“Gülen cemaati üyesi olmak” ve “siyasi ve askeri casusluk” suçlamalarından hüküm giyen eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu Enver Altaylı’nın kızı ve avukatı Dilara Yılmaz, babasının cezaevindeki şartlarının giderek kötüleştiğini, “tehlikeli tutuklu” kategorisinde hücrede tutulduğunu söyledi.
Yılmaz, Altaylı’nın neden “tehlikeli tutuklu” kategorisinde bulunduğunun kendilerine açıklanmadığını belirterek, “Düşüncelerini tehlikeli buldukları için ya da kendisini sindirmek ve cezalandırmak için tecritte tutuyor olabilirler” dedi.
27 Ağustos 2017 tarihinden beri tutuklu bulunan Enver Altaylı, Ankara’daki Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde kalıyor. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanan Altaylı’nın davası 8 Kasım’da sona ermiş ve iki suçtan toplam 23 yıl dört ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Enver Altaylı, karar duruşmasında da, damadı Metin Can Yılmaz ile aynı yerde kalmak istediğini söylemiş ancak mahkeme buna karar verme yetkisinin kendilerinde olmadığını söylemişti.
‘KALDIĞI CEZAEVİNDE DAMADIYLA KALAN SİYASİ TUTUKLULAR VAR’
Medyascope’tan Ocan Yücel’e konuşan Enver Altaylı’nın kızı ve avukatı Dilara Yılmaz, bu taleplerinin birden fazla kez cezaevi müdürlüğüne iletildiğini, ancak taleplerinin her defasında reddedildiğini ve kendilerine “yer yok” dışında bir gerekçe sunulmadığını söyledi: “Babamın da, kocamın da kaldıkları ceza infaz kurumları, pek çok mahpusun toplu nakillerinden sonra oldukça boş. Yasal olarak bu talebin yerine getirilmesi mümkün ve uygulamada da pek çok emsali var. Adalet Bakanlığı’nın, yakın akrabaların beraber kalma taleplerini kabul ettiğine birden çok kez şahit oldum. Babamın kaldığı Sincan F1’de bile damadıyla kalan siyasi tutuklular var. Babamın yaşı da dikkate alındığında bu uygulama adil, yasal olarak gerekli ve ayrıca uygulanması oldukça kolay. Bu nedenle, ihtimalin oldukça yüksek olması gerektiğini düşünüyorum. Diğer yandan ise kendisine uygulanan sıkı tecrit koşullarını gördüğümde, bu masumane talebin yerine getirilmesi konusundaki umudumuzu azaltıyor.”
Altaylı’nın damadı ve Dilara Yılmaz’ın eşi Metin Can Yılmaz da başlangıçta aynı davada yargılanırken daha sonra dosyası ayrılmıştı. Yılmaz hakkındaki hüküm 5 Kasım’da verilmişti. “Silahlı terör örgütüne üyelikten” 12 yıl hapis cezasına çarptırılan Yılmaz, “siyasi ve askeri casusluk” suçundan ise beraat etmişti. Metin Can Yılmaz ise Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde kalıyor.
‘TEHLİKELİ BİR HALİ OLMASI MÜMKÜN DEĞİL’
Babasının guatr ve tansiyon hastası olduğunu belirten Yılmaz, ‘tehlikeli tutuklu’ kategorisine alındığı için Altaylı’ya tecrit uygulandığını vurguladı. Yılmaz, cezaevi yönetimine tecrit uygulamasının nedenini sorduklarında babasının neden “tehlikeli tutuklu” kategorisinde bulunduğunun kendilerine hiçbir zaman açıklanmadığını anlattı: “Tehlikeli bir hali olması mümkün değil. Düşüncelerinden rahatsız oldukları için bunu uygulayabiliyor olabilirler, başka türlü izah etmeleri mümkün değil. Suç kategorisine atfen tehlikeli tutuklu kategorisine yasal olarak sokulmasında engel yok. Ancak bu kişinin kurumun düzenini bozduğu hareketleri nedir, bunu hiçbir şekilde yazmıyorlar.”
Serbest Görüş:
‘MAHKEMEYE İTİRAZLARDAN SONUÇ ALAMADIK’
Tam tecrit uygulamasını “Tutuklandıktan kısa bir süre sonra tehlikeli tutuklu kategorisine alındı. Televizyon ve radyo hakkı bu nedenle kendisine verilmesi, bir yerlere tek başına götürüldü, kimseyle konuşturulmadı. Avluya tek başına günde bir saat çıkarıldı” diyerek anlatan Yılmaz, Anayasa Mahkemesi dahil pek çok mahkemeye tecrit uygulamaları için itiraz ettiklerini ancak sonuç alamadıklarını ifade etti.
‘MAHKEME, ŞARTLARININ HAFİFLETİLMESİNE KARAR VERMİŞTİ’
Enver Altaylı’nın yargılaması devam ederken davayı gören Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne durumun izah edildiğini belirten Yılmaz, mahkemenin şartların hafifletilmesine karar verdiğini, ancak kararın ceza infaz kurumu tarafından uygulanmadığını, duruşma savcısının itirazı üzerine de mahkemenin bu kararını kaldırdığını anlattı.
Dilara Yılmaz, tecrit uygulamasının sona erdirilme ihtimali hakkında ise şunları söyledi: “Düşüncelerini tehlikeli buldukları için ya da kendisini sindirmek ve cezalandırmak için tecritte tutuyor olabilirler. Cezaevinin genel uygulamasıyla bile izah edilemediği için tecritin kaldırılacağını öngörebilmek mümkün değil.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***