Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ukrayna için gösterdiğiniz hassasiyeti Türkiye için de gösterin; birileri saldırdığı zaman mı Türkiye’yi gündeme alacaksınız” sözlerine tepki gösterdi. Özel, “Bu bir gaf. Bu bir acziyet. Ne demek birileri Türkiye’ye saldırınca mı? AB üyeliği için geldiğimiz, diplomaside son nokta bu mu? Karaya oturduk yalvarıyoruz. Ukrayna’yı kıskanıyor. Böyle bir çaresizliği diplomatik bir gaf olarak nitelendiriyoruz ve not ediyoruz” dedi.
Özel, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin gelişmeler, Rusya-Ukrayna savaşı ve Türkiye’nin dış politikasına değinen Özel, eleştirilerde bulundu.
Türkiye vatandaşlarının Ukrayna’dan tahliyesine ilişkin konuşan Özel, “Türkiye istihbaratı doğru değerlendirmedi, zamanında uyarılarını yapmadı, vatandaşlarını kurtaramadı. Herkes kurtarma operasyonu yaparken, bizimkiler algı operasyonu peşindeydiler” dedi.
Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:
“Ukrayna krizi tedirgin etmeye devam ediyor. Krizin, savaşın yaklaştığı günlerden itibaren bu Meclis’in bilgilendirilmesi gerektiğini söylemiştik. AKP; TBMM’yi önemsemediğini, işlevsizleştirdiğini kanıtlayan bir uygulamaya daha imza attı. Krizin yedinci günündeyiz. Bütün ısrarlarımıza ve bugün genel görüşme yapılmasına yönelik talebimize nihayet karşılık aldık, o da genel görüşme değil. Dışişleri Bakanı, gündem dışı maddeden söz isteyecek, 20 dakika konuşacak, gidecek. Sürenin uzatılmasını teklif ettik, bizzat Cahit Özkan’a. ‘Öyle bir ihtiyaç yok’ dediler. Bunu herkese ifade edelim. Bu kriz, bu parlamentoda ‘gündem dışı’ diye tutanaklara geçecekse, adeta ucube, eşsiz benzersiz sistemin bizi getirdiği nokta. Bu durumdan bu parlamentoyu, ilk seçimden sonra derhal kurtaracağız.
Dışişleri Bakanı Covid olmuş, o negatif olana kadar parlamentoyu bilgilendiremiyor, beyefendiler. Bu nasıl sistem? Cumhurbaşkanı Yardımcısı gelemez mi? Milli Savunma Bakanı gelemez miydi? Gerekirse Cumhurbaşkanı gelemez miydi? Hepsi mümkünken, ama Meclis kim ki? Milletin vekillerini ancak gündem dışı bilgilendirecekler.
‘GÜVENLİK ZİRVESİ DİYE YAPTIKLARI ZİRVE, DEMOKRASİ TARİHİMİZE AYIP OLARAK GEÇTİ’
Dışişleri Bakanı Kemal Bey’in değerlendirmelerini saçma bulmuş. Neyi saçma bulmuş? Ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı, siyaset arkadaşlarıyla toplanamaz mıymış? Toplansın da bunu güvenlik zirvesi diye anlattığınızda olmaz. Burayı parti devletine dönüştürdünüz dediğimiz bu. Bizim grubumuzdan bir temsilci çağrılmamış. Tamamen Adalet ve Kalkınma Partisi ile devleti birbiri ile iç içe geçiren bir anlayış var. Bunu bir utanç olarak değil de marifet olarak gören anlayış var. Devlet başka hükümet başka iktidar partisi başkadır. Bunlar aksine birleştiriyorlar. Güvenlik zirvesi diye yaptıkları zirve, demokrasi tarihimize ayıp olarak geçti.
‘HİÇ UTANMIYOR MUSUN ÖMER ÇELİK?’
