Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Demirtaş: Her Kandil dönüşü belge getirdik, örneğini Adalet Bakanlığı ve MİT’e sunduk

Demirtaş: Her Kandil dönüşü belge getirdik, örneğini Adalet Bakanlığı ve MİT’e sunduk


Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Murat Karayılan, Duran Kalkan ile görüşme iddialarıyla ilgili olarak, “Ben defalarca yüz yüze görüşme yaptım. Ben gitmemişsem de heyetimiz gitmiş. Ve her dönüştü oradan yazılı belge getirdik. O belgelerin bir örneğini Adalet Bakanı ve MİT müsteşarına sunduk” dedi.

IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 10’uncu duruşması, 8’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görüldü.

Duruşmaya Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Murat Karayılan ve Duran Kalkan ile görüştüğü iddiasıyla ilgili olarak, “Dosyada yer alan Murat Karayılan, Duran Kalkan ile ben defalarca yüz yüze görüşme yaptım. Ben gitmemişsem de heyetimiz gitmiş. Ve her dönüştü oradan yazılı belge getirdik. O belgelerin bir örneğini Adalet Bakanı ve MİT müsteşarına sunduk. Bizim polis korumalarımız dahil Habur sınırında bulunan polisler bize şu soruları sordular; ‘Mektup aldınız mı? Silahlar bırakılacak mı?” ifadesini kullandı.

‘HANİ TERÖRLE MÜCADELE EDİYORDUNUZ; DERDİNİZ BİZMİŞİZ, HDP’YMİŞ’

İddianamede yer alan görüşme iddialarıyla ilgile sözlerine Demirtaş şöyle devam etti: “Biz resmi görüşmeye gidiyoruz, iki tweeti mi bize söyleyemiyorlar. Yok o tweetler bize çiple geliyormuş, yok biz onu sadece bir bilgisayardan açıyormuşuz. 2014’ten söz ediyoruz ya bu ülkede barış sürecinin olduğu, İmralı’da Kandil’de aynı hafta içerisinde görüşmelerin yapıldığı süreçten bahsediyoruz. Bu itirafçı beyanları ayıptır. Biz devletin yetkilileriyle en rahat görüşen siyasetçilerdik. Bu dosyada öyle bir hava yaratılmak isteniyor ki illegal bir çalışma yürütüyormuşuz gibi bir algı yaratılmak isteniyor. Cumhurbaşkanının bile o dönemde selam gönderdiği ve cevabını aldığı bir süreçten bahsediyoruz. Siz de sormamışsınız. Gizli tanık beyanlarına bakıyoruz PKK’nin üst düzey yetkilileri ile ilgili beyanda bulunmuş. Ben başta olmak üzere yarım sayfa, Gültan Kışanak ve Sebahat, Figen Yüksekdağ için çeyrek sayfa beyanlar var. Ama siz Murat Karayılan ile ilgili neden detaylı bilgi almadınız? Karayılan nerede saklanıyor, nasıl karar alıyor, Türkiye ile bağlantıda ilişkileri var mı? diye sorular sormuyorsunuz. Merak etmiyor musunuz?  Neyine şaşıralım yapmayın. Bunlar o kadar bariz ki üzülüyoruz. Bir yargılama siyasi olacak ise de daha ciddi olmalı.”

İMRALI TUTANAKLARI DOSYAYA EKLENSİN’

Savunmasında Demirtaş, İmralı tutanaklarının da dosyaya eklenmesini isteyerek, “İmralı tutanakları hem bu iddianamede hem de HDP Kapatma Davası’nda yer alıyor. Adalet Bakanlığı’na müzekkere yazılarak, 2013-2015’e kadar devam eden İmralı görüşmelerinin resmi tutanaklarının dosyamıza alınmasını istiyorum. Herkes çok merak ediyor ya, bütün İmralı görüşme tutanaklarını istenmesini ve getirilmesini istiyorum. Ne konuştuğumuz görülsün. Eğer Adalet Bakanı bunu reddederse ve ‘Bizde yok’ derse bir örneği bizdedir. Zamanı geldiğinde savunmamız da değineceğiz. Yazdığınız müzekkereyi Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gördüğünde kulakları kızararak, direk müzekkereyi alıp, doğrudan saraya gideceğini biliyoruz. Görüşme tutanakları gelsin kim sanık, kim tanık, kim barışsever görelim. 30 küsür haftaya ait tutanaklardır. Benim gidip, gitmediğim tutanakların tamamını ben bilgisayara geçtim. Bizde var. Biz de günü geldiğinde sunarız. O zaman suç muymuş daha iyi anlaşılır. Asker polis, korucu sivil hayatını yitirmesin diye canla başla çalıştığımız bir süreçti. O hale getirdiler ki bir daha çözüm sürecine kimse dahil olmasın, cesaret edemesin istiyorlar’ bunu yaratmaya çalışıyorlar.” şeklinde konuştu.

‘HALKIMIZA BORCUMUZ VAR’

Kaçmaya niyetlerinin olmadığını vurgulayan Demirtaş, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim kaçmaya niyetimiz yok. Bizi götürüp yurtdışına bırakırsanız kaçıp, geri Türkiye’ye geliriz. Biz siyasetçiyiz, halkımıza karşı borcumuz var. Savcı mütalaasında bana dair tespitlerinde ‘savunma yapmak istemediğimi söylemiş’, ben ‘Siz bu davayı hızla bitirip hüküm kurmak istiyorsunuz’ dedim ‘savunma vermek istemiyorum’ demedim. Bu yanlış bir tespit olmuş. İktidar değişince biz tahliye beklentimiz yok, yargının üzerindeki baskının kalkacağını düşünüyoruz. İktidara yönelik birşey söylemedim. Bizim iktidarlardan beklentimiz yok.”

‘ADALET BAKANI ARKADAŞIM MI?’

Savcının mütalaasında bırakılması halinde yargılamaya etkileyeceğinin iddia edildiğini vurgulayan Demirtaş, “Savcının mütalaasında bırakılmam halinde yargılamaya müdahale edeceğime dair tespiti var. Adalet Bakanı arkadaşım mı? MİT müsteşarı amcamın oğlu mu? Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum akrabam mı? Saray yandaşı da değilim yargılamaya nasıl etki edebilirim. HDP’liyim. Size gelen belgelerin nasıl düzenlendiğini çok iyi biliyoruz. Sizi tehdit etmiyor, şantaj yapmıyoruz. Hukuku hatırlatıyoruz. Bu dava kumpas davası olarak yargı konusu olacak. Kumpasın bütün aşamalarına bizzatihi tanık oldum. Emin olmasam söylemem.” dedi.

Demirtaş, savunmasını yapan siyasetçiler hakkında bir karar verilmesini istedi. Demirtaş, “Biz buradayız, tüm ömrümüzü burada da geçirsek inandığımız bir barış, özgürlük, demokrasi idealimiz var. Silah bırakılması için en çok biz uğraştık. Tutuk gerekçelerinin hiçbiri doğru değil. Aysel hanım başta olmak üzere arkadaşlarımızın tahliyesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version