Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

HDP Eş Genel Başkanı Sancar’dan iktidara: 31 Aralık gecesi tarihin en büyük zamları yapıldı, o zaman Ukrayna savaşı var mıydı?

HDP Eş Genel Başkanı Sancar’dan iktidara: 31 Aralık gecesi tarihin en büyük zamları yapıldı, o zaman Ukrayna savaşı var mıydı?


Türkiye’nin bir felakete doğru gittiğini dile getiren HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Demokrasi İttifakı çalışmalarını hızlandıracaklarını belirterek, “Kurtuluş buradadır çıkış yolu budur” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın”Rusya-Ukrayna geriliminin emtia fiyatlarını aşırı yükseltmesi ülkemizde de enflasyonu olumsuz etkiliyor.  Vatandaşımızın alım gücünü iyileştirmek için çok sayıda adım attık, atıyoruz, atacağız.” açıklamasına ilişkin olarak, “31 Aralık gecesi tarihin en büyük zamları yapıldı, o zaman Ukrayna savaşı var mıydı?” diye sordu.

 

Sancar HDP’li Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasına değinirken muhalefeti de eleştirdi. Sancar, “İktidarın HDP ve kadın düşmanlığını zaten biliyoruz. İktidarın hukuksuzluklarından söz eden siyasi muhalefetin de mesele HDP olunca hukuk varmış gibi davranması, hukuksuzlukta iktidarla bu konuda ortaklaşması asla kabul edilemez.” dedi.

 

Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu. Sancar’ın konuşmasından başlıklar şöyle:

 

“Ne yaparlarsa yapsınlar, HDP yolundan ayrılmayacak, hedefinden şaşmayacak. Demokratik siyaset bizim hayat alanımızdır, var oluş zeminimizdir. Bütün zulme, baskıya, her türlü yıldırma girişimine karşı kadın mücadelesinin bize tuttuğu ışıkla yolumuza devam edeceğiz.

 

“Açlık ve yoksulluk ülkenin neredeyse yüzde 99’unu sarmış durumda”

 

Bu düzeni hep birlikte değiştireceğiz. Bu sistemin zamlarla nasıl bir talan rejimine dönüştürüldüğünü ayrıntılarıyla ortaya koyduk. Açlık ve yoksulluk ülkenin neredeyse yüzde 99’unu sarmış durumda. Halk yoksullaşıyor, açlığa mahkum ediliyor.

 

 

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlüğe girdiği günden beri ayçiçek yağına yapılan zam %200’ü bulmuştur”

 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlüğe girdiği günden beri ayçiçek yağına yapılan zam %200’ü bulmuştur. Şu an yaşanan, uçsuz bucaksız ayçiçeği ve buğday tarlalarını çöle ve inşaat alanına çeviren iktidarın rant ve talan politikalarıdır. Tarım acilen desteklenmelidir.

 

Demokrasi ittifakını her alanda inşa etmeye, sonuç almaya doğru ilerliyoruz. Ülke felakete gitmektedir. Bütün toplum kesimleri bu gerçekliğin farkına her geçen gün daha fazla varmaktadır.

 

Kurtuluş buradadır, çıkış yolu budur. Biraz önce AKP Genel Başkanı’nı dinlediniz. Yine bütün sorunların kaynağı başka faktörlere, özellikle dış gelişmelere bağladı. İyi bir şeyler olduğunda kendileri bunun sahibi ama her kötü felaket onların dışında kaynaklanıyor. Bu yalanları artık kimse yemiyor, yutmuyor.

 

Bakın kendilerini şimdi ‘Ukrayna savaşı çıktı, dünya çapında kriz var, enflasyon dünyanın bir gerçekliği’ diye kendilerini aklamaya çalışıyor.

 

“31 Aralık gecesi tarihin en büyük zamları yapıldı, o zaman da mı savaş vardı?”

 

31 Aralık gecesi tarihin en büyük zamları yapıldı. O zaman Ukrayna savaşı var mıydı?Zeytinliklere sahip çıkacağız.  Petrol fiyatlarının dünyadaki artışıyla Türkiye’deki artış arasında 5 kat fark var; bu fark talancılara gidiyor. Faturayı çiftçi, halkımız, yoksullar ödüyor. Yüzde 1’in refahı artıyor, serveti büyüyor, yüzde 99 açlığa mahkum ediliyor. Sefaleti bitireceğiz.

 

“Karşımızda çoklu bir kriz var”

 

Karşımızda çoklu bir kriz var. Bu ülkede Kürt sorunu diye bir gerçeklik var. Kürt sorunundaki çözümsüzlük aynı zamanda savaş politikaları demektir. Bu ülkeye barışı getirmek gibi büyük bir görevimiz olduğunu söylüyoruz. Bunun da ön şartı şüphesiz savaşlara hep birlikte karşı çıkmaktır.

 

Sadece iktidarı değil, bu iktidarın dayandığı Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni değil, bu ülkeyi 100 yıldır savaşa, ayrıştırmaya, yoksulluğa mahkum eden rejim unsurlarını da değiştirmek istiyoruz. Yeni başlangıç derken biz bunu kast ediyoruz. Yeni bir inşa derken bunu kast ediyoruz. Biz de yeni başlangıcın zeminini demokrasi ittifakıyla oluşturmaya çalışıyoruz. Öyle bir güçlü bir temel atmak istiyoruz ki yeni bir yolun açılmasını sağlayacağız.

