Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kılıçdaroğlu: Hangi kanunu getirirseniz getirin, sizi göndereceğiz arkadaş!

Kılıçdaroğlu: Hangi kanunu getirirseniz getirin, sizi göndereceğiz arkadaş!



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

6 LİDERİN İKİNCİ BULUŞMASI

“6 lider ikinci kez bir araya geldik. Aslında toplumun bütün kesimleri orada temsil ediliyor. Devletin karar alma mekanizmalarının bir kişiye emanet edilmesinin getirdiği felaketi, getirdiği olumsuzluğu hepimiz görüyoruz. Bunu sadece ben görmüyorum diğer liderler de görüyorlar ve Türkiye’nin bu bataktan çıkması lazım.

Türkiye’nin huzur içinde buradan çıkması lazım. Sadece benim değil, Millet İttifakı’nı oluşturan liderlerin de ana hedefi bu. Parlamentoyu işlevsiz hale getirdiler ama biz parlamentoyu yeniden halkın meclisi haline getirmek istiyoruz. Bir kişinin emir ve talimatıyla hareket eden bir Türkiye Büyük Millet Meclisi değil, milletin iradesiyle hareket eden ve milletin sorunlarına çözüm üreten bir palamentoyu yeniden inşa etmek istiyoruz.”

“SEÇİM GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAĞIZ”

“Bir bildiri yayımladık o bildiride beş temel mesaj var. Bu beş temel mesajı sevgili yurttaşlarımla paylaşmak isterim;

1: Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinin yol haritasını belirlemek üzere bir çalışma grubu oluşturduk. Güçlendirilmiş parlamenter sistemden neyi anladığımızı anlattık, bununla ilgili metni kamuoyu ile paylaştık.

2: Birlikteliğimizi bozmayı amaçlayan seçim kanunu teklifi üzerinde de görüştük. O konuda görüşümüzü metinden okumak isterim. ‘Milletimizin bilmesini isteriz ki demokratik ilkelere dayanan birlikteliğimiz bu gibi siyasi mühendislik çalışmalarından etkilenmeyecektir. İşbirliğimizi uyum içinde sürdürmeye kararlıyız.’ Hangi kanunu getirirlerse getirsinler… Koltuğu korumak için efendim şöyle değişiklik yapalım böyle değişiklik yapalım.

Anlamadıkları bir şey var, bu millet kararını verdi zaten kardeşim. Bu millet 21. yüzyılda açlığı yeniden yaşıyor. Bu ortamı bizim önümüze koyanları gayet iyi biliyor, sizi gönderecek kardeşim. İradesiyle, sandıkta gönderecek. İstediğiniz gibi değiştirin göndereceğiz arkadaş göndereceğiz. Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. Allah’ın izniyle yolcu edeceğiz onları.

3: Öte yandan hangi şartlarda olursa olsun milli iradeyi parlamentoya tam olarak yansıtmak üzere seçim güvenliğini sağlamak amacıyla bir çalışma grubu daha oluşturduk. Bunların ne yapacağını biliyoruz. Her türlü dalavere, üç kağıt bunların işi bunu da gayet iyi biliyoruz. Bizim görevimiz önlem almak. 6 lider bu konuda anlaştık. Sandık, seçim güvenliğini sağlayacağız.

4: Şu çağrıyı yaptık; ‘Buradan tüm vatandaşlarımıza seslenmek istiyoruz. Bizler Türkiye’yi karanlık günlerden çıkartma kararlılığı içerisindeyiz. Umutlarımız ve geleceğe olan inançlarımız Türkiye’nin sorunlarından çok da büyüktür’ diyoruz. Umutlarımız ve inancımız sorunları aşacaktır ve sorunları çözecektir.

5: ‘Hedefimiz istişare ile derin sorunlarımıza son vermek ve her bir vatandaşımızı insan onuruna yakışır bir yaşam ve refah standardına ulaştırmaktır’ Bizim bireysel hiçbir beklentimiz yok. Hiçbirimiz devletin hazinesine el uzatma gibi bir niyet asla ve asla taşımadık ve taşımıyoruz. Devletin hazinesine el uzatanlardan da hep birlikte hesap soracağız.

Hiçbirimiz adaletsizliği savunmadık. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemedik, yedirmemeye de kararlıyız. Bizler 6 lider Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmeyeceğiz. 84 milyona hizmet edeceğiz.

