Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Naim Dilmener: Tarkan’ın şarkısı iyi değildi, ‘protest-pop’; tanım yaratmaya çok meraklıyız

Naim Dilmener: Tarkan'ın şarkısı iyi değildi, 'protest-pop'; tanım yaratmaya çok meraklıyız


Müzik eleştirmeni Naim Dilmener, Tarkan’ın ‘Geççek’ adlı şarkısının iyi olmadığını ancak muhalif sözlerden dolayı ilgi gördüğünü söyledi. Kendisinin daha önce böyle bir değerlendirme yaptığını ancak sosyal medyada lince maruz kaldığını belirten Dilmener, protest pop tanımlaması için de “Tanım yaratmaya çok meraklıyız. Müziğimizin tarihi boyunca böyle olmuştur bu. Hem eleştirmenler, hem de gazeteciler çok meraklı olmuştur buna.” yorumunda bulundu.

‘Megastar’ olarak anılan sanatçı Tarkan uzun bir aradan sonra ‘Geççek’ adlı şarkısını Youtube’da yayınlandı. Şarkı, toplumun her kesimine çok hızlı bir şekilde yayılarak ülke gündeminde zirveye oturdu, günlerce konuşuldu, kritikler yapıldı… Tarkan’ın gündem olması onun müzik kariyeri için bir ilk değildi. Fakat bu kez milyonların karşısına politik denilebilecek bir şarkıyla çıkıyordu. ‘Megastar’ klibi ve şarkı sözlerini pandemi için yazdığını söylese de dinleyenler, hükümete karşı yazıldığı konusunda hemfikirdi. Beğeniler kadar eleştiriler de aldı, değerlendimeler de yapıldı. Bu değerlendirmelerden en dikkat çekeni de Mahmut Çınar’ın Gazete Duvar’daki ‘Tarkan ve ‘protest pop’: ‘Artık düş yakamızdan’ başlıklı yazısıydı.

Çınar yazıda yeni bir kavramdan bahsediyordu. ‘Protest-pop’ Türkiye’deki müzik kategorilerine ilişkin İlk defa böyle bir tanımlama; ‘protest-pop’ denilmesini müzik eleştirmeni Naim Dilmener’e sorduk. Dilmener ile birlikte ‘Geççek’ şarkısının özelinde protest müziğin tanımı, gelişimi, temsilcilerini ve günümüzdeki yerini konuştuk.

Dilmener’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

– Bir müzik eleştirmeni olarak siz, Tarkan’ın ‘Geççek’ adlı şarkısını nasıl buldunuz?  
 
-Bir şarkı, yalnızca bir Tarkan şarkısı olarak düşünürsek, çok iyi değildi. Ya da yeterince iyi değildi. Tarkan son otuz yılın en büyük yıldızlarından biri ve ondan en iyisinin beklenmesi, en azından son yaptıklarının üzerine çıkmasının umulması gayet normal. Gücünü iktidara muhalif sözlerinden alan bir şarkı yalnızca; melodisi, düzenlemesi, vokali gayet orta halli. Sözleri böyle olmasa, bu ilgiyi göremezdi. 
 
– ‘Geççek’ neden bu kadar ses getirdi? 
 
Memleket zor bir dönemden geçiyor. Daha önce hiç olmadığı kadar zor. Herkes bunaldı. 7’den 70’e kadar herkes ağır şartlar altında kıvranıyor. Pandemi olmasa da böyle olacaktık. Ama pandemi bu zorlukları birkaç kat artırdı. Ekonomik kriz pandemi ile birlikte uçtu gitti. İnsanlar işsiz, dolayısıyla aç… O kadar aç ki yiyecek lokma bulamayanların sayısı hızla artıyor. 

Böyle bir dönemde, bu ruh halinde iken, Tarkan gibi çok sevilen/sayılan bir yıldızın yaptığı ‘böyle’ (ya da ‘bu tür’) bir şarkı, elbette hem akıllara, hem de kalplere hitap edecek ve elbette ona baş yaslanacaktı… Öyle oldu… Bu çok normal. Normal olmayan, şarkı böyle bir etki yarattı diye, şarkının aynı zamanda müzikal olarak da çok iyi olduğunun varsayılması ya da kabul edilmesi. Hayır değil. Şarkı orta halli. 

Şarkı çıkar çıkmaz dinledim ve birkaç dinleyişten sonra, bunun iyi bir şarkı olmadığını yazdım Twitter’a. Yerimin/duruşumun belli olduğunu düşünürdüm ama ne yazık ki ağır sözler duydum bu sebeple. İktidar yanlısı olduğum dahi söylendi ki normalde gülüp geçeceğim böyle bir niteleme çok canımı yaktı. Sanırım, iktidar taraftarı ya da muhalifi fark etmez, herkes şu konuda aynı davranıyor: “Ya bizdensin ya da karşı taraftan…” Üçüncü (hatta dördüncü, beşinci…) bir yolun olabileceğini düşünemez oldular. Bunu bu şarkı vesilesiyle kavradığımda da yazdığım tweet’i sildim. Zaten epeydir şu düşüncedeydim: “Kimsenin eleştiriye ihtiyacı kalmamış.” Hakikaten kalmamış; zorlamanın, bunda diretmenin alemi yok. 
 
