Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararının iptali istemiyle açılan davanın görülmesine Danıştay 10. Daire’de başlandı. Duruşmanın görüldüğü Danıştay Konferans Salonu kadın avukatlarla dolarken, Türkiye Barlar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da avukat cübbesi giyerek davacı tarafında yer aldı. Davaya Yılmaz Akçil başkanlığındaki beş kişilik Danıştay 10. Daire Heyeti bakıyor.
Duruşmada, davanın katılımcısı olan kurumların temsilcileri olan avukatlar, esasa ilişkin görüşlerini açıklıyor.
‘DANIŞTAY TARİHİNDE İLK’
Başkan Akçil, duruşma başında “Danıştay tarihinde bir ilk. Bu kadar kalabalık bir duruşma ilk kez yapıyoruz” dedi. Akçil, her davacı için üç avukatın konuşması kararı alındığını söyledi.
İlk söz, 29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı, Avukat Şenal Sarıhan’a verildi. Davayı “tarihi” olarak nitelendiren Sarıhan, İstanbul Sözleşmesi’nin TBMM devre dışı bırakılarak anayasaya aykırı olarak feshedildiğini kaydetti.
‘YILLARDIR BUNUN MÜCADELESİNİ VERDİK’
Sarıhan şöyle konuştu: “Kadın hakları için kazanımlar elde etmek için çok mücadele ettik. Ter dökmekse ter döktük, ayakkabı parçalamaksa ayakkabı parçaladık, Meclis’e gittik. Bütün bunlar kadının insanlık onurunun korunması içindi. İstanbul Sözleşmesi, kadının, çocuğun, farklı cinsel yönelimi olan kadınların onurunu korumak içindir. Şiddete uğrayan kadın kendisini onursuz hisseder. Yıllardır bunun mücadelesini verdik. Özellikle bu sözleşmenin imzalandığı için hem iktidar, hem kadınlar bayram ettiler. Çünkü bu kadın hareketinin bir kazanımı idi. Kadın hakları mücadelesinin bir sonucuydu. Bütün dünya kadınlarının kazanımı.”
‘KADINLARIN YAŞAM HAKKINI KORUMAK SİZİN GÖREVİNİZ’
İki ay içinde 90 kadının öldürüldüğünü belirten Sarıhan, “Televizyonu dün açtığımda yeni kadınlar katledilmişti. Bizim esas amacımız kadınların yaşam hakkını korumaktır. Birçok duruşmada takip ettik. Hiçbirisi böyle değildi. Siz bu kadınları bir de ayakta görmelisiniz, çığlık atarken duymalısınız. Mahkeme olarak kadınların yaşam hakkını korumak sizin göreviniz” dedi.
‘ALACAĞINIZ KARAR CUMHURBAŞKANI’NIN YARGI DENETİMİNE TABİ OLUP OLMADIĞI’
Ankara Barosu’nu temsilen konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise şunları söyledi: “Buradaki fesih kelimesinin doğru olmadığının aslında bahsedilenin çekilme olduğunun hepimiz farkındayız. Tartışılması gereken konu, Cumhurbaşkanı kararının iç hukuka uygun olup olmadığı durumu ortaya çıkıyor. Burada yapılan tartışmalardan sonra alacağınız karar Cumhurbaşkanı’nın yargı denetimine etkin bir şekilde tabi olup olmadığıdır. Anayasa’ya aykırılık iddiaları ciddiye alınmalı çünkü yarın da başka bir uluslararası sözleşmeden çıkılması olası.”
GELECEK PARTİSİ KADINLARA MÜDAHALEYİ ELEŞTİRDİ
Davacı Gelecek Partisi adına konuşan Gelecek Partisi Kadın Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Habibe Çiftçioğlu, duruşmanın sürdüğü sırada Danıştay Kampüsü’nün girişinde kadınlara yapılan polis müdahalesini eleştirdi. Çiftçioğlu, “Kadına şiddete karşı olmasıyla anılan bir sözleşmeye ilişkin bir dava görülürken hala kapıda kadınlara şiddet uygulanması bizi ziyadesiyle üzmüştür” dedi.
‘KARARIN İPTAL EDİLMESİ GEREKİYOR ÇÜNKÜ NEFRET SÖYLEMLERİ ARTACAK’
Ankara Barosu LGBTİ+ Hakları Merkezi adına konuşan Avukat Seher Duygu Çildoğan’ın “Konuşmama LGBTİ+ların haklarını hatırlatarak ve İstanbul Sözleşmesi’nin kapsayıcılığından bahsederek başlamak istiyorum” diye konuşmaya başladığı sırada Danıştay Heyet Başkanı, “Konuşmalarınıza ve alkışlarınıza bir şey demiyorum ama tekrara düşmeyin zaman kayboluyor” diye müdahale etti. Çildoğan, “Hiç tekrar yapmıyorum LGBTİ+ların varoluşları ile ilgili konuşuyorum. Buradaki kararın iptal edilmesi gerekiyor çünkü nefret söylemleri artacak ve insanlar yok sayılmaya devam edecek” diye konuştu.
‘BİR GECEDE USÜLSÜZCE ÇIKIYORUZ’
Mülteci kadınlar adına konuşacağını ifade eden Avukat Ebru Beşe, sözleşmenin göçmen ve mülteci kadınları korumaya yönelik maddeleri de olduğunu vurguladı. Kararın iptalini talep eden Beşe, “Bu kadınlar binlerce kilometre yürüyerek geliyorlar. Ancak biz bu sözleşmeden bir gecede usulsüzce çıkıyoruz. Bu sözleşme, vatandaşlık bağına bakmadan bütün kadınları koruyan bir sözleşmedir” dedi.
POLİS MÜDAHALESİ HABERİ İÇERİDE TEPKİ ÇEKTİ
Duruşmada kadın avukatlar, dışarıda polisin içeri girmek isteyen kadınlara müdahale ettiğini belirterek, “Buna engel olun yoksa biz arkadaşlarımızın yanına gideceğiz” dedi. Başkan Yılmaz Akçil, dışarıda bekleyenlerin içeri alınması taraftarı olduğunu belirterek, “Ancak yarın bu salon çökerse bu idarenin sorumluluğunda. Tazminat davası bize geliyor” dedi. Kadınlar yerde oturabileceklerini belirtirken, bazı kadın avukatlar müdahale edilen arkadaşlarının yanına gitmek için salondan çıktı. Salonda birçok kadın avukatın konuşması üzerine başkan Akçil, “Bakın çok konuşuyorsunuz” dedi. Sorumluluğunun ve yetkisinin yalnızca duruşma salonuyla sınırlı olduğunu belirten Akçil, 50 kişiyle sınırlı olarak dışarıda bekleyenlerin içeri alınacağını, yer kalması halinde ek 30 kişiye daha izin verileceğini ifade etti. Kadın avukatlar ise alkışlarla bu durumu protesto etti. Başkanın talimatı üzerine dışarıda bekleyen herkesin içeri girmesine izin verildi.
BAŞSAVCILIK İPTAL İSTEMİŞTİ
Davaya ilişkin görüşünü daireye sunan Danıştay Başsavcılığı, iptal kararı verilmesini istemişti. Cumhurbaşkanlığı kararının hukuka aykırı olduğunu belirten başsavcılık, “Dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilen sözleşmenin onaylanmasına ilişkin 6251 sayılı Kanun’un TBMM tarafından yürürlükten kaldırılmamış olması veya dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı alınmadan önce sözleşmenin sona erdirilmesinin uygun bulunduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarılmamış olması nedeniyle, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında yetkide ve usulde paralellik ilkesi uyarınca hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” demişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***