 

HDP’den çözüm önerileri

 

HDP ve birlikte hareket ettiği demokrasi güçlerinin bundan sonra ve geleceği dair vaadi budur. Gerçek demokrasi, güçlü demokrasi, barış, herkese eşitlik, eşit yurttaşlık ve her alanda özgürlük… İşte bunun için yürüyoruz.

 

HDP olarak bu büyük krize yönelik çözümlerimizi de her vesileyle sizlerle paylaşıyoruz.

 

Bu iktidar gitti gidiyor. Biz birlikte yürüyeceğiz, onlar gidecek.

 

-Tarımsal üretimi artıracak politikaların devreye sokulması gerekiyor.

 

-Tohum, gübre, mazot, elektrik ve sulama giderlerinin ihtiyaç sınırlarına kadar kamu tarafından karşılanması lazım. Düzenleme derhal Meclis’e getirilmeli.

 

-Çiftçiye verilen destek, güncel kur göz önüne alınarak hemen iki katına çıkarılmalı.

 

-Çiftçilerin 100 bin TL’ye kadar olan borçları hemen silinmeli, kalan borçla yapılandırılmalı.-

 

-Tüm kalemlerde ÖTV hemen kaldırılmalı, yapılan zamlar geri alınmalı.

 

-Vergide adaletin sağlanması için kurumlar vergisi artırılmalı.

 

-Geriye dönük vergi affı ve istisnaları gözden geçirilmeli. Bu yolla elde edilen haksız kazançların hepsi geri alınmalı.

 

-Elektrik, su, doğal gaz, internet gibi temel ihtiyaçlar tek hane için ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz hale getirilmeli. Derhal elektrik dağıtım hizmetleri kamulaştırılmalı.

 

-Yandaşlara peşkeş çekilen kamu ihaleleri derhal iptal edilmeli.

 

-Köprü ve otoyollar için yandaş şirketlere yapılan ödemeler hemen durdurulmalı, buralar acilen kamulaştırılarak ücretsiz hale getirimeli.

 

-Gerçek ve tüzel kişilerin bankalara olan kredi kartı ve ihtiyaç kredisi, ve diğer tüm kredi borçları faizleri silinerek 2023’ün sonuna kadar ertelenmeli.

 

-Kamu bütçesinden işsizlere ve asgari ücretin altında geliri olanlara herhangi bir şart aranmaksızın güncel açlık sınırını tamamlayacak şekilde gelir sağlanmalı.

 

-Asgari ücret, insan onuruna yaraşır bir düzeyde acil olarak yeniden belirlenmeli.

 

-Savaş ve çatışma politikalarına bir an önce son verilmeli.

 

“Gücümüze inanalım”

 

Gücümüze inanalım. Dün sokaklarda, meydanlarda, kadınların güçlü, dirayetli mücadelesini örnek alalım. Mutlaka kazanacağız. Bu ülkede sefaletten en büyük alan emekliler olduğunu biliyoruz. Emekliler de mücadelesini sürdürüyor. Hep birlikte mücadele hep birlikte kazanma başka yolu yok. Dünya halklarının sesine kulaklarını tıkayanlar ısrarla güç ve egemenlik savaşlarını yürütüyorlar.

 

“HDP, demokrasi ittifakını büyük barış koalisyonuna dönüştürmek için her türlü çalışmayı yürütüyor”

 

HDP, demokrasi ittifakını büyük barış koalisyonuna dönüştürmek için her türlü çalışmayı yürütüyor. Çünkü biz biliyoruz ki savaşların en önemli nedeni, küresel çapta paylaşım mücadeleleri ve ülkelerde de nefret, ayrımcılık, diktatörlük politikalarıdır. Bir ülkede çoğulcuğu, halkların haklarını, toplum kesimlerinin özgürlüklerini tanımayan bir iktidar varsa bu iktidarın bu ülkeye eninde sonunda getireceği felaket savaştan başka bir şey değildir. Diktatörler bulundukları bölgelerde savaş çıkarmaya mutlaka isterler. Büyük barış koalisyonuna ihtiyaç var.

 

Her alanda barışa odaklanmamız lazım. Her alanda savaş zihniyetiyle yürüyen bir iktidar var. Orta Doğu’da, Suriye’de savaş politikaları yürütüyor. Bu ülkede Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarının devamı ve zorunlu sonucu savaş politikalarıdır. Bu şimdiki iktidar için geçerlidir. Bundan sonra iktidara talip olanlar için de geçerlidir.  Savaş politikalarına açık ve net tavır koymadan bu ülkeye barışı ve demokrasiyi getirmek mümkün değildir.

 

Bunun için de Kürt sorununda demokratik çözümün yolunu açacak, bu ülkede ve bölgede halkların birlikte, eşit, gönüllü yaşamasını hedefleyecek bir anlayışa ihtiyaç vardır. Sadece bununla yetinmiyoruz, bu önemli, en önemli şey. Bu iktidar toprakla savaşıyor, toprağı talan ediyor. Doğayla savaş halinde. “

 

Savaşa dayanan bu rejime karşı büyük barışı hedefliyoruz. Büyük barış toprakla barıştır, halklarla barıştır, üreticiyle, esnafla, doğayla, bütün toplumsal kesimlerle barışı gerektirir.  Savaşın sonucu yıkımdır. Toprağı ve vicdanları çölleştirmektir. Barış ise refahtır, özgürlüktür. Adil paylaşımdır.”


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version