Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Dedeoğulları’na saldırı davasında polislerden çelişkili beyanlar

Dedeoğulları’na saldırı davasında polislerden çelişkili beyanlar


Konya’nın Meram ilçesinde Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin 30 Temmuz 2021’de katledilmeden önce 12 Mayıs’ta komşuları olan Keleş ve Çalık ailesi üyeleri tarafından ırkçı saldırıya maruz kalmasına dair açılan davanın 3’ncü duruşması Konya 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı.

Aileden sağ kalan Çetin Dedeoğulları ile aile yakınlarının katıldığı duruşmayı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Konya yöneticileri ile çok sayıda kişi izledi. 

    

İLGİLİ HABER

Dedeoğulları’na saldırı davasında talepler reddedildi, duruşma 1 Temmuz’a ertelendi

Dedeoğulları ailesinin maruz kaldığı 12 Mayıs 2021’deki ırkçı saldırıya dair görülen davada, iki dosyanın birleştirilmesi ve faillerin tutuklanmaları yönündeki talepler reddedildi.

FAİLLERİN BİR KISMI DURUŞMAYA KATILMADI

Dosya kapsamında tutuklu yargılanan Ali Keleş (Veli oğlu) ile Lütfi Keleş, tutuklu bulundukları cezaevinden duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Bir kısım sanıkların hazır bulunduğu duruşmaya, bazı sanıklar da katılmadı. 

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme başkanı, dosyaya eklenen evrakları okudu. 

‘SİZİ BURADA YAŞATMAYACAĞIZ’ DİYORLARMIŞ

Ardından katledilen baba Yaşar Dedeoğulları’nın kardeşleri Güneş İnik ve Ayfer Karasu, faillerden şikayetçi olduklarını belirterek, davaya katılma talebinde bulundu. Ağrı’da yaşayan Karasu, katliamdan bir yıl önce Konya’ya kardeşini ziyarete geldiğinde, ailenin komşuları olan Keleş’ler tarafından tehdit edildiğini ve aralarında tartışma yaşandığını ailesinden duyduğunu belirtti. Karasu, “Onlara ‘Sizi burada yaşatmayacağız’ diyorlarmış” dedi.

‘DELİLLERİ KARARTAN POLİS DİNLENDİ’

Ardından 12 Mayıs saldırısının gerçekleştiği gün, olay yerine intikal eden ve ilk raporu hazırlayan polislerden Mustafa Aras tanık olarak dinlendi. Dün Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada avukatların beyanlarıyla, hazırlanan bu polis raporunun 9 ay sonra dosyaya eklendiği, dolayısıyla delillerin karartılmasının söz konusu olduğu açığa çıkmıştı.   

Mahkeme başkanının “Saat kaçta ihbar geldi?” sorusu üzerine saati hatırlamadığını ancak 22.00 civarında olduğunu söyleyen polis Aras, “Günay Yüksel’in içinde bulunduğu ekibe ihbar geldi. Onlar olay yerine gittiler. Ardından takviye çağırdılar, biz de yaklaşık 15 dakika sonra takviye ekip olarak gittik. Biz olay yerine ikinci giden ekiptik. Gittiğimizde yaralılar vardı. Ambulans gelmişti ve yaralıların bir kısmı hastaneye kaldırılmıştı. Ambulans yetersiz olduğu için biz takviye ambulans istedik. Bizden sonra olay yeri inceleme geldi” dedi.  

Tanığa soru sormak üzere söz alan avukat Atilla Kart, yargılamanın en kritik sorgulamasının yapıldığının altını çizdi. Dün Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen katliam davasındaki yeni bulgu ve delilleri de aktaran Kart, “12 Mayıs saldırısıyla ilgili iki tutanak var. Biri polisin tuttuğu bir sayfalık tutanak biri de olay yeri inceleme ekibinin tuttuğu tutanak. Olay yeri inceleme tutanağı ne kadar doğru ve yerinde bir rapor hazırladıysa, polisler de bir o kadar özel uğraş gerektiren bir rapor hazırlamış. Öncelikle tutanakta saat neden net değil” diye sordu.

