Esenyurt’ta, Birol Yıldırım’ın müdahili olduğu olay için gittiği polis merkezinde hayatını kaybetmesine ilişkin biri tutuklu 12 polisin yargılandığı davada mahkeme, tutuklu komiser yardımcısının tahliyesine karar verdi.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu yargılanan Komiser Yardımcısı İsmail A.S, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Bir kısım tutuksuz sanık ile müştekiler ve tarafların avukatları da duruşmada hazır bulundu. 

Dosyadaki taraf sayısının fazla, duruşma salonunun ise küçük ve yetersiz oluşu ve pandemi koşulları gerekçe gösterilerek mahkeme salonuna basın mensubu, seyirci ve taraf olmayan avukatların alınmasına izin verilmedi. Duruşmaya 6 tanık da SEGBİS ile bağlandı.

OY ÇOKLUĞUYLA TAHLİYE EDİLDİ

Mahkeme heyeti, tutuklu sanık İsmail A.S’nin üzerine atılı suçun niteliğinin değişme ihtimali, dosyaya sunulan bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu raporları ile sanığın tutuklu kaldığı süreyi dikkate alıp kaçma şüphesinin bulunmadığına kanaat getirerek oy çokluğuyla tahliyesine karar verdi.

Karara muhalefet eden üye hakim, şerh kararında, “Atılı suçun niteliği, Adli Tıp Kurumu raporunun ayrıntısı, dinlenen tanık beyanlarının tekliği gözetilerek sanığın tutuklu yargılanması gerektiği kanaatinde olduğumdan çoğunluğa bu yönden katılmıyorum” ifadelerini kullandı.

Bazı tanıkların bir sonraki celse dinlenilmesine hükmeden mahkeme, duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık İsmail A.S’nin, Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliğinde komiser yardımcısı, diğer sanıkların da polis memuru olarak görev yaptığı belirtiliyor.

Bir sitedeki esnaf ile güvenlik görevlileri arasındaki karşılıklı kasten yaralama olayıyla ilgili Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliğine bağlı görevlilerin, sitenin güvenlik amiri Barış ve Alihan Uysal’ı Esenyurt Polis Merkezi Amirliğine getirdikleri anlatılan iddianamede, sitenin özel güvenlik müdürü Birol Yıldırım’ın da Barış Uysal’ın durumunu sormak maksadıyla polis merkezine geldiği kaydediliyor.

İddianamede, adli tıp raporuna göre olay anında alkollü olduğu tespit edilen Birol Yıldırım’ın, sözlü sataşmaları üzerine İsmail A.S’nin müdahalesi ile polis merkezinden gönderilmek istendiği, çıkış kapısına yöneldiği sırada maktulün olayın taraflarına “Sizinle görüşeceğiz, sizi süründüreceğim” dediği anlatılıyor.

Bunun üzerine hakkında adli işlem yapılması için karakol binasına alınmak istenen Yıldırım’ın direndiği iddianamede yer alıyor.

İddianamede, mutfaktaki müştekiler Barış ve Alihan Uysal’ın, yüzleri duvara dönük olduğu halde polis memurlarının Birol Yıldırım’a vurduklarını, “Ben kalp hastasıyım, kalbimde stent var.” dediği halde dövmeyi sürdürdüklerini, kendilerinin de aynı polislerce darbedildiklerini, suyla ıslatıldıklarını söyledikleri belirtilerek, sanık İsmail A.S’nin polisleri azmettirdiğini beyan ettikleri aktarılıyor.

İddianamede, sanıkların, müştekilerin iddiası ve tanıklığına göre kalp hastası olduğunu bildikleri Yıldırım’ın ölümüne sebebiyet verecek nitelikte kusurlu oldukları, sanıkların eylemi ile ölüm neticesi arasında illiyet bağının bulunduğu ifade ediliyor.

İddianamede Komiser Yardımcısı İsmail A.S. ile diğer sanıklar Muhammet K, İsmail G, Muhammed Ş, Mustafa Ş, Erdoğan K. ve Bilal K’nin “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan 2 yıl 8’er aydan 9’ar yıla kadar, müştekiler Barış ve Alihan Uysal’a yönelik eylemleri nedeniyle ise birer yıldan 3’er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Diğer 5 sanığın da “kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama” suçundan cezalandırılması talep ediliyor.

Büyükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkların eylemlerinin “işkence” ve “neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence” suçunu oluşturabileceğini, bu deliller karşısında sanıkların işkence kastıyla mı yoksa yaralama kastıyla mı eylemi gerçekleştirdiğinin tartışılıp belirlenmesi gerektiğini dikkate alarak, görevsizlik kararıyla dosyayı ağır ceza mahkemesine göndermişti.

(AA)