Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Rusya, Ukrayna’da bataklığa mı saplandı?

Rusya, Ukrayna’da bataklığa mı saplandı?


HABER ANALİZ | CUMALİ ÖNAL 

Bir savaş çok iyi planlanabilir ama her zaman hesaplanmayan etmenler savaşın seyrini değiştirebilir. Savaşta başarıyı getirecek olan da bu hesaplanmayanları iyi yönetmektir: Başka ülkelerden gelebilecek destekler, hedefteki ülkenin direniş gücünün küçük görülmesi, coğrafi durum, kaynaklar, ordulardaki eğitim düzeyi vs. Aksi takdirde küçücük ordular ya da gerilla yapılanmaları koskoca orduları dize getirebilir.

20. yüzyıl bu tür savaş ve çatışmalarla dolu: Arap-İsrail savaşları, Vietnam, Afganistan, Irak, Çeçenistan vs.

1990’lı yıllardaki Rus-Çeçen savaşı Ukrayna’da şu an yaşananların bir simülasyonu gibi. Bir milyon civarında nüfusu, dümdüz arazisi, bağımsız ülkelerle çok az bir sınırı olan Çeçenistan, bölgeyi adeta Rus tankları için bir mezarlığa çevirdi. Sonuç olarak mantıksız ve dengesiz bu savaşta en büyük zararı Çeçenler gördü ama Rusların da yenilmez olmadığı ispat edildi.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Ukrayna ise her açıdan Çeçenistan’dan çok farklı ve avantajlı. Kağıt üzerinde de olsa 200 binden fazla ordusu ve on binlerce polis gücü bulunan, Avrupa ile sınırları olan 44 milyon nüfuslu orta büyüklükte bir ülke.

Üstelik Rusya, Çeçenistan’da ve daha sonra da Suriye’de yaptığı gibi on binlerce sivilin öldürülmesi pahasına bir süpürme operasyonunu Ukrayna’da gerçekleştiremiyor ve gerçekleştiremez de.

Aylardır, belki de yıllardır Ukrayna’yı kontrolü altına alma hesapları yapan Putin’in Ukrayna’da istediğini alması çok da kolay görünmüyor. Hatta tam tersine daha önce ilhak ettiği yerleri de kaybedebilir.

Birincisi Ukrayna, bağımsız ve çoğu Avrupa Birliği üyesi, daha önceden Rus işgali (SSCB dönemi) altında yaşamış ülkelerle komşu. Bu ülkelerin tamamı gelecekte bir Rus işgali korkusunu iliklerine kadar yaşıyor. Ukraynalı mültecilere kapılarını sonuna kadar açan bu ülkeler Ukrayna halkının direnişi için de her türlü desteği verebilecekleri konusunda açıklamalar yapıyor.

İkincisi, Ukrayna’ya komşu ülkelerden daha önemlisi Almanya gibi, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra pasifist bir politika izleyen, savunma bütçesini ABD’nin yıllardır devam eden baskılarına rağmen yüzde 2’nin üzerine çıkarmayan Almanya’yı uyandırması oldu. Silah satışını dahi belli şartlar altında yapan Almanya, Ukrayna’nın işgal edilmesiyle birlikte bu ülkeye remzi de olsa silah ve mühimmat gönderme kararı aldı, savunma bütçesini de ek 100 milyar Euro artırmaya karar verdi. İngiltere ve Fransa gibi Avrupa’nın diğer şahin ülkeleri de açıkça Rusya’ya karşı tavır aldı. Pek çok ülkeden eski askerler ve siviller Ukrayna saflarında savaşmak için organize olmaya başladı. Zaten Ukrayna, yabancılardan oluşan bir birlik kuracağını duyurmuştu.

Üçüncüsü, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediği NATO, bu savaşla yeniden dirilme emareleri gösteriyor. Savaşın uzaması durumunda NATO ciddi adımlar atarak hem Rusya’ya karşı daha sertleşebilir hem de Rusya’nın NATO’ya üye olmamaları için tehdit ettiği Finlandiya ve İsveç gibi ülkeleri de bünyesine alabilir. Hatta Rusya’nın arka bahçesine kadar girip Gürcistan ve Moldova gibi ülkeleri de üye kabul edebilir.