Dün görülen duruşmada Kart, olay yeri inceleme raporunun polis tutanağından 3 saat sonra hazırlandığını ifade etmişti. Kart, olay yeri inceleme ekibi ile polislerin tutanağında yer alan çelişkileri de açığa çıkarmıştı.

POLİSLER SAATİ NET YAZMAYI UNUTMUŞ!

Tanık polis Aras, “Haber merkezi takviye ekip ister ondan 3-5 dakika sonra olay yerine gideriz. O sırada küsuratı yazmayı unuttuk” yanıtını verdi.

OLAY YERİ İNCELEME 

Kart’ın “Olay yeri incelemeye haber vermiş miydiniz” sorusuna tanık polis Aras, “Haber vermişlerdi. Olay yeri inceleme bizden 15 dakika sonra geldi” yanıtını verdi, ancak olay yeri inceleme tutanağında olay saatinin polis tutanağında belirtilen saatten 3 saat sonra olması, beyanlar arasındaki çelişkiye işaret etti.

POLİS TUTANAĞI SONRA GÖRMÜŞ

Avukat Kart, “Olay yeri inceleme sizden sonra geldiği halde olayın oluşuna dair bulgular buluyor ancak siz bu bulguları toplamadığınız gibi olayı iki ev arasındaki boşlukta yaşanmış gibi yansıttınız” diyerek bunun nedenini sordu. Bunun üzerine tanık polis Aras, “Ben tutanağı tutulduktan sonra gördüm” diyerek çelişkileri artırdı.

Avukat Kart’ın “Çardağa girip etrafa baktın mı” sorusuna tanık polis Aras, “Hayır bahçeye girmedik. Çevre güvenliğini sağlamak amacıyla dışarda bekledik. Ben Dedeoğulları ailesinin evinin önündeydim. Diğer ekip de Keleş ailesinin evinin önündeydi. Onların içeri girip girmediklerini bilmiyorum” yanıtını verdi.

HTS KAYITLARI İÇİN TANIĞIN ONAYI ALINDI

Ardından avukat Abdurrahman Karabulut ise, tanığın hangi saatte olay yerinde olduğunun tespit edilebilmesi için HTS kayıtlarının alınmasına onayının olup olmadığını sordu. Tanık, HTS kayıtlarının alınmasına onay verdiğini söyledi. 

DELİLLER POLİSLER ELİYLE KARARTILMIŞ!

Ardından avukat Ebru Akkal da, “Sopaları Dedeoğulları ailesinin evinin orada mı topladınız? Olay yeri inceleme ekibi gelmeden mi aldınız” diye sordu. Tanık polis Aras, “Olay yeri inceleme ekibi gelmeden biz sopaları muhafaza altına aldık” itirafında bulunarak, “Arkadaşlar almıştı sopaları. Rapor aynı gün düzenlendi” dedi.  

POLİSLER ARASI ÇELİŞKİLİ BEYAN

Ardından yine 12 Mayıs günü olay yerine ilk giden ekipte yer alan polis Günay Yüksel tanık olarak dinlendi. İhbarın 22.00 civarında geldiğini belirten Yüksel, “Ekip arkadaşlarımla gittim. 22.30 civarında vardık” dese de bir önceki tanık polis, gelen ihbarlardan 3-4 dakika sonra olay yerinde olduklarının genel bir kanı olarak belirtmesi dikkat çekti. Aynı gün aynı olay yerine giden iki polis beyanı arasında çelişkiler yaşandı.

DEDEOĞULLARI BAHÇESİNDEYMİŞ

Sözlerine devam eden tanık polis Yüksel, “Biz vardığımızda kavga bitmişti. Dedeoğulları kendilerine Keleşlerin saldırdığını söyledi. Dedeoğulları bahçenin içindeydi. Keleş ailesi ise avluları ile kapının dış tarafında oturuyordu. Sonra ambulans geldi. Çok sayıda yaralı vardı” diyerek olay yeri tutanağının aksine, Dedeoğulları’nın iki ev arasındaki boşlukta değil, bahçelerinde olduğunu söyledi.

