İstanbul Planlama Ajansı (İPA), 14-25 yaş arasındaki farklı toplumsal gruplardan gelen gençleri, “Gençliğin İstanbul Buluşması” başlıklı çalıştayda bir araya getirdi. Çalıştay, eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetimi döneminde “Başkanlık Konutu” olarak kullanılan alanda bulunan “kişiye özel” havuzun, yeni İBB yönetimince “amfi tiyatro” şeklinde düzenlenip, kamusal alana çevrilmiş halinde gerçekleştirildi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeni haliyle ve adıyla “İPA Havuz”da gerçekleştirilen etkinlikte gençlerle buluştu. Gençlerden gelen soruları yanıtlayan İmamoğlu, katılımcılara, “Bu kentte ne olsun istiyorum’a yön vermelisiniz” çağrısında bulundu.
İmamoğlu özetle şöyle konuştu:
‘İSTANBUL SADECE TÜRKİYE’Yİ DEĞİL, DÜNYAYI DA ETKİLİYOR’
Biz, İBB’nin bu vizyonuna, bu bakış açısına çok önem veriyoruz. İPA’yı oluşturduk. Şimdi sizlerle bu daha da zenginleşiyor. Dünyanın en etkili kentlerinden birisi İstanbul. Ben, bunu yaşıyorum. Sadece 20 milyonluk nüfusuyla değil, tarihiyle, ismiyle olağanüstü bir etkisi var. Eğer bu kentte negatif bir süreç var ise inanın o negatif pozisyon da karşı tarafı negatif etkiliyor. Burada pozitif bir duygu varsa, aynı şekilde pozitif tarafıyla da dünyayı etkileyebiliyor. Balkan şehirlerinden gelen yerel yöneticilerin oluşturduğu, İstanbul’un ev sahipliğindeki B40 Zirvesi’ni örnek olarak farklı şehirlerin de gelecek yıllardaki zirveye talibiz. Böyle bir etkisi var bu kentin. Bunun daha da büyümesi lazım. İstanbul’un sadece ülkemizi etkilediğini düşünmeyin, dünyayı da etkiliyor.
‘BURANIN SAHİBİ OLUN, BURAYLA BAĞ KURUN’
Bilimde, sanatta, sporda, hatta politikada yarına dair düşüncelerinin olabilir. Kafa kafaya vererek, hep beraber burada bir süreci tanımlayalım istiyorum. Hatta daha ileri gideyim. İstanbul Planlama Ajansı’nın temel direği, temel unsurları, hatta sahipleri, bu şehrin gençleri olsun istiyorum. Bu sahiplenmeyi yapın lütfen. Burası bizim değil, sahip çıkın buraya. Her alanda, her ortamına, fikirsel, zihinsel, eylemsel, işlevsel, üretimsel… Aklınıza gelebilecek her unsuruyla buraya sahip çıkın. Buranın sahibi olun. Olmalısınız da. Özellikle İstanbul’un üniversitelerini buraya davet ediyorum. Üniversitelerin kulüplerini buraya davet ediyorum. Liseleri davet ediyorum. Onları buraya bekliyoruz. Gelin, İPA’nın bu anlamda iletişim noktalarına ulaşın. Burayla bağ kurun.
‘ÖRNEĞİN, İSTANBUL’UN SANAT KİMLİĞİ TARTIŞILSIN’
Örneğin; gelelim şöyle bir şeyle karşılaşalım mayıs ayında, haziran ayında bir çayırında, bir bölümünde İstanbul’un gelecekteki sanat kimliği tartışılsın. Bir başka bölümünde, İstanbul’un estetiği tartışılsın. Bir başka bölümde, İstanbul’un olimpiyatlara nasıl hazırlanacağı tartışılsın. Ben, bu ay gidip ciddi niyetimizi, bir yıldır hazırlık yaptığımız ciddi niyetimizi Dünya Olimpiyat Komitesi’nin Başkanı’na mart ayında gidip, kendimi birebir tebliğ edeceğim. ‘Kardeşim, 2036’da biz İstanbul’a olimpiyatı getirmek istiyoruz’ diyeceğim; örneğin. Yani İstanbul’un olimpiyat gönüllüleri burada konumlansın ve spora dair geleceğini konuşsun. İstanbul’un bilime dair geleceğini konuşsun. Bir başka binasında, İstanbul’un teknolojiye dair, dijital geleceğe dair geleceği konuşulsun. Bunun hep beraber sizler tarafından sahiplenilmesini çok ama çok arzu ediyorum. Bu şehrin adil olması lazım. Bu şehrin yeşil olması, bu şehrin yaratıcı kimliğiyle öne çıkması lazım. Kaynağı da sizsiniz. Böylesi bir kenti hep beraber var edeceğimize de ben yürekten inanıyorum.