“HİÇ MERAKLANMAYIN AZ KALDI”

“Toplumun her kesimi sorunlarını dillendirmemizi istiyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan bir grup arkadaşımız ulaştılar. Ek ders karşılığı çalışanlar bunlar. Aslında öyle ders falan yok ama bunlar bu isim adı altında görev yapıyorlar. Bunların içinde sosyologlar, öğretmenler, psikologlar, hemşireler var. Diğer memurlar gibi görev yapıyorlar. İş güvenlikleri yok. Bakan onaylamazsa işlerine son veriliyor. Kadrolu çalışanlarla aynı görevi yapıyorsunuz ama güvenceniz yok bunun düzelmesi lazım.

Tam zamanlı çalışıyorlar. Yıllık izinleri, analık, süt, evlilik izinleri yok. İzin hakları öyle bir noktadaki doğum yapıyorsa bir kadın işine son veriliyor. Aynı sürede çalışıyorlar, aynı işleri yapıyorlar aldıkları aylık son derece düşük. Kadrolu personelle birlikte bunlar da sahaya çıkıyorlar. Onlar yolluk alıyorlar, bunlara yolluk verilmiyor. Bunları 21. yüzyılın çağdaş kölesi gibi çalıştırıyorlar. Dramatik olan, bunun Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı içerisinde olması. Aile Bakanlığı aileyi korumuyor. Hiç meraklanmayız az kaldı sandık gelecek. Aynı işi yapıyorsanız aynı aylığı alacaksınız.”

İKTİDARA BEŞ TAVSİYE

“Devleti yönetemiyorlar. Sorunların altında ezilmiş vaziyetteler. Ekonomiyi yönetemiyorlar. Her soruna çözüm üretelim derken başka sorun patlıyor. Devlet akılla, bilgiyle, birikimle, liyakatle yönetilir. Siz bunları yapmazsanız devleti sağlıklı yönetemezsiniz. Biz hem sorunları çözmek hem de huzur içinde yaşanacak bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Bunların sosyal devletten de haberi yok.

‘CHP hep eleştiriyor hiç öneri getirmiyor’ diyorlar ya. Bu sefer beş tavsiyem olacak. Türkiye Cumhuriyeti’ni tek bir kişi yönetiyor. Mahkemeler dahil hiçbir kurumun esamesi okunmuyor. Bütün yetkiler bir kişide toplanmış.

Çok iyi niyetlerle bu tavsiyelerimi yapıyorum. 84 milyon insan huzursuz. Bu sorunları işleyip iktidar olmak değil tavsiyelerde bulunup iktidar olmak çok daha iyidir benim için. Çünkü biz hem sorunları bilen, çözen anlayışla iktidar olmak istiyoruz.

1: Maceracı para ve kur politikalarından vazgeçin. Devlet maceracı politikalarla yönetilmez. Siz devletin Merkez Bankası’na arkeolog atarsanız devlette liyakat yok demektir. 128 milyar dolar gitti nereye gitti bilen yok.

Laf aramızda damat yeni bir kitap çıkarmış. Baktım kitaba, 128 milyar dolar var mı diye. Tık yok… Eylül ayında dolar 8 liraydı şimdi 15 liraya dayandı. Öngörüsüz, maceralı politika sizi buraya getirir. Milli Kurtuluş Savaşı’nı veren bir ülkenin yönetimi borç para için gidip boyun eğer mi? Benim ağrıma gidiyor, laf aramızda Bahçeli’nin hiç ağrına gitmiyor.

Benim bu tavsiyemde bir yanlışlık, kusur, eksiklik varsa rahatlıkla çıkıp söyleyebilirler. Yanlışın var bizim yaptığımız doğrudur desinler. Tabi cesaret ederlerse televizyona da çıkmaya hazırım. Eğer cesareti varsa söylediği her sözünde haklıysa ve ben haksızsam dünya kadar televizyonları var onların beni davet ederler çıkarız beyefendiyle o da anlatır ben de anlatırım millet de bizi dinler kim doğru söylüyor kim yanlış söylüyor. Cesaret eder mi? Edemez.

2: Kur korumalı mevduata derhal son verin. Türkiye’yi felakete sürüklüyorsunuz. Fakirden alıp zengine veriyorsunuz. Nas dediler, kuran, iman dediler peki yüzde 92 faizi neresinde din, iman, kuran var kardeşim? Yüzde 92 faiz veriyorsunuz. ‘Nas’ diyordunuz ne oldu da Nas birden pas oldu? Fakirden alıp tefeciye hizmet eden bir uygulama yanlıştır.

