Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Değişmeyen Türk ‘devlet’ geleneği: Gazeteciye pusu!

Değişmeyen Türk ‘devlet’ geleneği: Gazeteciye pusu!



Ne yazık ki duayen gazeteci ve yazar Çetin Altan, bir kez daha haklı çıktı; yıllar önce kaleme aldığı bir yazıda ‘pusu kültürünü’ eleştirmiş ve “Türklerde düello geleneği yoktur. Onun yerine pusu kurma alışkanlığı gelişmiştir.” demişti. Yıllar sonra yine bir gazeteci, Ahmet Dönmez, hem de Stockholm’de ‘pusu’ya düşürülerek darp edildi.

Tr724’ten İlker Doğan’ın haberine göre Ahmet Dönmez’i takip eden saldırganlar, tıpkı planladıkları gibi önce içerisinde 6 yaşındaki kızının da bulunduğu otomobiline arkadan çarptı. Dönmez’in otomobilini durdurup aşağı inmesi üzerine de saldırıp, darp ettiler. En savunmasız anında, kızı yanındayken…

6 yaşındaki kızının gözleri önünde, babasını bilincini kaybedene kadar darp edip, bir de fotoğraflarını çektiler. Bu da yetmemiş gibi bunu sırf bu iş için açılan operasyonel sosyal medya hesaplarından darp görüntülerini övünerek paylaştılar.

Ahmet Dönmez, Türkiye’nin İçişleri Bakanı ‘Süleyman Soylu’nun mafyası olarak bilinen Ayhan Bora Kaplan’ın yükseliş hikayesiyle ilgili yayınları sonrası tehditler aldığını duyurmuştu. Dönmez’in açıklamalarında adı geçen mafya İhsan Hızarcı, kendisini WhatsApp üzerinden tehdit etmişti: “İsveç’teyim diye üstten üstten konuşma benle. 24 saat içinde kafanı kestiririm senin. Ben silah işi yapıyom kardeş. Ankara’da 20 mekan bana çalışıyor.”



Gazeteci Abdullah Bozkurt, evinin önünde 3 kişinin saldırısına uğramıştı.

ABDULLAH BOZKURT VE ERK ACARER DE SALDIRIYA UĞRAMIŞTI

Son dönemde sadece Türkiye’deki değil, yurt dışındaki gazetecilere yönelik Türkiye menşeili saldırılar artmaya başladı. 25 Eylül 2020’de Nordic Monitor Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Bozkurt da tıpkı Ahmet Dönmez gibi ‘pusuya’ düşürülerek saldırıya uğramıştı. Evinin önünde üç kişi tarafından darp edilmişti.

7 Temmuz 2021’de ise Birgün yazarı Erk Acarer, Berlin’de evinin içinde bıçaklı ve yumruklu saldırıya uğradı. Acarer, “Failleri biliyorum. Asla faşizme teslim olmayacağım.” ifadelerini kullandı.

Görüldüğü gibi ‘pusu’ kurmak, tuzağa düşürmek, savunmasız bir anında saldırmak Türk devlet geleneği! Batıda ‘düelle’, eşit şartlarda karşılıklı çarpışma yaygın. Kovboy filmlerinden hatırlayın… Doğu kültürlerinde ise pusu/tuzak kurma, kaza süsü verme… Türkler, yüz yüze çarpışmaktansa pusu kurmayı, kaza süsü vererek öldürmeyi tercih eder.



Abdi İpekçi

TÜRKİYE’NİN ‘PUSU/TUZAK’ GEÇMİŞİ KARANLIK!

Türkiye’nin geçmişi ‘pusu’ kurularak öldürülen gazetecilerle doludur…

Abdi İpekçi, 1 Şubat 1979’da Maçka’daki evinin yakınlarında aracındayken Mehmet Ali Ağca ve Oral Çelik tarafından ‘pusu’ kurularak öldürülmüştü. Ağca, İpekçi suikastından idamla yargılanırken Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırıldı.

Çetin Emeç… 7 Mart 1990 sabahı işe gitmek üzere İstanbul Suadiye’deki evinden çıktı. Ancak otomobiline binemeden iki saldırgan tarafından kurşun yağmuruna tutuldu. Olay yerinde can verdi.

Bahriye Üçok, 6 Ekim 1990’da evine gönderilen bir bombalı paketle katledildi. Namık Tarancı, 20 Kasım 1992’de uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.



Uğur Mumcu

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te yine evinin önünde, arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu can verdi. Olayın aydınlatılması için toplanması gereken delillerin süpürüldüğü ortaya çıktı!

Ahmet Taner Kışlalı, 21 Ekim 1999’da tıpkı Mumcu gibi otomobiline konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti.

Gazeteci yazar Necip Hablemitoğlu da 18 Aralık 2002’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayata gözlerini yumdu. Geçtiğimiz aylarda MİT tarafından Ukrayna’dan Türkiye’ye getirilen eski özel kuvvetçi Nuri Gökhan Bozkır, suikast emrini Ergenekon daası sanıklarından Levent Göktaş’ın verdiğini söyledi.



Hrant Dink

Biraz daha yakın tarihe gelelim; Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink 19 Ocak 2007’de, genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin Şişli Halaskârgazi Caddesi üzerindeki binası önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Tetikçi Ogün Samast, arkasından kurşunlamıştı…

Görüldüğü gibi ‘pusu/tuzak’ geleneği değişmiyor…

Dün Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Hrant Dink’e nasıl pusu kuruldu ve en zayıf anlarında hayatları ellerinden alındıysa; bugün de muhalif gazeteciler aynı yöntemlerle susturulmaya çalışılıyor…


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version