Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kılıçdaroğlu’ndan Bahçeli’ye “Suriyeli” çıkışı: Günaydın! Sınırlarımızı yol geçen hanına çeviren senin desteklediği kişi, Süleyman Soylu

Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye "Suriyeli" çıkışı: Günaydın! Sınırlarımızı yol geçen hanına çeviren senin desteklediği kişi, Süleyman Soylu


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’ye Suriyeli mültecilere ilişkin son açıklamaları üzerinden yüklendi.

Erdoğan’ın anket yaptırdığını ve bunun neticesinde vatandaşın rahatsızlığını gördüğü için söylem değişikliğine gittiğini ifade eden CHP lideri, “Nasıl bir omurga ya, 180 derece nasıl dönüyorsun?” dedi.

 

Bahçeli’nin de bugünkü grup toplantısında Suriyelilere ilişkin, “İstikbalimizi düşünmek zorundayız” sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Günaydın! Sayın Bahçeli bunların tamamı bayramda bayramlaşmaya gidecekler, daha sonra da gelecekler, bunları getirecek olanların adı da Süleyman Soylu. Senin desteklediğin kişidir. Bizim sınırlarımızı yol geçen hanına çeviren de odur. O kişinin öyle mültecilerle bir ilgisi yok onun bütün vakti uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirmek zaman bulamıyor adam, ne yapsın!” ifadelerini kullandı.

 

Kılıçdaroğlu, kendi iradeleri ile Suriyelilere ülkelerine gönderecekleri vaadini yineleyerek, “Irkçılık yapmayacağız, bu necip millete o kara lekeyi asla sürdürmeyeceğiz. Biz insanı severiz. İnsanın sorunları varsa çözemeye çalışırız” diye konuştu.

 

Partisinin grup toplantısında koşan Kılıçdaroğlu sözlerinin başında gençlere, “Sizin hayalleriniz benim hedefim olacak” diyerek seslendi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

 

“İstanbul’daydım İBB Belediye Başkanı ile birlikte yaptığı hizmetlerin bir bölümünü birlikte gezdik. Anadolu Hisarı’nı gezdik, 10 metro inşaatı aynı anda devam ediyor. Hiç kimsenin kolay kolay başlatamayacağı projeleri başlatıyor ve sonuçlandırıyor. Yerebatan Sarnıcını da restore ediyor. İstanbullular Ekrem Başkan gibi bir başkana sahip oldukları için çok şanslılar. İstanbul yaşanabilir klent haline geliyor.

 

 

“Akaryakıt zamları dolayısıyla haksız eleştiriye muhatap oldum. Eelktrik zammını akaryakıt zammını yaparsın belediye bu zamların yüzde 40’ı oranında en azından hayatını sürdürebilmek adına zam yaptıklarında da kıyameti koparırsın. Emin olun bu iktidarı anlamakta zorlanıyorum. Yahu zammı yapan sensin. Hangi belediye başkanı zam yapmak ister! Buna kısaca iki yüzlülük derler. Bu iktidarın da temel hedefi ikiyüzlülüğü dünyaya duyurmak. 

 

“Dünya turizm haftası bizim turizmcilerin hepsine saygı duymak gerekiyor. Önlerinde bir engel olmasa Türkiye’yi bir turizm üssüne çevirirler. Bütün aksaklıkları açmaya çalışıyorlar. 1.5 milyon insanımız doğrudan turizm sektöründe çalışıyor. Bu iktidar dolara mecbur olduğu için turizme kapılarını açıyor. dolara mecbur olmasa o beş yıldızlı otellerin hepsini kapatır. Turizmci kardeşlerime şunu söylüyorum hiç meraklanmayın siz de bekleyin çünkü geliyor gelmekte olan. 

 

Rize İl Başkanlığı’na asılan pankartların indirilmesine: Rizeliler her şeyi biliyor, yüzünü CHP’ye dönmüş durumdalar

 

“(Pankart tepkisi) Çay konusunda bir kanun teklifi hazırlanmıştı, TBMM’ye gelmişti, ama AK Parti ve MHP milletvekilleri bizim getirdiğimiz  kanun teklifini reddettiler. Çay üreticilerini de fındık üreticilerini de biz perişan etmeye kararlıyız diyorlar. Bunun üzerine bizim Rize İl Başkanlığı haklı olarak ‘açıklanan  yaş çay alım fiyatının altında alım yapılmasını yasaklayan çay kanunu teklifimiz iktidar veortakları tarafından reddedilmiştir diye bir pankart hazırlıyor. İl başkanlığına astılar, bazı yerlere yine astılar, korkularından gelip pankartları indirdiler. Sanıyorlar ki o pankartı indirirsek Rizeliler bunun farkına varmaz. Hiç meraklanmayın. Rizeliler her şeyi biliyor. Rizeliler şimdi yüzünü Cumhuriyet Halk Partisi’ne dönmüş durumdalar. Kaçak çayları Rize meydanında yakacağım. söz verdim. 