3: Hazineyi ölçüsüz yük altına sokan Kamu Özel İşbirliği. Tam bir soygun düzeni. Bunu derhal Türk Lirası’na çevir kardeşim. Zorlanıyorsan, ‘Ben bunu yapıyorum CHP benim arkamda kapı gibi duracak’ dersin. Vallahi de billahi de kapı gibi dururuz. Çünkü biz beşli çeteye değil 84 milyona hizmet etmek istiyoruz. Sen kararını 84 milyondan yana al sana her türlü desteği veririz. Bu milleti açlıkla, yoksullukla sınama kardeşim.

Öyle bir tabloyla karşı karşıyayız ki. Sanki enflasyon, dolar yetmiyor bir de ABD’deki, Almanya’daki enflasyonu da bu milletin sırtına yıkıyorsun. Siz de vicdan, ahlak var mı? Hadi bizim enflasyonu anladık. Almanya’daki enflasyonu niye bu milletin sırtına yıkıyorsun? Bunun dinde, imanda, ahlakta yeri var mı yok mu? Yeri yok arkadaşlar. Haramzadelerin, devleti soyanların kitabında vardır bu.

Erdoğan’ın cesur olmasını istiyorum. ‘Ben soyguna izin vermem’ de. Sen tavrını beşli çeteden yana koymuşsun, olmaz. Değiştireceksin bunu. Değiştirirsen en büyük desteği CHP’den alacaksın.

Soygunun boyutunu geçmiş dönemde AK Parti’ye oy veren ve şimdi de oy verme eğiliminde olan kardeşlerim için aktarayım;

-Şehir hastanelerinin maliyeti 12 milyar dolar, 97 milyar dolar ödeyeceğiz.

-Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün maliyeti 3 milyar dolar, 9 milyar dolar veriyoruz.

-Osmangazi Köprüsü 1 milyar 200 milyon dolar, 15 milyar dolar veriyoruz.

Emin olun aklı başında olan hiç kimse böyle bir rezalete katlanamaz. Benim tavsiyelerim senin oyunu arttırır. Halka güven verir. ‘Kılıçdaroğlu’nun dedikleri doğrudur. Tavsiyelerini yapacağım’ de. Dediğin andan itibaren seni alkışlayacağız.

4: Katar aşkından derhal vazgeçin. Tank-Palet’i istedi onu verdin. Adamların tank üretmeleri mümkün değil ama ordudan alıp verdiniz. 2018’de tankımız olacaktı 2022 ortada tank yok… Orduya yapılmış en büyük ihanettir. Arsalar, araziler verdiler. Bir devlet bu kadar pazarlanır mı? Burası ticarethane mi? Bahçeli’nin ağrına gitmiyor bunlar. Bu ülkenin çıkarları üzerine benim milliyetçiliğim var.

Borsa İstanbul’u da Katar’a verdiler. Son iki ay içinde 2.5 milyon küçükbaş hayvanı uçaklarla Katar’a gönderdiler ucuz et yesinler diye bize gelince yüzde 48 zam yaptılar. Adana’da bin 500 kasap kepenk indirdi ve eylem yaptı. Seslerini kestiler, televizyonlar bile doğru dürüst vermedi.

Öyle bir tabloyla karşı karşıyayız ki kırmızı etle ilgili TÜİK kamuoyuna açıklama yapar. Son 25 aydır TÜİK hiçbir bilgi vermiyor. Bizim vatandaşımız çocuğuna et yediremezken yüzde 48 zam yapıyorsun, buradaki kırmızı eti Katar’a götürüyorsun. Bizim insanımızı da ete muhtaç hale getiriyorsun.

5: Tarımda ve enerjide Türkiye’yi dışa bağımlı hale getirdiler. Böyle bir tablo Türkiye’de yaşandı mı? Türkiye bu noktaya nasıl geldi. Dua ediyoruz gemiler gelsin diye. Şeker karaborsaya düştü. Benim bildiğim şekerin kara borsaya düşmesi ikinci dünya harbinde olmuşsa olmuştur. Nasıl oluyor şeker kara borsası oluyor? Çiftçiye 211 milyar lira alacağını ödeyeceksin kardeşim. Bir devlete yüzde 60 oranında enerjide bağımlı hale gelinir mi? MGK bunu gündeme getirdi mi getirmedi mi bilmiyorum. Getirmemişse o da görevini yapmamıştır.”


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version