‘NORMALDE BENİM BİR PAZAR GÜNÜ…’
Siyasetin yönetici kesimi belli bir yaş üstünde. Dünyada da böyle, sadece ülkemiz için konuşmuyorum. Ama bizim gibi toplumlar, birçok topluma göre çok daha genç. Hatta ortalamalarda 10-15 yaş fark var arada. Yani tabiri caizse İstanbul aslında olduğu kadar genç görünmüyor. Vitrinde duran o görünümün de değişmesi lazım. Bu bağlamda sağlam kanallar, sağlam köprüler kurulması lazım. Burası öyle bir köprü, öyle bir kanal. Buraya lütfen gelin ve hep beraber İstanbul’un geleceğini var edelim. Geleceğini güçlendirelim. Birlikte başaracağımıza inanıyorum. Çok büyük bir güç gençler. İnanın duyguları, tasarımları, davranışları, algıları, bakış açıları, dürüstlükleri, adaleti ve vicdana bakışı…
Yani sadece size baktığımda, bir yaş grubu olarak gördüğümde bunu söylemiyorum. İnanın ki sizden çok daha küçük yaşta olan çocuklarımızın bile, geleceğe bakışları noktasındaki duyarlılıkları çok yukarıda. Onun için biz, bu dönemde hızlıca sizi, tabiri caizse, sizlerle beraber geleceğe hazırlayıp, size süreçleri, yöneticilikleri emanet etmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Ben, bu duygularla buradayım. Ve sizi, normalde benim bugün bir pazar günü, bu alanda birkaç kişiyle yüzme havuzunda yüzmeyi değil de sizlerle beraber geleceği hayal eden bir dünyada yüzerek ve de yüzlerce, binlerce gençlerle bulunmanın da böyle garip bir ironisini yaşıyorum tabii ister istemez.
‘GÜVENCE SİZLERSİNİZ’
Başarılar sizinle olsun, sağlık, huzur sizinle olsun. Dirençli olun. Kendinizi güvende hissedin. Çünkü güvence, sizlersiniz. Bu kentin ve bu ülkenin milyonlarca genci var. Çok sevdiğimiz vatanımız var. Bu ülkenin değerleri çok güçlü. Tarihsel medeniyetleri çok güçlü. O bakımdan bizleri bir arada tutacak, çok güçlü hareketlerde bulunduracak, çok güzel işleri başaracak güzel bir ülkedeyiz. Onun için lütfen güveninizi en üst seviyede tutun. Umudunuzu en üst seviyede tutun. Zira ben, öyle hissediyorum bütün etrafımızda oluşan olumsuzluklara rağmen. Yanı başımızda bir savaş var. Bir an önce o savaşın bitmesini tabii ki diliyoruz. Ama inanın çok güçlü bir Türkiye, çok güzel üreten, akılla, bilimle, sanatla, kültürle, yaşamın her unsuruyla üreten cıvıl cıvıl bir Türkiye, çevresine demokrasiyi, özgürlüğü, barışı, huzuru iletir ve birçok olumsuzluğu da engelleyici bir güce sahip olur. Onun için sorumluluğunuz sadece kendiniz değil, sorumluluğunuz sadece aileniz değil, sorumluluğunuz sadece şehriniz İstanbul ya da sorumluluğunuz sadece ülkemiz, güzel cennet vatanımız Türkiye değil. Sizler iyi işler yaparsanız o güzel sorumluluk duygunuzla, dünyaya da iyi geleceğinizi unutmayın.” (ANKA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***