yakınındaki bir bodrum katına sığınmış, depodaki konservelerle hayatta kalmayı başarmıştı.

Ama su sorunu vardı. Oleksandr, stok yapmak için dışarıdaki kuyulara nasıl koştuğunu anlatıyordu.

“Çok tehlikeliydi çünkü Ruslar sürekli ateş ediyordu” dedi. Kombi kazanının suyu hayatımızı kurtardı. Tahliye için bodrumdan çıktığımızda kazanımızdaki su da bitmişti.”

Valentina ve Evgeniy, yiyecek bulmanın zorluğunu, savaş başlamadan önce insanların elinde ne varsa onunla idare etmeye çalıştığını anlatıyor. Konserveler, tahıl gevrekleri ve bahçelerinde yetiştirdikleri birkaç patatesle, ellerindekini de komşularıyla paylaşarak hayatta kaldıklarını söylüyorlar.

Tehlikeli olduğunu bildikleri için kuyudan su almaya gitmiyorlardı. Kar yağdığında, çok sevinmişler, su için kar eritmeye başlamışlardı.

Valentina, özerk Çeçen Cumhuriyeti’nin Putin’e bağlı birliklerinden nefret ediyordu. Çeçen militanların, işgalin başlangıcından beri Ukrayna’da savaştığı ve Mariupol kuşatmasına yoğun bir şekilde katıldıkları bildiriliyor.

Valentina, onları kadınlara ve çocuklara tecavüz etmekle suçluyor. “Kendilerini reddeden kızları ve kadınları öldürdüler” dedi. “İnsanların bu kadar hayvan olabileceğine inanamıyorum. İnsanlık yok, merhamet yok.”

Valentina ve Evgeniy şehrin kuzeyindeki sığınaklarda saklanarak hayatta kaldıklarını söylüyorlar. Sonunda orası da bir Rus bombardımanında yıkıldı. Evgeniy beyin sarsıntısı geçirdi ve o zamandan beri işitme sorunları yaşıyor. Komşuları da ağır yaralandı.

Kaçmaya karar vermeden önce sığınaklar arasında gidip geldiler. Şehirden çıkarken Rus işgalinin yol açtığı yıkımı gördüler.

Valentina, “Tamamen yıkılmış, yanmış boş binalar gördüm” diyor ve ekliyor:

“Çok sayıda ceset vardı. Şehir artık yok. Duvarlar bile. Sadece devasa harabe yığınları. Böyle bir şiddeti asla hayal edemezdim.”

Her iki çift de Rus işgalinden sonra Ukrayna’nın direnişinin ve çektiği acıların sembolü haline gelen Mariupol kentinden kaçmayı başardı. Onlar, çatışma nedeniyle yerlerinden edilen 11 milyon Ukraynalıdan sadece dördü ve şimdi belirsiz bir gelecekle karşı karşıyalar.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version