‘OLAYA TANIKLIK ETTİĞİNİ SÖYLEYEN OLMADI’

Mahkeme başkanının, “Siz tanıkları o an mı açığa çıkardınız” sorusuna Yüksel, “Hayır biz yaralılarla olayın nasıl olduğunu konuşuyorduk. Her iki aile de saldırının karşıdan başladığını söyledi. Orada olan veya olaya tanıklık ettiğini söyleyen olmadı” yanıtını verdi.

POLİSLER İSİM SORMAMIŞ

Ardından mahkeme başkanı, Ali Çalık ile Ramazan Çalık’ın olay yerinde olup olmadığının teşhis edilmesi için tanığa fotoğraf gösterdi. Tanık polis Yüksel, hatırlamadığını belirterek, “Olaydan sonra ‘Biz Keleşlerin yakınlarıyız’ diyerek gelenler oldu ama biz isim sormadan uzaklaştırdık” dedi.

‘SOPALARI TUTANAĞA GEÇTİK’

Mahkeme başkanının “Elinde sopa olan gördün mü?” sorusuna Yüksel, “Bulduğumuz sopaları alıp tutanağa geçtik. Mustafa’nın ekibi bizden 15 dakika sonra ikinci ekiple geldi” dedi.

‘BAHÇE GİRİŞİNDE OLAN SOPALARI ALDIK’

Mahkeme başkanının “Olay yeri inceleme geldiğinde sopaları almış mıydınız?” sorusuna ise Yüksel, “Evet muhafaza altına almıştık Girişlerde, bahçe girişlerinde olan sopaları aldık. Kimsenin elinde sopa görmedik” yanıtını verdi.

OLAY YERİ İNCELEME 

Avukat Kart, olay yeri inceleme ekibinin olay yerine ne zaman geldiğini sordu. Tanık polis Yüksel, “Yaralıların hastaneye gitmesinden sonra geldiler. Yaklaşık 30-45 dakika sonra geldiler” diye yanıt verdi.

‘NEDEN DELİLLERİ ALDINIZ?’

Avukat Kart’ın, “Delil niteliğinde olan malzemeleri olay yeri inceleme ekibi gelmeden neden aldınız” sorusuna Yüksel, “Biz normalde malzemeleri almıyoruz, olay yeri inceleme ekibinin gelip toplamasını bekliyoruz. Orada bir kavga olabilir diye koruma altına aldık. Evin içine girmedik, dışarıda bekledik” şeklinde konuştu.

Avukat Abdurrahman Karabulut, baz istasyonundan HTS kayıtlarının alınmasına onayının olup olmadığını sordu. Tanık, onay verdiğini söyledi.

TANIKLAR İFADELERİNDEN SONRA TESPİT EDİLMİŞ

Ardından avukat Ebru Akkal, tanıkların nasıl tespit edildiğini sordu. Tanık ise “Şahısların karakolda verdiği ifadelerinden istinaden tanıklar belirlenip çağırılır” yanıtını verdi.

OLAY YERİ İNCELEMEYİ POLİSLER ÇAĞIRIYORMUŞ

Faillerin avukatlarından Kazım Turan da tanığa soru yönelterek, “Raporu olay günü mü tuttunuz? Olay yeri inceleme ekibini siz mi çağırdınız” dedi. Tanık ise raporu olay günü tuttuklarını söyleyerek, “Olay yeri inceleme ekibini genelde biz çağırırız. Önce anons alıyoruz ihbara dair sonra olay yerinde olduğumuza dair anons geçiyoruz” dedi. Tanık olay yeri inceleme heyetini kendilerinin çağırdığını söylese de olay yeri incelemenin olaydan 3 saat sonra olay yerine gelmesi polislerin olay yeri incelemeyi geç aradığına işaret etti.