Dördüncüsü, Rusya’nın 44 milyon nüfuslu bir ülkeyi kısa sürede işgal edebilse dahi kontrolü altında tutması çok da mümkün görünmüyor. Batılı istihbarat kaynaklarına göre Rusya işgali yaklaşık 150 bin kişilik bir orduyla sürdürüyor. Buna Belarus ordusunun da katılması durumunda sayının 200 bine kadar çıkabileceği belirtiliyor. Bu da her 1 Ukrayna askerine yaklaşık 4,5 Rus askeri düştüğü anlamına geliyor. Ukraynalıların hızla silahlandığı, Ukrayna ordusunun toparlandığı, yabancı ülkelerden gönüllü savaşçıların geldiği de göz önüne alındığında Rusya’nın bu sayıyla ülkeyi kontrol altında tutması kolay görünmüyor.

Beşincisi, Batılı ülkeler belki de Putin’in hesaplarını alt üst ederek hızla bir ağız birliği oluşturdular ve Rusya’nın canını acıtacak yaptırımları kısa sürede yürürlüğe koymaya başladılar. Muazzam yeraltı kaynakları ve Çin gibi bir arka bahçesi olmasına rağmen bu yaptırımların kısa sürede etkisini göstermesi bekleniyor.

Altıncısı, Putin her ne kadar sert bir rejim kurmuş olsa da hala ülkede çok canlı bir muhalefet bulunuyor. Muhalif liderlerin çoğu hapiste ya da sürgünde de olsa en küçük bir kıvılcımda ülkenin dört bir yanında muhalif gösteriler düzenlenebiliyor. Ülke ekonomisinin daha da kötüleşmesi durumunda bu gösterilerin şiddetini artırması kuvvetle muhtemel.

Yedincisi, bu tür savaşlarda zaman çok önemli. Rusya kısa sürede istediğini elde edemezse zaman aleyhine işleyecek. Rus ordusu her ne kadar üstün bir teknolojiye ve silah sistemlerine sahip olsa da kara gücünün zayıf karnı olduğu biliniyor. Çeçenistan savaşında da görüldüğü gibi Rusya, henüz silah altına alınmış çocuk yaştaki askerleri Ukrayna’da da cepheye sürmekte bir beis görmüyor. Savaşlarda her zaman en belirleyici unsurun kara gücü olduğu söylenir. Kara gücü devreye girmedikçe gerçek bir zafer elde edilemiyor. Rusya’nın sayı ve teçhizatça üstün olsa dahi psikolojik yönde bir üstünlüğe sahip olduğunu şu an itibariyle söylemek mümkün değil.

Sekizincisi, Rusya uluslararası camiadan da istediği desteği elde edemiyor. Şu ana kadar destek verenler Suriye, Küba, Venezuela gibi uluslararası kredibiliteleri çok düşük ülkeler. Batı’ya karşı ittifak içinde olduğu Çin dahi açıkça Rusya’nın eylemlerini desteklemiyor. 

Putin’in savaşı istediği gibi sonlandıramaması durumunda Rusya için daha da tehlikeli bir sürece girilebilir. Öncelikli olarak Ukrayna Kırım’ı geri almak için daha da cesaretlenebilir ve ülkenin doğusundaki Donbass üzerinde de hakimiyetini güçlendirebilir. Aynı şekilde Moldova da Rusların çoğunlukta olduğu Dinyester bölgesinde hakimiyetini pekiştirebilir.

Daha önce Rusya’nın operasyonlarıyla Gürcistan’dan koparılan Güney Osetya ve Abhazya tekrar Gürcistan’ın hakimiyetine alınabilir.

Çeçenistan’da tekrar bağımsızlık istekleri yükselebilir ve bu durum diğer etkin bölgelere de yayılabilir.

En önemlisi ise her ne kadar bağımsız görünseler de Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan gibi ülkeler Rusya’nın etki alanından çıkabilir.

Sonuç olarak savaşların sonucunu tahmin etmek hiçbir zaman kolay değildir. Rusya’nın herhangi ciddi bir başarı elde etmeden Ukrayna ile hemen müzakere masasına oturması, zor durumda olduğunu gösteriyor.

Ancak bu saatten sonra Rusya geri çekilse dahi, bölgede Pandora’nın kutusunu bir kere açmış oldu.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version