– Tarkan’ın şarkısının ardından ‘Protest-pop’ tanımı yapıldı sizce de öyle mi? 
 
Tanım yaratmaya çok meraklıyız. Müziğimizin tarihi boyunca böyle olmuştur bu. Hem eleştirmenler, hem de gazeteciler çok meraklı olmuştur buna. Barış Manço ve Orhan Gencebay gibi çok fazla kendilerine dönük isimler, kendi yaptıkları müziğin herkesin yaptığından çok farklı olduğunı vurgulamak için, kendi kendilerine ‘tür ismi’ dahi bulmuştur… Böyle etiketler genellikle temelsizdir ve birkaç gün (ya da hafta) sonrası hatırlanmaz bile. Tarkan’ın şarkısı poptur tabii ama protest değildir. Çünkü Tarkan pop şarkıcısıdır ve hiç protest şarkı söylememiştir. Hele bir bekleyelim; bu konuda başka şarkılar da yazar söyler ve devamını getirirse, ‘protest’ etiketini o zaman yapıştıralım adamcağıza. Heyecanlanmanın, erken davranmanın alemi yok. 
 
– Protest müzik tam olarak nedir? Bunun günümüzde örnekleri neler ve kimlerdir? 
 
Üzerinde mutabık kalınmış tek bir tanım yok… Çoğu şey gibi, bu da özellikleri sıralanarak tarif edilebiliyor. Muhalif olması gerektiği konusunda kimselerin şüphesi yok. Sözlerinin mevcut ve memnun olunmayan dünyayı eleştirmesi, hatta topa tutması gerekiyor. Bu da yetmez; geleceği de tanımlaması, en azından sözünü etmesi gerekiyor… Savaşa karşı, barıştan yana olması gerekiyor… Ölümden değil, hayattan yana olması gerekiyor… Cinsiyetçi, ayrımcı olmaması gerekiyor… Bunlara paralel ya da bunlar gibi şeylerden söz etmeli -kısaca, ‘iyi huylu’ olmalı… Lanet bir sağın insanı prangalara yaklaştıran ideolojisinden, olabildiği kadar uzak olmalı. 
Günümüzdeki örneklerine gelirsek: Şanslıyız. Hiç de az değil böyle müzisyen ve yorumcuların sayısı… Şarkıları 70’lerden bugüne ulaşan Rahmi Saltuk, Cem Karaca, Selda Bağcan, Melike Demirağ, Şenay… 12 Eylül’ün (en azından görünürde) bitişi ile birlikte çıkmış Ahmet Kaya, Grup Yorum ve Kızılırmak… Bu iki gruba da solistlik yapmış İlkay Akkaya elbette… 90’larda herkesi etkilemeye başlamış Sevinç Eratalay… Başta Mor ve Ötesi, Rashit ile Redd olmak üzere rock gruplarımızın bir kısmı… Hatta Mabel Matiz ve Kalben; bu iki ismin politik yanının altı çizili değil diye kimsenin aklına gelmiyorlar ama protest müziğin mutlaka alenen politik olması gerekmiyor… Başta Reptilians From Andromeda olmak üzere Tolga Özbey’in içinde olduğu her grup ya da proje…Ve hiç şüphesiz Bandista… Bu grup, bütün zamanların en iyilerinden biri. 
 
– Müziğin politikleşmesi Türkiye’de bunun gelişimi nasıldır? Protest müziğin günümüzdeki durumu nedir? 
 
Çok ama çok zengin bir halk türküleri geçmişimiz, mirasımız var. Ve öyle şanslıyız ki, bu geçmiş ve mirasın tamamına yakını da halktan yana (yani iktidarlara karşı). Bu sebeple ilk protest şarkı/türkü örnekleri bunların arasındadır. Sonra da Ruhi Su elbette… Ama popta ararsak eğer: Bana göre ilk politik (ve tabii ki ilk protest şarkı) Erdem Buri’nin yazıp, Tülay German’a söylettiği ‘Yarının Şarkısı’dır: “Bir yarın olmalı, başka türlü bir şey; bir aydın, bir güzel, yarına varmalı…” Bu şarkıya kadar, pop kalıpları içinde hiç kimse böyle şeylerden söz etmemiş, aydınlık bir yarın özlemini dile getirmemişti. 

– Eski eserlerin konusunu ‘Devrim’, ‘Sosyalizm’, ‘Dağlar’ gibi kelimelerle genelleyebilirsek bugünkü protest müziğin içeriği nedir? 
 