 

Aksoy Araştırma’nın son anketi

 

“(Aksoy Araştırma’nın son anketi) ‘Mevcut ekonomik gidişat psikolojisini nasıl etkilemektedir?’ diye bir soru soruyorlar. Seçmenin yüzde 48’i çok kötü etkilemektedir diyor, yüzde 39.6’sı kötü etkilemektedir. Psikolojiyi kötü etkileyen oran yüzde 87,6. Ak Parti seçmeninde bu oran yüzde 78,2. Ak Parti seçmeni de bunalıma girmiş vaziyette! O da geçinemiyor. MHP seçmeninde yüzde 89. Bir soru daha soruyorlar ‘Geçen ay ile kıyasladığınızda alım gücünüz nasıl değişmiştir? Seçmenin yüzde 45,5’i, çok azaldı diyor, yüzde 37,9’u azaldı diyor. Bir önceki aya göre alım gücünün azaldığını  ifade edenlerin oranı yüzde 83,4. AK parti seçmeninde bu 72,9. Dolayısıyla Ak Parti seçmeni de MHP seçmeni de gidişin ne kadar kötü olduğunu, mutfağı ne kadar vurduğunu gayet açık ve net bir şekilde ortaya koymuş durumdalar. 

 

Erdoğan’a: Bana inanmıyorsan Bülent Arınç’ı çağır, bir kendisini dinle Allah aşkına!

 

“Grubumuz emeklilere asgari ücretin neti tutarında bir bayram ikramiyesi verelim diye indirildi genel kurula teklifimiz. buradan bütün emekli kardeşlerime sesleniyorum, size verilecek ikramiye asgari ücretin neti kadar olacak 4 bin 253 lira. Yılda iki sefer. Çok büyük bir para değil. Beşli çeteye verdiğinin binde birini vermeyeceksin emekliye vereceksin. Ha bize inanmayabilir sayın Erdoğan diyebilir ki bunlar muhalefettir bunlar abartıyor diyebiliyor. Ben bakıyorum saraydan herkesin yüzü gülüyor diyebilir. Ama sarayda oturan ve biraz da vicdan sahibi olan biri var, Sayın Bülent Arınç. Bana inanmıyorsan Bülent Arınç’ı çağır bir kendisini dinle Allah aşkına!

 

“Milletin gözü açıldı, yok öyle bir şey”

 

“Gerçekten vatandaşın durumu iyi değil. Bunu siyaset olarak değil hayatın bir gerçeği olarak ifade ediyorum. 21. yy’ın Türkiye’sinde 3 milyon 449 bin 340 birimin elektriği kesiliyor ya. Cumhuriyet haricinde böyle bir tablo yoktur. Dolayısıyla sorunumuz çok derin ve bu derin sorunları bunlar çözemezler çünkü yönetmeyi bilmiyorlar tek düşündükleri yandaşlarımızla beraber nasıl köşeyi döneriz, tek hedefleri bu. Bunları yaparken de tek parça ağza bal çalmak mıydı, ağızlarına bal çalalım onlar da bize oy vermeye devam etsinler. Ama milletin gözü açıldı, yok öyle bir şey. 

 

Erdoğan’a mülteci çıkışı: Nasıl bir omurga ya, 180 derece nasıl dönüyorsun?

