Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi davasında mahkûmiyet kararlarının verildiği gün iftarda yüksek yargı mensuplarıyla bir araya geldi. Erdoğan, burada yaptığı açıklamada, “Yargıda Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını yaptık. Adalet sisteminin kalitesinde iyileşmeler oldu. Yargıya güven giderek yükseliyor” dedi.
“Adalet hangi ırk, inanç, renk, coğrafyadan olursa olsun tüm insanlığın ortak arayışı, ortak talebi ve ortak değeridir” diyen Erdoğan, “İnsanın şahsi hayatında her şeyin başı nasıl sağlıksa devlet ve toplum hayatında her şeyin başı adalettir. Devlet, hukuk, siyaset, iktisat, toplum arasındaki zincirleme ilişkinin ilk ve son halkası adalettir. Adaletin olmadığı yerde huzur, birlik, kalkınma, ilerleme, refah olmaz” diye konuştu.
Adaletle ilgili temel sorunlarını çözme kabiliyetini yitiren toplumların birçok can yakıcı krizle boğuşmak zorunda kaldığını belirten Erdoğan, “Türkiye son 20 yılda demokrasi ve kalkınma atılımları sayesinde kendini bu ateş çemberinin dışında tutmayı başarmıştır. Milletimize verdiğimiz ülkeyi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde yükseltme sözümüze daima sadık kaldık. Atalarımıza rehberlik eden adalet dairesi 2002’den beri bizim de devlet ve siyaset tasavvurumuza istikamet çizdi.
Yüksek Yargı Temsilcileri ile İftarhttps://t.co/AdCUWykgb9
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) April 25, 2022
‘YARGIYA GÜVEN GİDEREK YÜKSELİYOR’
Altyapı, mevzuat, eğitimden vatandaşa bakış açısına uzanan geniş yelpazede köklü değişikliklere imza attık. Yargıda da Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını gerçekleştirdik. AYM’ye bireysel başvuru, lekelenmeme hakkı, kamu denetçiliği ve istinaf mahkemeleriyle iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi hukuk sistemine kazandırdığımız önemli yeniliklerdir” ifadelerini kullandı.
“Adaletin en hızlı, tarafsız şekilde tecellisinin önünde engel teşkil eden pek çok şeyi ortadan kaldırdık. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi darbe girişimlerine rağmen yargıya güven giderek yükseliyor” diye konuşan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Hukuk devleti ilkesinde kaydedilen ilerlemeler devletle vatandaş arasında bağları güçlendirme yanına diplomasi, turizm, ticaretine olumlu etki ediyor. Ülkemizi demokrasi ve özgürlüklerle büyütme çerçevesinde reform irademizi diri tutuyor.
Anayasalar her ne kadar maddelerden oluşsa da her birinin aynı zamanda bir ruhu vardır. Mevcut anayasamız maalesef ruhunu darbecilerin üflediği anayasa metnidir. Süngü tehdidi altında yazılan bu anayasa son 40 senede çok kez değiştirilmiş, revizyona uğramıştır. 1982 Anayasası ile ilgili en kapsamlı en köklü değişiklikleri biz yaptık.
‘SİVİL ANAYASA OLMADIKÇA…’
Yönetimde çift başlılık sorununa son verdik. Anayasamıza sirayet etmiş vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıramadık. Değişikliklerle adeta yamalı bohçaya dönüşen çözümsüzlük kaynağı olduğu her sınamada anlaşılıyor. Her tartışmayla birlikte Türkiye’nin demokratik, sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı anayasaya ihtiyacını çok daha iyi kavrıyoruz. Doğrudan milleti iradesini yansıtan, evrensel değerlerden beslenen sivil anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir.
Bu meseleyi çözmek siyaset kurumunun öncelikli görevidir. Geçtiğimiz yıl çağrı yapmıştık. Muhalefet partilerin hiçbiri somut anayasa metni koyamadığı için maalesef bu gayreti şimdilik yarım kaldı. İnşallah 2023’te Türkiye bu meselesini de çözecektir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***