Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ekonomist Atilla Yeşilada: Dünya ekonomisinde stagflasyonun kesin

Ekonomist Atilla Yeşilada: Dünya ekonomisinde stagflasyonun kesin


“Dünya ekonomisinde stagflasyonun kesin” diyen ekonomist Ekonomist Atilla Yeşilada, “Dünya hisse senetlerinin bu uyarıyı göz ardı edip ralli denemeleri, önümüzdeki aylarda uzun soluklu bir ayı piyasası, hatta finansal panik yaşanabileceği izlenimini veriyor” analizinde bulundu.

Ekonomist Atilla Yeşilada’nın Para Analiz‘de yer alan yazısı şöyle:

“Dün çıkan bir habere göre, Ukrayna’da tarımsal alanlar da hasar görüyor, tarlaya gübre gitmiyor. Ukrayna’da üreticilerden edinilen bilgiye göre Ukrayna’daki Rus birlikleri tarım arazilerini ele geçiriyor. Tarım makineleri, gübre, tohum ve yakıt stoklarına el konulduğu, bir kısmının da yok edildiği belirtiliyor. Ülkenin 2021/22 dönemi kışlık buğday, arpa, kanola mahsullerinin verimi azalıyor. Temmuz ayında başlayan 2022/23 pazarlama yılında üretimin daha da gerilemesi bekleniyor. Ukrayna’nın tahıl ihracatı, geçen ayki 62,8 milyon tahmininden keskin bir düşüşle 47,8 milyon tona revize edildi.

Bir başka rapora göre (Bank of America ekonomisti, Bloomberg sohbeti) Rusya’nın ABD ve Avrupa’ya ihraç ettiği günlük 3.5 milyon varil ham petrolün piyasada alıcı bulamaması (arz açığı doğması) durumunda Brent dolar150/varile çıkar ve global resesyon başlar.

Fitch’in dün yayınlanıp bu gün bizim basında  geniş yer bulan analizine göre:  “Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, küresel ekonomiye ilişkin 2022 yılı büyüme beklentisini yüzde 4,2’den yüzde 3,5’e düşürdü. Raporda, Ukrayna’daki savaş ve Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımların küresel enerji arzını riske attığı belirtilerek, petrol ve gaz fiyatlarındaki artışın sanayinin maliyetlerini artıracağı ve tüketicilerin gelirlerini azaltacağı ifade edildi”.

Bu örneklerle sizi yeterince korkuttuktan sonra analitik kısma geçelim. Artık 2022-2023 yıllarını kapsayacak global stagflasyon kesin. Ardından da çoğunluk öngörülerinin aksine, belki de bir onyıl başımızı ağrıtacak “kabul edilemeyecek ölçüde yüksek enflasyon” dönemi gelecek. Nedeni de basit. Enerji ve sanayi emtialarında çok hızlı rallinin tetiği Ukrayna Savaşı, ama temel nedeni pandemi esnasında ve yeşile dönüş nedeniyle yeni yataklara yeterli yatırım yapılmaması. Üstelik, karbon salınımının azaltılması gereken gelecekte, yapısal geçiş döneminde bakır, nikel, kadmiyum, bor,  nitelikli çelik, çimento gibi malzemelere ihtiyaç da artacak. Enerjide fiyatların düşmesi için 2023 sonlarını beklemek gerekecek. Bu senaryoda nerdeyse 2 yıl çok yüksek düzeyde seyredecek manşet enflasyon beklentileri ve ücret taleplerini de körükler.

Eğer Çin’de halen 45 milyon kişiyi evine hapsedip  2 büyük tedarik merkezinde yer yer üretim kesintilerine neden olan yeni salgın kontrol altına alınamazsa, tedarik zincirleri yine kırılır ve 2021’in sonlarına benzer bir arz enflasyonu gözleriz.

Dün Powell faiz artırımında gerekirse “daha agresif” olacaklarını söyledi. Powell, “Bir veya birden fazla toplantıda federal fon oranını 25 baz puanın üzerinde artırarak daha agresif hareket etmenin uygun olduğu sonucuna varırsak, bunu yapacağız” dedi.

Dünya hisse senetlerinin bu uyarıyı göz ardı edip ralli denemeleri, önümüzdeki aylarda uzun soluklu bir ayı piyasası, hatta finansal panik yaşanabileceği izlenimini veriyor. Mali panik için iki neden daha var. İlkin, Beijing’in ekonomiyi teşvik hamlelerine karşın, tüketici güveni çok zayıf. Tüketicinin geleceğe güvenmediği bir ortamda özellikle yatırım saikli konut alması akla yakın değil.  Son 3 aydır satışları ve nakit akımları sürekli daralan, ve Çin çıktısının yüzde 25’ni üreten arazi geliştirme ve emlak finansmanı sektöründe batıklar artacak. IIF’den gelen çeşitli tweetlere göre, Şubat-Mart döneminde Gelişmekte Olan Piyasalara (GOP,  Ülkeler = GOÜ) mütevazi miktarda finansal sermaye girişi gözlenirken, Çin’den kaça kaçana. Bu kaçış Fed’in bilanço daraltmaya başlayacağı Mayıs ya da Haziran aylarında paniğe dönüşebilir. Çin piyasalarında sarsıntı geçmişte hep Türkiye’nin de dahil olduğu GOPa “bulaştı”. Bu kez  de emtia ve enerji ihraç edenler dışında, tüm GOÜ’den para kaçışı yaşanabilir.

Para birimlerinin değerini korumaya zorlanan Merkez Bankaları halen süregelen parasal sıkılaştırma sürecinde çok ileri giderek, bir dizi resesyonu tetikler.

Gelişmiş Ülkelere baktığımda, Avrupa ekonomisinin resesyona çok yakın olduğunu okuyorum. Ukrayna’da savaşın kızışıp, Rusya’nın savaş suçlarının Batı’nın midesinin kaldıramayacağı düzeye erişmesi, halk baskısıyla Avrupa’nın Rus petrolü ve doğal gazına ambargo koymasına kadar uzayabilir. Bu durumda Avrupa resesyona girer, yankısı bizim ihracatın daralması ve turizm sezonunun hezimete dönüşmesi sonucunu getirir.

Goldman Sachs’ın hafta sonu elime geçen raporuna göre ABD getiri eğrisi, S&P500 performansı gibi mali göstergelerden okunan resesyon ihtimali  yüzde 25-40 arasında değişiyor. Rusya, Ukrayna ve tüm Doğu ve Orta Avrupa ve Balkan ülkelerinde  bunalım başlaması nerdeyse kaçınılmaz.

Global resesyon kaygımda haksız mıyım sizce?

Financial Times yazarı Gideon Rachman’ın “Ukrayna’da savaş çabuk bitmez” başlıklı yorumundan bir replik aktarayım:  “Ukrayna’da barış tesis edilse de, Batı Putin’i devirmek için yaptırımları kaldırmayacak”.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version