 

“Suriyeli sığınmacılara değinmek istiyorum .Kalktılar bir sabah şu açıklamayı yaptılar 24 saat içinde Emevi Camii’ne gidip namaz kılacağız.’ Bu lafı ettiler bir süre sonra baktılar ki bırakın Emevi Camii’ne gitmeyi, 3 milyon 800 bin Suriyeli Türkiye’ye gelmiş şu yönetim anlayışına akar mısınız! Şu devletin yönetiminden ne kadar kopuk olduklarını görüyor musunuz! Buraya gelenler burada kalmak istemiyorlar tabii daha gelişmiş ülkelere gitmek istiyorlar. Gitmek isteyince Avrupalılar bizimle masaya oturdular bu hükümetle masaya oturdular. Bunlar sizin topraklarınızda kalsın size biraz para vereceğiz sin bunlara bakın. Dolar deyince vazgeçtiler gittiler geri kabul anlaşmasını imzaladılar. 3 milyon 800 bin Suriyeli şuanda Türkiye’de hapiste. bir yere gidemiyorlar. Gitseler geri kabul anlaşmasına göre Türkiye’ye iade ediliyorlar. Dünyada hangi devlet böyle yönetilir? Biz neden 3 milyon 800 bin  Suriyelilere bakmak durumundayız! Çıktı 14 Şubat 2020’de Erdoğan bir konuşma yaptı Suriyeli’lere 40 milyar dolardan fazla para harcadık dedi. şimdi 2022’deyiz demek ki 50 milyar dolardan fazla para harcandı. Nereye gitti bu para? Nasıl buharlaştı? 50 milyar doları Suriyelilere versen hepsi han hamam sahibi olur. Asgari ücretin yarısı paraya çalışıyor bu insanlar. Bundan birkaç gün önce diyor ki ‘Dün Irak’tan Suriye’den Afganistan’dan gelmişlerdi bugün Ukrayna’dan geliyorlar. Yarın nereden geleceklerini bilemez. Bu güzel ülkede ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ne diyorlar, biz seçimi kazandığımızda bu ülkedeki mültecileri ülkelerine göndereceğiz diyorlar biz göndermeyeceğiz diyoruz’ diyor. 3 milyon 800 bin Suriyeli sayısını tam bilemediğimiz Afganistanlıları bunları göndermeyeceğiz diyor. Bunun üzerine büyük bir ihtimalle anket yaptı beyefendi, baktı ki ankette Suriyelilerin gitmesini istiyor çoğu kişi. Yeni bir açıklama yaptı ‘Tek başına bırakılmış olsak da’ Suriyelileri getiren Bay Kemal’miydi! Buna itiraz eden yanlış yapıyorsun diyen bendim. Şimdi aşağıdan gelen tepkisi gördü ‘Suriyeli kardeşlerimizin dönüşü için elimizden gelen gayreti göstereceğiz’ diyor. 3 günde, nasıl bir omurga ya, 180 derece nasıl dönüyorsun? Bu neyi gösteriyor? Bu bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. Bu Türkiye’nin çıkarlarını sonuna kadar savunan partinin CHP olduğunu gösteriyor. Çünkü biz onları özgür iradeleriyle göndereceğiz. 

 

Bahçeli’ye Suriyeli çıkışı: Günaydın! 

 

Tabii böyle 180 derece çark edince küçük ortağı da 180 derece çark etti. O da açıklama yapmış. ‘İstikbalimizi düşünmek zorundayız’ Günaydın! Sayın Bahçeli bunların tamamı bayramda bayramlaşmaya gidecekler, daha sonra da gelecekler, bunları getirecek olanların adı da Süleyman Soylu. Senin desteklediğin kişidir. Bizim sınırlarımızı yol geçen hanına çeviren de odur. O kişinin öyle mültecilerle bir ilgisi yok onun bütün vakti uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirmek zaman bulamıyor adam, ne yapsın!

 

“Irkçılık yapmayacağız, bu necip millete o kara lekeyi asla sürdürmeyeceğiz”

 

Irkçılık yapmayacağız, bu necip millete o kara lekeyi asla sürdürmeyeceğiz. Biz insanı severiz. İnsanın sorunları varsa çözemeye çalışırız. Bizim ülkemize gelmişse geçici bir süre baktık güzel o ülke ile barışıp kendi ülkelerine bunları göndereceğiz. Bu işi neden sadece biz yaparız çünkü biz vatanseveriz. 