Ülkemizin hem Rusya hem Ukrayna ile ilişkileri var, orada 20 bini aşkın vatandaşımız var. Dünyada en çok etkilenecek ülkenin Türkiye olduğu konusunda şüphe yok… Trump ile Putin arasında, Biden ile Putin arasında sarkaç diplomasisi. Türkiye’nin burada yaşadığı durum felaket. Ayrıca 20 bin üzerinde vatandaşımız var, çok sayıda gencimiz var. Onların yakarışlarını dinliyoruz ve Türkiye istihbaratı doğru değerlendirmedi, zamanında uyarılarını yapmadı, vatandaşlarını kurtaramadı. Herkes kurtarma operasyonu yaparken, bizimkiler algı operasyonu peşindeydiler. Bunu; trol orduları yapar, bazı AK Partili siyasetçiler yapar, ama AK Parti’nin sözcüsü Ömer Çelik yapıyorsa bu kurumsal bağlayıcılık içindedir. Katıldığım bir televizyon programında; bir genç bağlanıyor ve uzunca konuşma yapıyor. Bu konuşmada eksiklikleri gayet güzel anlatıyor ve diyor ki ‘yalnız bırakıldık, insanlar zor durumda, yalnız bırakıldık, bizi arayan soran yok.’ Bir sürü şey konuşuyor. Bunun içinden; önce AK troller kesip, sadece ‘devletimiz bizi aradı’ diyor onu koyup, ‘yalan siyasetinin duayen şebekesi, CHP sözcüleri’ bir sürü hakaret. Ömer Çelik. İşte o genç arkadaşın Ömer Çelik’e tarihi tokadı. Ne diyor? ‘Çok büyük bir yalan kampanyası var, keşke hepsini yayınlasaydınız.’ Çünkü Çelik’in paylaştığı video, oradaki arkadaşın bir cümlesi. Oradaki pek çok cümlesinde sorunları dile getiriyor ve AK Parti Sözcüsü, bu açıklamadan sonra bu tweetini silme nezaketi, erdemini dahi göstermedi. Hiç utanmıyor musunuz Ömer Çelik? Trollün montaj videosuyla ülkeyi yöneten partinin sözcüsü bu hakaretleri eder de bu cevabı aldıktan sonra hala utanmadan ısrar edebilir mi? Dünya kadar hakaret duyduk, kurumsal bağlayıcılığı olan Ömer Çelik’ten gereğini yapmasını bekliyoruz.
İBRAHİM KALIN TEPKİSİ: HANGİSİ DIŞİŞLERİ BAKANI?
Dün Dışişleri’nde, Dışişleri Bakanı’nın yerine gölge dışişleri bakanı, paralel dışişleri bakanı İbrahim Kalın; televizyon programları arasında koşuyor. Aralarında tatlı bir rekabet var. Biri bir haber kanalında, öbürü bir haber kanalında. Paralel dışişleri bakanı. Bu ülkede hangisi dışişleri bakanı? Çavuşoğlu mu? İbrahim Kalın mı? Hulusi Akar mı? Birbirleriyle çelişen tuhaf tuhaf adamlar birbirleriyle yarışıyor. Türkiye de dünyaya rezil olmaya devam ediyor.
‘TÜRKİYE ÇARESİZ EYLEMSİZLİK İÇİNDE DURMAKTADIR’
Türkiye bir çaresiz eylemsizlik içinde durmaktadır, kıvranmaktadır. Bir yandan da ‘Ukrayna ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti Türkiye için de gösterin. Birileri saldırdığı zaman mı Türkiye’yi gündeme alacaksınız?’ Recep Tayyip Erdoğan. Diplomaside böyle sitem olmaz. Bu bir gaf. Bu bir acziyet. Ne demek birileri Türkiye’ye saldırınca mı? AB üyeliği için geldiğimiz, diplomaside son nokta bu mu? Karaya oturduk yalvarıyoruz. Ne üzerinden? Bize de mi saldırsınlar istiyorsunuz? Ukrayna’yı kıskanıyor. Bir paragraf yukarıda ‘Ukrayna’ya sahip çıkmıyorsunuz’ diyor. Bir paragraf aşağıda, ‘Ukrayna’ya gösterdiğiniz ilgiyi bize de gösterin’ diyor. Böyle bir çaresizliği diplomatik bir gaf olarak nitelendiriyoruz ve not ediyoruz.
Esas konuşmanız gereken mesele Montrö. Bir kez bakanları oturtun, Montrö’yü bir okutun. Her biri başka bir şey anlıyor başka bir şey anlatıyor. Hulusi Akar’a çağrımız şu: Yurtdışında Montrö anlatmak kolay bu dönemde. Geçen sene, Türkiye’de birileri Montrö’yü tartışmaya açıyordu. Şentop dahil tartışmaya açıyordu. ‘Durun çok önemlidir’ diyen 104 emekli amirali bu Hulusi Akar’ın uyguladığı kararla ordu evine sokmuyorlar. Lojmanlarını boşaltıyorlar. Etmedikleri hakaret kalmadı. Bu kriz bütün dünya önünde Montrö hassasiyetinin haklılığını ortaya çıkardı. Tez elden amirallerden özür dilenmesi gerekir. Haklarının iade edilmesi gerekir. Bu yargılama saçmalığının da bir an önce son bulması gerekir. Bu kadar hassas meselede, amirallere laf söyleyenlerin, saldıranların özür dileme vaktidir.
Zeytinlikler meselesi. Bu Meclis, milli iradenin tecelli ettiği yer. Bir imza ile yayınlanan yönetmelikle o geri çekilen maddeyi yönetmelik olarak getirdiler. Elbette buna izin vermeyeceğiz. Bu konuda hem Meclis’te, hem yargıda, hem zeytinliklerde mücadelemizi sürdüreceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***