Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Pervin Buldan’dan iktidara: Öyle bir fark yiyeceksiniz ki YSK da seçim kurullarınız da sizi kurtarmaya asla yetmeyecek, hımhış olacaksınız

Pervin Buldan'dan iktidara: Öyle bir fark yiyeceksiniz ki YSK da seçim kurullarınız da sizi kurtarmaya asla yetmeyecek, hımhış olacaksınız


HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AKP- MHP’nin hazırladığı seçim kanunu teklifine ilişkin olarak, “Öyle bir fark yiyeceksiniz ki YSK da seçim kurullarınız da sizi kurtarmaya asla yetmeyecek, hımhış olacaksınız” dedi.

Buldan partisinin grup toplantısında konuştu. Buldan, “Nevroz’da halklarımız barış, demokrasi ve özgürlükteki kararlılığını en güçlü biçimde bütün dünyaya ilan etti”Milyonlar, 2013 Çözüm Mektubu ve Dolmabahçe Mutabakatı’nın arkasında olduğunu bir kez daha gösterdi.İmralı’yla diyalog kapılarının bir an önce açılması talebini Nevroz’da haykırdı. Kürt halkı ana dillerinin üzerindeki baskı ve asimilasyonlarının kaldırılmasını istedi. Ana dilimiz onurumuzdur, sonuna kadar sahip çıkacağız.  Nevroz, HDP’nin üçüncü yol siyasetinin, stratejisinin, ortak ve eşit geleceği inşa edecek en güçlü yol olduğunu gösterdi. Demokrasi ittifakı daha fazla büyüterek yolumuza devam edeceğiz.” dedi.

 

“Furkan Vakfı’na kolluk güçlerinin yapmış olduğu insanlık dışı saldırıyı kınıyoruz”

 

Buldan şu ifadeleri kullandı: 

 

Rotası demokrasi ve hukuk olmayan bir iktidar karanlıklardan beslenir.  Furkan Vakfı’nın Adana’da yapmak istediği basın açıklamasına, demokratik bir hakkın kullanımına kolluk güçlerinin yapmış olduğu insanlık dışı, hukuk dışı saldırı, AKP- MHP iktidarının sokaktaki, siyasetteki gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir.  Bu uygulamayı kınıyoruz. Adana’daki tablo uzun bir süredir karakollarda, cezaevlerinde görünmez kapılar ardında rutin hale getirilen işkencenin sokaklara taşmış halidir.

 

AKP – MHP iktidarı ölümün, işkencenin cezasızlığın kol gezdiği bir ülkenin ortamını ne yazık ki yaratmış durumda. İşkenceye sıfır tolerans dediler, işkenceciye tolerans iktidarı oldular.  28 Şubat’ın mağduruyuz dediler, zulüm yarışında 28 Şubatçıların önüne geçmeyi başardılar.

 

 

Ölüm siyaseti, hasta tutuklulara yönelik düşmanlık hukuku AKP- MHP’nin iktidar siyaseti olarak karşımıza çıkmaktadır. Cezaevlerinin zulüm ve ölüm evlerine döndüğünü anlamak için sadece son 15 güne bakmak yeterlidir.

 

Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek başına hücrede tutulan 28 yaşındaki Sinan Kaya şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Şervancan Güder, henüz 20 yaşındaydı. Van F tipi cezaevinden kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Diyarbakır D tipi cezaevinde tutulan ve yaşamını yitirmek üzereyken tahliye edilen hasta tutsak Hayri Karaş, tahliyesinden 10 gün sonra tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin siyasi sorumlusu AKP iktidarıdır.

 

Sincan Cezaevi’nde tutulan yüzde 80 engelli Mehtap Şentürk hakkında mevcut tedaviden yeterli yarar görmediği saptanmasına rağmen cezaevinde kalabilir raporu verildi. Diyarbakır’da son 20 günde infazları ertelenen  4 tutukludan 2’si yaşamını yitirdi, diğer ikisi de tutuklanıp yeniden cezaevine konuldu.

 

“Hasta tutuklulular serbest bırakılsın”

 

Aysel Tuğluk da ağır hasta tutuklu olan bir arkadaşımız. Kendisine demans tanısı konulmasının, cezaevinde tek başına yaşamını idame ettiremeyecek olmasına rağmen tahliyesi engellenmektedir. Kinle, intikamla, düşmanlıkla hareket eden bir iktidar ve devlet aklı sadece insanlığı değil adaleti öldürmektedir. Hukuk ortadan kalktığında ülke, toplum, insanlık, vicdanlar çöker.

 

Adalet Bakanı’na çağrı

 

Buradan Adalet Bakanı’na bir kez daha seslenmek istiyorum: Cezaevlerini toplama kampına dönüştüren bu işkence uygulamasına bir an önce son verin.

 

Aysel Tuğluk arkadaşımız başta olmak üzere tüm hasta tutukluları derhal tahliye edin. Onların tahliyesini gerçekleştirin.

 

AKP Genel Başkanı, hayat pahalılığının farkında olduklarını söylüyor. Sanırsınız ki 20 yıldır bu ülkeyi yönetenler onlar değil, sanki muhalefette olan bir parti olarak konuşmaya devam ediyorlar.  Bir zamanlar bir mermi kaç para diyen zihniyet şimdi hayat pahalılığından bahşediyor. Krizin nedeni sizin bu mermi siyasetinizdir.

 

Erdoğan’ın “şifa” tarifine tepki: Millet kuru ekmek bulamıyor

 

Millet kuru ekmek bulamıyor o manda yoğurdu, kestane balı, medine hurması, yulaf yiyin diye halkımıza bunu söylemekten utanmıyor.

 

Et ve Süt Kurumu Başkanı gitti ama zamlar yerinde duruyor.  Zengine kur-faiz garantisi halka ise yoksulluk dayatması. Geçen hafta müjde verir gibi Çanakkale Köprüsü’nü açtılar. Yaptıkları köprüler soygun köprüsüdür.

 

Çeteye çete demeye devam edeceğiz.  İnsanlara sadece suyla açılabilecek bir iftar sofrası bıraktılar. Gelin Ramazan’dan önce Meclis’i etkin bir şekilde çalıştıralım ve eriyen asgari ücreti hemen yeniden belirleyelim. Tek başına KDV indirimi halkı rahatlatmaz. Akaryakıt ve ulaşımdaki ÖTV kaldırılsın, mazot fiyatları indirilsin.

 

Seçim kanunu teklifi

 

Sandığa giremeyecek oyun sandıktan çıkması içim yol bulmaya çalıştıklarının farkındayız. Öyle bir fark yiyeceksiniz ki YSK da seçim kurullarınız da sizi kurtarmaya asla yetmeyecek. Sırrı Süreyya’nın deyimiyle hımhış olacaksınız. 

 

Kürtler Meclis’e girmesin diye koydukları barajı şimdi küçük ortak Meclis’e girsin diye indiriyorlar. Biz bu barajları yıkalı 7 yıl oldu. Halk size gereken cevabı sandıkta verecek. “


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version