Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Macron kazanır mı?

Serbestiyet


Fransa’da seçmenler Pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçimi için sandık başına gidecek. Bu seçimde Emmanuel Macron’un yeniden seçileceği ise kesin değil.

44 yaşındaki Macron geçen seneden beri kendini Avrupa ve ABD’nin Ukrayna’daki krizi sonlandırma çabalarının merkezine koymaya çalışıyor. Seçim kampanyalarına da tam olarak sadece bir hafta kadar önce başladı. Macron, hesapta, arabulucu ve deneyimli devlet adamı imajından fayda sağlayabilecek, pandemiyi kontrol altına almış olması ve ekonomideki güçlü toparlanma sayesinde Elysee Sarayı’nda kalabilecekti. Anketler de kısa bir süre öncesine kadar bunun doğru olduğu izlenimi veriyordu.

Ne var ki Fransa’da seçimleri nadiren dış politika kazanır ve Macron’un bu konuda rahat olduğu izlenimi vermesi, kibirli ve ilgisiz olduğu algısını körükleyerek Marine Le Pen’e fırsat sundu.

53 yaşındaki aşırı sağcı milliyetçi, bir süredir yüksek enerji ve gıda fiyatlarıyla cebelleşmekte olan seçmenlerin büyük olasılıkla satın alma gücünü daha fazla önemseyeceğini erken fark etti. Kendine, Macron’un zenginlerin cumhurbaşkanı şanına karşı “küçük olanların” savunucusu rolü biçerek köy ve kasabaları dolaştıkça Macron ile arasındaki 12 puan kadarlık fark da çarpıcı bir biçimde azaldı. Akaryakıt fiyatlarını indirmeyi ve büyük enerji şirketlerini vergilendirmeyi vaat etti.

Bloomberg’in 8 Nisan’daki anketi Macron’un ilk turda sadece 3,5 puanla önde olduğunu gösterdi.

Üçüncü kez Fransa’nın en iyi işini almaya çalışan Le Pen, artık tanıdık bir sima oldu. Daha anaakım görünme çabaları, nefret söylemi nedeniyle üç kez ceza alan aşırı sağcı eski bir medya uzmanı Eric Zemmour’un adaylığından beklenmedik bir destek gördü.

Macron’a yakın olanlar onun seçimden zaferle çıkacağının kesin olmadığı uyarısında bulunuyor. Macron hükümetinin eski başbakanı Edouard Philippe geçtiğimiz hafta “Bayan Le Pen pekâlâ kazanabilir” diyordu.

Bunun olması içinse Le Pen’in, seçimlerin 24 Nisan’da gerçekleşecek ikinci turunda Macron’la koalisyon kurması ya da solcu seçmenlerin oy kullanmaması veya Le Pen’e oy vermemeleri gerekir.

Le Pen’in Avrupa projesinin sözde savunucusu Macron’u mağlup etmesi, Avrupa Birliği için Donald Trump’ın ABD seçim zaferi ve 2016’daki Brexit oylaması ile aynı ölçüde sarsıcı olacaktır. AB inisiyatiflerinin pek çoğu üzerinde veto yetkisiyle donanan Le Pen, bloku beklenmedik bir biçimde durdurabilir. Seçmen desteği alması, göç konusunun gündeminin merkezinde olmayı sürdüreceği anlamına geliyor. Olası bir galibiyet, Fransa’yı milliyetçi, yerel bir doğrultuya sokacak, aşırı sağın yükselmesine neden olacaktır.

Yatırımcılar Le Pen’in kazanma riskini oldukça ciddiye alıyor ve kötüye yorumluyorlar. Fransa tahvil ve bonolarını alanlar bunları çok aşağı fiyattan satıyor ve bu da yıllık gösterge getirilerinin en son 2015’te görülen yüzde 1,25 gibi yüksek bir seviyeye yükselmesine neden oluyor. Bu durum, Alman eşdeğerlerine de (yatırımcıların risk algısı ölçülerinden biri) büyük oranda yansıdı ve bu sıçrama pandeminin başladığı 2020 Mart ayından bu yana rastlanan en yüksek seviyede.

Le Pen başarılı olmazsa, Macron bu son seçimi Le Pen’le başa baş götürdüğü 2017’de olduğundan çok daha küçük bir farkla kazanır. Le Pen’in seçimden daha güçlenmiş olarak çıkması da mümkün. Bu durumda Macron, Haziran ayında yapılması planlanan milletvekili seçimlerinin sonuçlarına bağlı olarak ekonomik ve sosyal reformlarını hayata geçirmesini güçleştiren zayıf bir yetkiyle kalacaktır.

Bu yarışta öngörülemeyen bir şey daha var: Aşırı sol lider Jean-Luc Melenchon. Üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı seçimine giren Melenchon, anketlerde Le Pen’in altı puan gerisinde ve Pazar günü sol seçmeni kendini desteklemeye ikna edebilir.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version