Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Mahfi Eğilmez: Newton yasalarının enflasyona uygulanması

KKTC'de enflasyon yüzde 83,19'a yükseldi


*Dr. Mahfi Eğilmez

Isaac Newton, gelmiş geçmiş en büyük bilim insanlarından birisi olarak kabul ediliyor. Yalnızca fizik bilimini değil bütün diğer bilim dallarını da etkilemiş olan buluşları ve kitapları var. Ekonomi biliminin en önde gelen isimlerinden John Maynard Keynes, Newton üzerine yazdığı bir makalede onun için ‘büyücülerin sonuncusuydu’ diyor. 1687’de yayınlanan Principia adlı ünlü eserinde klasik mekaniğin temellerini oluşturan ünlü hareket yasalarını da ortaya koydu.  

Newton’un Birinci Hareket Yasası

Birinci hareket yasası ya da eylemsizlik yasasına göre; “Bir cisim üzerine dengelenmemiş bir dış kuvvet etki etmedikçe, cisim hareket durumunu (durağanlık veya sabit hızlı hareket) korur.” Bu yasa; herhangi bir şeyin kendi başına başlayamayacağı, duramayacağı veya yön değiştiremeyeceğini anlatır. Böyle bir değişikliğe neden olmak için dışarıdan bir güç uygulanması gerekir.

Dışa açık, sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomideki fiyatlar genel düzeyi (TÜFE Endeksi) ve faiz düzeyini ele alalım. Yılın başında TÜFE Endeksinin 100 olduğunu faizlerin de sıfır olduğunu varsayalım. Eğer enflasyonu etkileyecek risk artışı gibi bir değişiklik olmazsa Newton’un birinci hareket yasasına göre (eylemsizlik yasası) ikinci ayda da endeks 100 düzeyinde devam edecek, faizler de sıfır düzeyinde kalacaktır.

Newton’un birinci hareket yasasını enflasyon açısından şöyle formüle edebiliriz: Risklerde bir değişme yoksa enflasyon oluşmaz.

Risk artışı = 0, TÜFE Endeksi (enflasyon), eylemsiz = 100

Faiz, eylemsiz = 0

Newton’un İkinci Hareket Yasası

İkinci hareket yasası ya da kütle ve hızlanma yasasına göre; ‘Bir cismin momentumundaki değişim, cisim üzerine uygulanan itme ile orantılıdır ve itmenin uygulandığı düz doğru boyunca meydana gelir.’ Dolayısıyla bu yasa dışarıdan uygulanan bir güç tarafından etkilenen nesnenin nasıl bir konum aldığını ortaya koyar.

Yılın ikinci ayının başında güçlü bir komşuyla uzlaşmazlığa düşüldüğünü ve ülkeyle ilgili risklerin yükseldiğini düşünelim. Bu durumda sermaye hareketleri serbest olduğu için insanların yerel para biriminin değerinin düşeceğini tahmin ederek yabancı paralara yöneldiklerini ve bunun önce kuru yükseltmeye başladığını sonra da enflasyon yarattığını varsayalım. Bu durumda dışarıdan bir etkiyle denge bozulmuştur.

Enflasyona yol açan nedeni yukarıdaki örneğimizde risk artışı olarak açıkladık. Bunu Newton’un ikinci hareket yasası çerçevesinde ele alırsak dışarıdan uygulanan güç olan risk artışının enflasyonu ne şekilde etkileyeceğini ele almamız gerekir. Yasaya göre risk artışının enflasyon üzerindeki etkisi riskin büyüklüğüne bağlı olacaktır. Komşu ülkeyle düşülen uzlaşmazlığın bir savaşa dönüşmesi olasılığı varsa o zaman bu durumun kur üzerindeki etkisi yüksek olacak, yerel para yüksek oranda dış değer kaybına uğrayacak, bu kayıp da beraberinde yüksek enflasyon artışını getirecektir.

Newton’un ikinci hareket yasasını enflasyon açısından şöyle formüle edebiliriz: Risk artışı ne kadar yüksekse enflasyondaki artış da o kadar yüksek olur.

Düşük risk artışı = düşük kur artışı = düşük enflasyon artışı

Yüksek risk artışı = yüksek kur artışı = yüksek enflasyon artışı: TÜFE Endeksi 100’den 103’e

Newton’un Üçüncü Hareket Yasası

Üçüncü hareket yasası, bir cisme güç uyguladığında cisme ne olduğunu açıklar: ‘İki cisim etkileşime girdiğinde, birbirlerine büyüklük olarak eşit ve zıt yönde güç uygularlar.’ Ya da ‘her etkiye karşılık eşit büyüklükte ve zıt bir tepki vardır.’

İlk hareket yasasında verdiğimiz örnekle devam edelim. Risk artışı ve kur yükselişinin yarattığı enflasyona müdahale için hükümetin faizleri yükselttiğini ve o yolla enflasyonu denetim altına almaya yöneldiğini varsayalım. Bu durumda Newton’un üçüncü yasası devreye sokulmuş ve enflasyonu dengelemek için faiz ile karşı güç uygulanmış olur.  

Newton’un üçüncü hareket yasasını enflasyon açısından şöyle formüle edebiliriz: Risk artışı nedeniyle ortaya çıkan enflasyonu, yeniden eylemsizlik konumuna geri itebilmek için ona eşit güçte bir faiz uygulamak gerekir.

Enflasyon artışı: TÜFE Endeksi 100’den 103’e > < Faiz artışı % 3 + / –

Değerlendirme

Ekonomi bazı kavramları fizik biliminden ödünç almıştır. Mesela ekonomide çok kullanılan denge kavramı fizikten ödünç alınan kavramlardan birisidir. Bu denememizde Newton’un klasik mekanik yasaları olarak kabul edilen üç hareket yasasını fizik biliminden ödünç alıp enflasyona uyguladık.

Ekonomi, içinde insan unsuru olduğu için, fizik bilimlerden farklı olarak beklentilere fazlasıyla açık bir bilim dalıdır. Dolayısıyla meselenin burada açıklanan mekanik yönünden başka bir de beklenti yönü vardır. Örneğin savaş olasılığıyla yükselen riskler, savaş olasılığını ortadan kaldırabileceği düşünülen uzlaşı görüşmeleriyle düşebilir. Böylece önce savaş olasılığıyla olumsuz hale gelen beklentiler risk artışına, sonra da savaşın sona ereceğine ilişkin olumlu beklentiler risk düşüşüne yol açar ve bu beklenti değişiklikleri enflasyonun yönünü ve derecesini etkiler. O nedenle enflasyonun yükseldiği bir ortamda faizin belirlenmesi konusuyla ilgili karar verilirken beklentilerin de dikkate alınması gerekir. Beklentiler olumlu yöndeyse faiz artırımı ertelenebilir ya da enflasyondaki artışın altında tutulabilir, beklentiler olumsuz yöndeyse faizin enflasyon oranından daha fazla artırılması gerekebilir. Faiz, beklentilerle aynı yönde belirlenmezse ek belirsizlik yaratarak enflasyonu daha da yükseltebilir.


Bu yazı Mahfi Eğilmez’in kişisel blogundan alınmıştır.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version