‘EVİ UTANÇ MÜZESİNE ÇEVİRECEĞİZ’

Tanık beyanlarının ardından avukatlar söz aldı. Davada konuşan Dedeoğulları avukatı Abdurrahman Karabulut, faillerin devlet tarafından korunduğuna dikkati çekerek “Eğer bu adalet sağlanmazsa o evi utanç müzesine çevireceğiz. Sanıkların söyledi her ırkçı söz kendi sözleriyle o duvarda yer alacak. Bakalım Mevlana Müzesi mi o Utanç Müzesi mi daha çok ziyaret edilecek” diye konuştu.

‘SALDIRI KATLİAM DENEMESİYDİ’

Karabulut’un ardından konuşan İbrahim Güçlü, 12 Mayıs saldırısının katliam denemesi olduğunu belirterek, “12 Mayıs kamu görevlilerinin tavrına ilişkin bir denemeydi. Kamu görevlilerinin tavrı sanıklara cesaret verdi. Sanıklar olayı organize ederek gerçekleştirdi” dedi.

SÜTÇÜ AHMET ARDIÇ’IN İFADESİ YALAN ÇIKTI

Saldırı davasında tanık olarak dinlenen ve olayı polise bildirdiğine ilişkin dava dosyasında beyanları bulunan sütçü Ahmet Ardıç’ın, baz istasyonu verileri açıklandı. Ardıç’ın baz istasyonlarını inceleyen Özüm Vurgun, “Hasan Yavuz 1 buçuk kilometre öteden Ahmet Ardıç’ı arayarak bilgi verdi. Ahmet Ardıç, polisi arayarak kavgayı gördüğünü söylemişti ama baz istasyonu verilerine baktığımızda Ardıç’ın orada olmadığını, 1 kilometre ötede olduğunu görüyoruz” diyerek Ardıç’ın ifadesinin yalan olduğunu ortaya çıkardı. 

Vurgun, Ardıç hakkında yalan ifade vermekten dava açılması talep ederek şunları kaydetti: “Ahmet Ardıç ifade vermeden önce Mevlüt Çelik’i 3 kez arıyor. Ardıç, Çalık ve Keleş aileleriyle ilişkiye girip yalan ifade vermiştir.”

‘SAVCININ BİLGİLERİ İDDİNAMEDE VERİLMEMİŞ’

Avukat Ebru Akkal, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) heyetinin Dedeoğulları ailesine ilişkin gerçekleştiren saldırıya ilişkin raporunda, Konya Cumhuriyet Başsavcılığıyla görüşme yapıldığı ve savcının raporda beyan ettiği bilgilerin dosyada olmadığını söyledi. Akkal, “Savcılıkla yapılan görüşmede, savcı olayın başlangıcı işin ‘Olay arife günü çocukların Dedeoğulları’nın evine maytap atmasıyla başlıyor’ ifadelerini kullanıyor ama bu bilgiler dosyada yok. Neden” diye sordu.

‘BİZE KARŞI KİN BESLİYORSUNUZ’

Avukat beyanlarından sonra söz alan Yaşar Dedeoğulları’nın abisi Cengiz Rıfatoğlu, duvardaki “Adalet Mülkün Temelidir” yazısını göstererek, “Duvarda ne yazıyor? Kemal Atatürk söylemiş bunu ama biz maalesef bunu göremiyoruz. Bize kin ve nefret besliyorsunuz” diyerek mahkeme heyetine tepkisini gösterdi.

Rıfatoğlu’nun konuşmasının ardından sanık avukatları konuştu. Fail avukatlarının ırkçı saikle işlenen katliama dair bireysel yaşamlarını anlatarak, magazinsel bir çerçeve çizmesine müşteki avukatlarından Özüm Vurgun, tepki gösterdi ve “Bu dosyada yapılanın soykırım olduğunu belirten bir Türk olarak buradayım” dedi. 

Salonda bulunanlar ise Vurgun’a alkışlarla destek verdi.

Duruşma sanık avukatlarının konuşmalarıyla devam ediyor.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version