MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında 18 Mart’ta açılışı yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün geçiş ücretini eleştirenleri, “Selahattin Demirtaş barış insanıdır” diyen CHP’li Tuncay Özkan’ı, Newroz kutlamalarını ve Türk Tabipleri Birliği’ni hedef aldı. Furkan Vakfı üyelerine yönelik polis şiddetini savunan Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sahip çıktı.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
‘YERİ DEMİR PARMAKLIKLARIN ARKASIDIR’
“Bir CHP’linin terörist Demirtaş’a ‘barış insanı’ demesi, önümüzdeki günlerde TBMM’de olacağını söylemesi bulanık ve buhran içinde kalmış bir zihnin hezeyanıdır. Bir teröriste barış insanı demek barışa ihanettir. Teröristlerin yeri Meclis değil, demir parmaklıkların arkasıdır.”
‘BU BAHAR BİR BAŞKA GÜZELLİKTE OLACAK’
“Cemrenin havaya, suya, toprağa düşmesine rağmen karlı hava şartları malumdur. Kar yağışı bir yandan hayatın olağan akışını olumsuz etkilerken, önümüzdeki ayların verimli geçeceğini müjdelemektedir. Bu bahar bir başka güzellikte olacaktır. Nevruz asırlar boyunca Türk coğrafyalarında birlik, dirlik, barış ve huzuru sembolize eden günün adıdır. Bolluk ve bereketin, dostluk ve kardeşliğin timsalidir. Nevruz bir diriliş adı, doğruluş atılımı, yeni bir güne yürüyüş adımıdır.”
‘KORSAN NEVRUZ DÜZENLEDİLER, TÜRK’ÜN BAYRAMINI GÖLGELEMEYE ÇALIŞTILAR’
“Dün 21 Mart Nevruz Bayramı’nı karşılamanın, kutlamanın heyecanını yaşadık. HDP’nin sözde Nevruz kutlamaları bu yıl da ağır tahriklere sahne olmuştur. Pek çok ilimizde korsan Nevruz programları düzenlenmiş, bölücüler, yasa dışı sol örgütler yine fitne saçmışlar, Türk’ün bahar bayramını gölgelemeye çalışmışlardır.
ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ AÇILIŞI
“1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışından rahatsız olanların kendilerini hemen ele vermeleri dikkatimizi çekmiştir. Birileri hemen nifak üretmeye başlamıştır. Bazı medya organları ve sakat zihniyet sahipleri geçiş ücretini göstererek saldırmışlardır. Diyorlar ki, bu köprü millete yeni bir masrafmış. Hedefleri tutmazsa millet ödeteceklermiş. CHP, vurgun iftirası da attı. O köprüden siz de geçeceksiniz. Bu kadar mı gözünün körleşti, gönlünüz köhneleşti? Madem diyecek iyi bir lafınız yok, susun da adam sansınlar. Köprüden geçmem diyorsanız buyurun denize atlayın. Bunların asıl hazımsızlığı Çanakkale zaferi. Kuyruk acıları var, Çanakkale’nin rövanşını almak istiyorlar ama daha önce yapamadıkları gibi asla başaramayacaklar.”
‘TTB HEKİMLERİ TEMSİL EDEMEZ’
“TTB isimli bölücü yapılanma bir defa namuslu hekimleri temsil edemez. Mutlak suretle kapatılmalıdır. Doktorlarımız şifa ümidimizdir. Sevgi ve saygıya layık hekimlere tek bir lafımız yoktur fakat nerede bir melanet varsa TTB oradadır. Türk Tabipleri Birliği isimli bölücü yapılanma, namuslu ve vatansever Türk hekimlerini temsil ediyor olamaz 1970’li yıllarda bir dava arkadaşımız Hacettepe’ye telaşla kaldırıldı. Zor ve çetin yıllardı, şehit tabutları birbirini takip ediyordu. Yaralı kardeşimizin ülkücü olduğunu öğrenen birkaç doktor ‘Bu faşiste bakamayız’ dedi, dün gibi aklımızda.”
FURKAN’A: DİN TACİRLERİ, AJAN PROVOKATÖRLER
Türkiye husumeti aleni olan ve 701 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle kapatılan Furkan Vakfı isimli örgütün provokasyonları sonucunda hiç arzu edilmeyen sahneler yaşanmıştır. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna aykırı hareket eden, yeri geldiğinde PKK’yı, yeri geldiğinde FETÖ’yü öven, yeri geldiğinde de darbe girişimlerine hayırlı olsun diyen sözde bir vakfın mensupları artık bardağı taşırmıştır. Furkan demek, doğru ile yanlışı, hak ile batılı, iyi ile kötüyü ayırt etmek demektir. Ancak bunlarda doğru ile yanlış, hak ile batıl birbirine girmiştir. Bunlarda ihlas ve iman alameti mumla aransa bile bulunamayacaktır. Bu din tacirlerinin, bu ajan provokatörlerin kanunsuz eylemlerine şerefli Türk polisi zamanında müdahale etmiş, bize göre devletin hükümran vasfı isabetle gösterilmiştir. Asayişsizliğe izin ve icazet verilmemiştir.
‘SOY İSMİ GİBİ SOYLUDUR’
Sözde vakfın meczup başkanının İçişleri Bakanımıza yönelik izansız saldırıları, iffetsiz hakaretleri ve hayasız itibar suikastları bizim nezdimizde yok hükmündedir, hatta ayaklarımızın altındadır. Sayın Süleyman Soylu, soyismi gibi soyludur, görevini de layıkıyla yerine getirmektedir. Türk polisi görevinin gereğini yapmış, Müslüman görünümlü bir avuç münafığa, sokakları karıştırmak isteyen sayıca küçük bir azınlığa Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir.
‘GELECEKTE YENİ 15 TEMMUZLAR YAŞANIR’
Bütün emniyet teşkilatımızı hassaten kutluyor, özellikle Adana’da görev yapan her polisimizin tertemiz alınlarından öpüyorum. Kadınları, çocukları zırh olarak kullanan bu sözde vakıf yöneticileri aynı zamanda hem korkak, hem de günahkar olarak anılacaklardır. Muhammed’i ahlakın kırıntısını taşımayan, İslam’ın ruhuyla bağdaşmayan bu sözde vakfın kimin kuytusu, kimin kuyusu, kimlerin kumandası altında olduğunu vicdan sahibi her vatandaşımız az çok bilmektedir. Şayet bugün tedbir almazsak, gelecekte yeni 15 Temmuzların yaşanması kaçınılmazdır.
‘VATANA İHANETTİR, BEDELİ ÇOK AĞIR ÖDETİLMELİDİR’
Şayet bugün duyarlı ve sorumlu hareket etmezsek, içi müşrik dışı Müslüman olan ilkesizlere önlem almazsak, uyarıyorum ki, terörist başı Gülenlerin arkası kesilmeyecek, ihanet kervanı kesintiye uğramayacaktır. İslam dini barış ve kardeşlik dinidir. Her kim bu manevi gerçeğe riayet ediyorsa baş tacımızdır. İstismarcıların, fesat yuvalarının, dinimizi ticarete ve batıl hedeflere tahvil etmek için fırsat kollayanların hesabı sorulmalı, hevesleri kursaklarında bırakılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni içten içe çürütmek, kaleyi içinden yıkmak için tetikte beklemek vatana ihanettir, millete ihanettir, bedeli muhataplarına çok ağır ödetilmelidir.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***