 

Man Adası davası

 

“(Man Adası davası) İzninizle bu Man Adayı  işine bir değeneyim. 27 Kasım 2017’de bu kürsüden belgeleri açıklayarak Erdoğan ailesinin eski özel kalem müdürü oğlu eniştesi damadının Man Adası’nda bir sterline şirket kurduklarını, sonra bu şirketle aralarında milyonlarca dolarlık para alışverişi olduğunun belgelerini açıklamıştım. Erdoğan itiraz etti, açıkladığım belgelerin sahte olduğunu söylediler. Ben seni mahkemeye vereceğim dedi. Verdi. Dava açıldı, İstanbul’da 5-9-15 ve 20. asliyelere düştü. Ama baktılar buradaki hakimler namuslu hakimler. O zaman yaptılar o hakimleri değiştirdiler, yerine sarayın hakimlerini getirdiler. Bunların isteği olmadan yerlerine sarayın hakimlerini getirdiler. Ve o hakimler delillere bakın, deliller toplayın bizim şahitlerimiz var bari onları dinleyin dedik hayır dediler ve tazminata mahkum ettiler Erdoğan’ın istediği rakamlarla. Devam ettik, Erdoğan yine coştu, belgeler de zaten sahteydi sabahtan tut akşama kadar havuz medyasının bütün gazeteleri aleyhimize bütün yayınları yaptılar. Biz itirazımızı sürdürdük. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gitti, 4.  hukuk dairesinin başkan ve üyelerini de değiştirdiler. Sonra Yargıtay’a geldi. Yargıtay’da kim ne derse desin namuslu hakimler var ve onlar kararlarını verdiler. 

 

Erdoğan ve ailesi neden bunu yapar? Milyonlarca dolar para gidip gelirken bunlarda vicdan ahlak var mı Allah aşkına ben bu soruyu sordum. Milyonlarca dolar ya gidip geliyor. Kendi ülkesine vergi vermemek için! TC devletini yönetiyorsun senin aile efradın bu devlete vergi vermemek için şirket kuruyor bir sterlinlik parayı getiriyor burada vergi vermiyor. İşçi, memur herkes vergi veriyor. Milyonlarca lira kazanan beş kuruş vergi vermiyor. Beş kuruş vergi vermeyenle de Erdoğan ailesinin akrabaları evlatları dayıları. Şimdi ben AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim. Sen vergi verirken, milyonlarca parayı getirip beş kuruş vergi vermemek ne demektir. Bu bilen kişi bunu teşvik eden kişi de şu anda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmaktadır.

 

Erdoğan’a: Sen daha bu kardeşini tanımadın, hiç kimsenin önünde geri adım atmadım

 

Bundan kim cesaret alıyor? Uyuşturucu baronları da. Onlar da vergi vermiyorlar, onların arkasında da Erdoğan var. Şimdi bunun üzerine tekrar dava açacak, sanacak ki ben korkacağım, kardeşim sen daha bu kardeşini tanımadın, hiç kimsenin önünde geri adım atmadı, haklı olduğu sürece. Atmayız biz! 

 

Burak Erdoğan, Mustafa Erdoğan, Ziya İlgen bunlar da BUMERZ diye bir şirket kuruyorlar Man Adası’nda Sıtkı Ayan’a satıyorlar bunu. Oradan da aparalar geliyor oradan da vergi yok. (Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile kamuoyuna yansıyan konuşmayı okudu) Bunu da getireceğim mahkemeye. Hakim korkuyor bu bandı istemiyor. Bu bandı ben sana veriyorum ama sen istiyorsan ilgili kurumlardan al. Devleti soyan adamlardan cumhurbaşkanı olur mu ya! Fakirin fukaranın hakkını yiyenden cumhurbaşkanı olur mu! 

 

“Erdoğan beni tanımıyor hâlâ, bir şey söylüyorsam mutlaka belgesini elimde tuttuktan sonra söylerim”

 

Değerli arkadaşlarım bunların tamamı bankaların resmi kayıtlarıdır demiştim. Hiç sağa sola  kaçmaya gerek yok haysiyetli bir adamsan gereğini yapacaksın dedim. O da ‘ispat edersen cumhurbaşkanlığını bırakırım’ dedi. İspat ettik ne yapacaksın? Buna biliyorum 50 tane kılıf uyduracaklar. Havuz medyası yazıyor şöyledir böyledir. Ne yazarsanız yazın söylediklerimin tamamı doğrudur. Erdoğan beni tanımıyor hâlâ. Bir şey söylüyorsam mutlaka belgesini elimde tuttuktan sonra söylerim. Bir şey söylüyorsam yüzde 100 doğrudur. Dolayısıyla orada oturuyorsun millete söz verdin cumhurbaşkanlığını bırakacağım dedin. o zaman gereğini yap.


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version