Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ne yapsalar olmuyor; Merkez Bankası, faiz mi artıracak?

Ne yapsalar olmuyor; Merkez Bankası, faiz mi artıracak?


HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ  

Ne yapsalar olmuyor ve olmayacak…

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘faiz’ saplantısı nedeniyle dolar fırladı, enflasyon patladı. Doları tutmak için Kur Korumalı Mevduat icat edildi. O da tutmadı. Değersiz TL ile ‘cari fazla’ verilecekti ancak o planda suya düştü. Ocak ayında son 4 yılın rekoru kırıldı. Cari fazla vermek için çıkılan yolda cari açık rekoru geldi.

Şimdi elde yüksek kur, patlayan enflasyon, bozulan cari denge ve yavaşlayan bir ekonomi var. Ekonomistlere göre AKP zor olanı başardı; zira hepsinin aynı anda bir ekonomide görülmesi çok zor bir ihtimal!

Çaresiz kalan rejimin ‘faiz’ artırımı için yol aradığı ileri sürülüyor. İddiaya göre Merkez Bankası 250-300 baz puan faiz artırımı için ‘izin’ istemiş. Erdoğan ‘izin’ verirse MB, politika faizini artıracakmış… Uzatmadan söyleyelim; değil 300, 500 baz puan bile artırılsa faydası olmayacak. Artık çok geç…

İLK BARAJ 6 TL’YE KURULMUŞTU

Her şey dolar 6 TL’ye dayandığında başladı aslında. İlk baraj orada kurulmuştu. ‘Aman 6 TL olmasın’ diyerek rezervler yakıldı. Sonra 7 TL’ye baraj kuruldu. Derken 8, 9, 10 oldu… Elde rezerv kalmayınca 10 liradan 18 liraya doğru fırlaması uzun sürmedi. MB’nin rezervleri doları baskılamak için heba edildi. Sonuç olarak dolar fırladı, rezervler de bitti.

Merkez Bankası piyasa katılımcıları anketini paylaştı. Buna göre yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 40,47 oldu. Ocak ayı anketinde söz konusu oran yüzde 30,27, şubat ayında 34,27’ydi. Cari yıl sonu dolar kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 16,04 TL iken, bu anket döneminde 16,68 TL oldu.

KKM’DE KURU TUTUMADI

Dolar 18 lirayı görünce Kur Korumalı Mevduat hesabı icat edildi. Vatandaşın yatırımları, döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmaya karşı KKM sayesinde korunacaktı. Söz konusu ‘yeni’ ürünün temel mantığı kurun artmamasına dayalıydı. Zira artarsa, faizle kur arasındaki fark hazineden ödenecekti. Korkulan oldu; kur arttı ki artmaması mucize olurdu.

Gerçek enflasyonun yüzde 100’ün bile üzerinde olduğu bir ekonomide yüzde 14 politika faiziyle kurun artmaması mümkün mü?

CARİ DENGE BOZULDU

TL’deki değer kaybı hızlanınca bu kez ‘cari fazla’ vererek kuru düşüreceklerini anlattılar. Dolayısıyla enflasyon da düşecekti. Ancak o planda iki ayda çöktü. Cari işlemler dengesi, yüksek enerji fiyatlarının ithalatı artırmasıyla ocak ayında 2017’den bu yana en büyük açığı verdi. Cari açık, ocak ayında bir önceki yıl aynı aya göre 5,3 milyar dolar artarak 7,1 milyar dolara yükseldi.

ENFLASYON PATLADI

Bugün çok önemli bir veri daha yayınlandı. Merkez Bankası piyasa katılımcıları anketini paylaştı. Buna göre yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 40,47 oldu. Ocak ayı anketinde söz konusu oran yüzde 30,27, şubat ayında 34,27’ydi. Cari yıl sonu dolar kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 16,04 TL iken, bu anket döneminde 16,68 TL oldu. Enflasyon beklentisi sadece 2 ayda 10 puan arttı. TÜİK’e göre yıllık enflasyon yüzde 54,4! Ancak Nisan ayında bu oranın yüzde 70 çıkması sürpriz olmayacak.

NE DEDİLERSE TAM TERSİ OLDU!

“Faiz sebep, enflasyon sonuç.” dediler. Erdoğan’a göre faiz indirilince enflasyon da düşecekti. Tam tersi oldu. ‘Kur artışı kötü değil, değersiz TL ihracat için avantaj’ dediler. Buna göre faiz inince kur yükselecek ve bunun sonucunda cari açık düşecek hatta cari fazla verilecekti. Rejim temsilcilerine göre böyle olunca enflasyon da düşecekti. Bu da olmadı. Cari açık patladı. Gelinen noktada Türkiye, yüksek kur, yüksek enflasyon, cari açık ve yavaşlayan ekonomi sorunlarının tamamını aynı anda yaşıyor.

Peki hesap veren var mı; yok!

ERDOĞAN’DAN NEBATİ’YE: SÖZÜNÜ TUT!

Geçtiğimiz günlerde haberlere yansımıştı. Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay’ın iddiasına göre Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye tepki göstermişti. Balbay, “Son Bakanlar Kurulu toplantısında Erdoğan, Nebati’ye ‘verdiğin sözleri tut’ dedi. Nebati ise Erdoğan’a ‘Rusya-Ukrayna meselesinin beklemediği, o nedenle bunların zor olduğunu’ söyledi. Erdoğan’ın karşılık olarak ise ‘Hayır bizi verdiğin sözleri ilgilendiriyor’ dediği bilgisi var.” diyordu.

Nureddin Nebati’nin gözlerindeki ışıltının kaybolduğu görülüyor. Zaten eskisi kadar sık da ekranlarda boy göstermiyor. Bir sorun olduğu aşikar…

FAİZ Mİ ARTIRILACAK?

Şimdi kulislerde yeni bir iddia dolaşıyor. Merkez Bankası’nın 250-300 baz puan faiz artırımı için Saray’dan ‘izin’ istediği ileri sürülüyor. Erdoğan ve Nureddin Nebati daha önce faiz artırımına kapıları kesin bir dille kapatmışlardı.

Ancak durum vahim…

Dolar kuru yükselişini sürdürüyor ve 15 TL sınırına dayandı. Geçtiğimiz hafta 14 TL’ye kurulan baraj şimdilerde 15 TL’ye kurulmuş gibi görünüyor. Dün yine bir müdahaleyle kur 14,98’lerden 14,85’lere düşürüldü.

Saray’dan faiz artırımı için izin çıkar mı, bilemiyoruz. Bugüne kadar bu konuda oldukça katı olan Erdoğan, çaresiz kalınca ‘tamam’ der mi? Diyebilir ve sanki daha önce bu konuda hiç bir açıklama yapmamış gibi hayatına devam eder.

Peki 300 baz puanlık bir artış kuru düşürür mü?

Baskıya rağmen 15 TL’ye dayanan doların 300 baz puanlık bir faiz artışıyla düşmesi mümkün değil. TÜİK’e göre bile enflasyon bu ay muhtemelen yüzde 63 civarında gelecek. Politika faizi yüzde 14! Reel faizin eksi 50’lerde olduğu bir ekonomide kur düşmez… Enflasyon ve faiz dengelenmeden kur nasıl dengeye gelecek?

İktidar havanda su dövmeye devam ediyor…

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version