Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Tayyip Erdoğan: Kurdaki yükselişten kaynaklanan bir pahalılıkla karşı karşıyayız

Tayyip Erdoğan: Kurdaki yükselişten kaynaklanan bir pahalılıkla karşı karşıyayız


AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonun sadece Türkiye’ye mahsus bir sorun olmadığını söyledi. Erdoğan, “Kurdaki yükselişten, küresel emtiadaki artışlardan kaynaklanan bir pahalıkla karşı karşıyayız. Enflasyonun sadece ülkemize mahsus bir durum olmadığı, gelişmiş ülkelerin de aynı sıkıntılarla boğuştuğu bir gerçektir.” diye konuştu.

Döviz kurları, Erdoğan’ın talimatı sonrası Merkez Bankası’nın politika faizini indirmesi sonrası yükselmişti. Erdoğan, kurun neden yükseldiği konusunda tek kelime etmedi.  

Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Seçime 15 ay kaldığını belirten Erdoğan, “Her anımızı, her günümüzü çok iyi değerlendirmeliyiz.” dedi. 28 Şubat’ta bir araya gelen muhalefet partilerine yüklenen Erdoğan, “Karşımızdaki ittifakın ortaya koyduğu fotoğraf bizi motive etmek yerine kah güldürüyor, kah hüzünlendiriyor, kah düşündürüyor. Henüz yolun başında birbirlerine bu kadar güvensizlik içinde olanlara milletimiz nasıl itibar edecek bilemiyoruz” diye konuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Şimdi bu CHP, peşine taktığı bir 28 Şubat ittifakı kurdu. Güya bu ittifakla seçimi kazanarak yönetim sistemini değiştirecek, bölgemizi krizlerden kurtarıp çiçek böcek diyarı haline getirecekler. Henüz yolun başında birbirlerine bu kadar güvensizlik içinde olanlara milletimiz nasıl itibar edecek bilemiyoruz.

5’Lİ ÇETEYE SAHİP ÇIKTI

28 Şubat ittifakının karşı çıktığı hususlara baktığımızda Türkiye’nin kazanımlarından vazgeçeceklerini, sınır ötesi harekâtlarını bitireceklerini, bulunduğumuz yerlerden çekileceklerini, ekonomiyi IMF’e teslim edeceklerini, savunma sanayi, nükleer santral gibi büyük yatırımlara kilit vuracaklarını, S400’leri geri vereceklerini, ATAK’ları atacaklarını, yap-işlet-devret projelerini yerle yeksan edeceklerini, bu hizmetleri verenleri pişman edeceklerini; tek parti devri karanlığına döndüreceklerini anlıyoruz.

Bu dev yatırımları yapan müteahhitleri tehdit etmek suretiyle ‘sakın ha’ diyen bir muhalefet mantığını dünyanın hiçbir yerinde duymadık, görmedik, bilmiyoruz. Enflasyonu nasıl indireceklerine ilişkin bir program göremedik.

Daha cumhurbaşkanı adayını belirleyememiş olanlar doğrudan başbakanlık pazarlığına giriştiler. Sizin yaptığınız bu çalışmanın parlamentoda yeter sayınız var mı? Bu parlamentodan çıkarmanız mümkün mü?

GEZİ OLAYLARINDA ‘EKONOMİYİ BATIRIN’ DİYENLER DE BUNLARDI

Dün Gezi olaylarında ‘Ekonomiyi batırın’ çağrısı yapanlar bunlardı. Dün vesayetçilerin yanında saf tutan bunlardı. Dün ülkemiz ekonomik tuzaklarla boğuşurken ellerini ovuşturarak emperyalistlerin sözcülüğüne soyunanlar yine bunlardı. Bugün yağ üzerinden ülkenin başına kara bulutlar toplamaya çalışanlar yine bunlar.

Kurdaki yükselişten, küresel emtiadaki artışlardan kaynaklanan bir pahalıkla karşı karşıyayız. Enflasyonun sadece ülkemize mahsus bir durum olmadığı, gelişmiş ülkelerin de aynı sıkıntılarla boğuştuğu bir gerçektir. Bu süreçte Türkiye üretim ve istihdam gücüyle şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha ispatlamıştır.

11 YILDIR BÖLGEDEKİ KATLİAMLARI İZLİYORLAR

İnsanlık adına yüzkarası bu tablo karşısında, görevi güvenlik ve istikrarı sağlamak olan kuruluşlar kıllarını dahi kıpırdatmıyor. Dünyada gücü elinde bulundurduğunu söyleyen ülkeler nerede? Gerekli desteği verdiler mi? Ne yapıyorsun dediğimde, bir şey yok. Herhangi bir insani destek yok, kurtarma adına attıkları adım yok. Kendi çıkarları söz konusu olduğunda dünyayı ayağa kaldıranlar son 11 yıldır bölgedeki katliamları uzaktan izliyorlar.

Teröristlere her türlü araç, gereç, mühimmat yardımları yaptılar. Ukrayna krizi ile birlikte batılı medya organlarında yapılan açıklamalar bu kayıtsızlığın, çifte standartın gerisindeki gerçeği de ortaya çıkarmıştır. Mazlumları derisinin rengine göre ayranların insaniyetle, medeniyetle hiçbir bağı yoktur. Irkçılığın daniskası olan bu bakış açısı utanç vericidir.

RUS HALKINA CADI AVINI ANDIRAN UYGULAMALARI KABUL ETMİYORUZ

Ukrayna’nın sahipsiz bırakılması gibi Rus halkına, edebiyatına, öğrencilerine, sanatçılarına yönelik cadı avını andıran uygulamaları da kabul etmiyoruz. Hale bak, Almanya’da Filarmoni Orkestrası’nın şefi, Putin’in arkadaşı diye görevine son veriliyor. Böyle saçmalık olur mu? Dostoyevski’nin eserlerine yasak getiriliyor. Böyle saçmalık olur mu? Tarihte Bağdat’taki kütüphaneleri yakıp yıkan Hülagü’den ne farkı var.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Krizin trajediye dönmemesi için çaba harcıyoruz. İstikrarsızlıkla boğuşan bölgemizin bir savaşı kaldıramayacağını ifade ettik. Bugün 14’üncü gününü geride bırakan çatışmalar iki taraf için de insani kayıplara yol açıyor. 2 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Rakamın 5-10 milyonu bulması yakındır. Savaşın, savaşların kesinlikle kazananı olmaz.

Türkiye’nin anahtar konumu her taraftan takdir topluyor. İnşaallah diplomasi trafiğimizi 11-13 Mart tarihlerinde Antalya Diplomasi Forumu’yla sürdüreceğiz. Yarın Ukrayna ve Rusya Dışişleri Bakanlarının görüşmesinde olumlu adımlar atılacağına inanıyoruz.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version