Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Gezi Davası’nda karar günü: İş insanı Kavala’nın hapis cezası onanacak mı?


İstanbul’da 2013’te gerçekleşen Gezi Parkı eylemleri ile ilgili 24 Haziran 2019’da görülmeye başlayan ve içlerinde iş insanı Osman Kavala ve gazeteci Can Dündar’ın da olduğu 17 sanıklı davada bugün karar açıklanacak.

657 sayfalık iddianamede ikisi tutuklu 16 sanık için ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapis istenirken İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen şubat ayındaki son duruşmada Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmişti.

Sanık ve avukatların son savunmalarını yapacakları davada savcılık makamı sunduğu mütalaasında tutuklu Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet hapis, geri kalan 15 sanıktan 6’sı için ise 20’şer yıla kadar hapis isteminde bulundu.

Avrupa Kavala davasını yakından takip ediyor

21 Şubat’taki duruşma öncesi yapılan açıklamada temaslarda bulunmak üzere İstanbul’a gelen Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor’un duruşmayı izlemişti.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 2 Şubat’ta Kavala ile ilgili davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne havale edilmesine karar verdi.

Büyükelçiler seviyesinde toplanan komitede yapılan oylamada, ihlal sürecinin ikinci aşaması olarak bilinen ve davanın AİHM’e sevkedilmesine olanak sağlayan karar oylandı. Komite, Kavala davasının AİHM’ye havale edilmesine dair bir ara kararı oy çokluğuyla kabul etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’ye yönelik Avrupa Konseyi’nin başlattığı ihlal süreciyle ilgili olarak, “Bizim mahkeme kararlarımızı tanımayanı biz de tanımayız” dedi. Erdoğan, Türk mahkemelerine de saygı duyulmasını istedi.

Avrupa Konseyi’nin aldığı karar Türkiye için ne anlama geliyor?

Avrupa Konseyi, Komitesinin 2 Aralık 2021’de AİHM kararına rağmen Kavala’yı serbest bırakmayan Türkiye için bir oylama yaparak ihlal sürecinin ilk aşamasını başlattı.

Avrupa Konseyi aldığı bu kararla, Türkiye’den AİHM’nin Kavala kararını uygulayıp uygulamadığının tespiti hususunu AİHM’ye havale etme niyetini içeren bir bildirimde bulundu ve konuya ilişkin Ankara’nın görüşünün iletilmesini talep etti.

Ankara’nın yanıtını yeterli bulmayan Bakanlar Komitesi, son kararıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesinin kendisine verdiği yetki uyarınca Türkiye’yi toplu bir şekilde AİHM’ye şikayet etmek için ayrı bir karar aldı.

AİHM’nin ihlal yapıldığı yönünde görüş bildirmesi durumunda da Komite, Türkiye’ye karşı alınacak önlemleri değerlendirecek. Bu önlemler arasında Türkiye’nin Konsey üyeliğinden çıkarılması veya oy hakkının askıya alınması da bulunuyor.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version