Daha önce yapılmışları böyle özetlersek haksızlık yapmış oluruz… Bu sözünü ettikleriniz, daha iyi, daha yaşanabilir bir dünyayı simgelemiş sözcüklerdir. Ama o zaman da bu zaman da; bu tür müzik daima bundan fazlası olmuştur… Günümüze gelirsek: Aynı, eskisi gibi… İnsandan yana bir dünya tasavvur ediliyor ve dile getiriliyor. 

– Örnek vermem gerekirse 90’larda zirve yapan Grup Yorum ve Grup Munzur’un parçaları (Devletin konser yasaklamaları ve grup üyelerini tutuklamasının dışında olarak) şimdi neden daha az kişiye ulaşıyor. Geçen günlerde Rusya’da konser veren Yorum’un açıklaması çok fazla tepkiyle karşılanmıştı. Bu müzik dili ve ifadeler günümüzü karşılıyor mu? 
 
Bu bir ihtiyaç meselesidir. Müzik de edebiyat, sinema, tiyatro… gibidir. İhtiyacı olan elini uzatır ve tutunur. Yorum ya da Munzur… Mutlaka birilerine ulaşıyordur -ihtiyacı olana… 
 
– Geçmişe oranla protest müzik neden şimdi daha az? ‘Bugün protest müzik için ‘en güçsüz olduğu zaman’ ya da ‘bitti’ ifadelerini kullanabilir miyiz? 
 
Az olduğunu sanmıyorum… Şanışer ve arkadaşlarını hatırlayın… En keskin sözlü şarkılardandır ve bu devirde yapıldı… Rap ile hip-hop, hiçbir zaman bu kadar politik bir alana kaymamıştı… Tarkan’dan söz açmıştınız ya… O bile dayanamamış. (Gülüyor) 

 

– Protest ya da özgün müzik ile günümüze ulaşan sanatçıların bugün eser üretmeyişlerini nasıl yorumluyorsunuz? 
 
Yapıyorlar… İlkay Akkaya ‘Kurtuluş Yok’u bu devirde yaptı. Bandista ortalığı bu devirde birbirine katıyor. Ahmet Kaya’nın şarkıları yeniden ve yeniden keşfediliyor… 
 
– Özgün müzik ya da protest müziğin bilinen isimleri bugün kendilerini daha çok sosyal medyada ifade ediyor, sizce bugün o boşluğu rapçiler ile popçular mı dolduruyor yoksa günümüzdeki siyasi ortam, toplumsal sorunlara daha mesafeli olan sanatçıları da mı isyan ettirdi? 
 
Evet… Mesafe masal oldu. Çok da haklılar. 
 
– Biraz daha başka özelleştirirsek; son dönemlerde toplumsal sorunlarda çok fazla ön plana çıkmayan Gülşen sahne kıyafeti giydiği için Sezen Aksu da şarkı sözleri için hedef alındı/alınıyor. Ama bir şekilde de sanatçılar kendi üsluplarıyla karşı duruş sergiliyorlar. Politik olan ya da olmayan sanatçılar için ‘çember’ daralıyor mu? 
 
Tabii… İktidar yanında durmayan herkesi muhalif sayıyor. Herkes Hülya Koçyiğit ya da Orhan Gencebay olsun istiyor. 
 
– Sizce iktidar Gülşen, Sezen Aksu, Tarkan gibi ya da başka sanatçıların neden politik alana kaymasını istemiyor? 
 
Bu şarkıcıların milyonlarca hayranı var. Etkilerinden, güçlerinden çekiniyor. 
 
– Peki sanatçılar politik olmak zorunda mıdır? Yoksa klasik bir tartışma olarak ‘sanat sanat içindir’ çizgisinde mi kalmalıdır? 
 
Bence evet. Sanatçı toplumun yanında olmalı. Her şey yolunda olsa, “Yok, gerekmez,” diyebilirdik belki. Ama değil. Bu sebeple, politik olmaları her zamankinden daha elzem. 
 
– Müzik yasağı halen sürüyor, bu yasak toplumun müziği bir araç olarak kullanmasını engellemek için midir, yoksa koronavirüse karşı alınan önlem için midir? 
 
Yasak müziğe karşıdır. Tıpkı diğer bütün -popüler olsun ya da olmasın- bütün kültürel alanlara karşı olduğu gibi… Tasavvur ettikleri yaşam biçimine uymayan her şey aşağı çekiyor ya da üzerini örtüyorlar. Koronavirüse karşı bütün yasaklar sıfırlandı ama kültür alanı -açık ya da kapalı bir şekilde- hâlâ sıkıştırmaktalar. 
 
– Ve son olarak en beğendiğiniz protest eser hangisidir? 
 
Başta ‘Aşk Şarkısı’ olmak üzere -istisnasız- bütün Bandista şarkıları.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version