Üst düzey bir Emirlik diplomatı Reuters’a yaptığı açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle ortaya çıkan tabloda Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ABD bağlarının test edildiğini söyledi.
Zengin Körfez Arap petrol ihracatçısı, son yıllarda Washington’un bölgedeki ABD ortaklarının güvenliğine olan bağlılığının azalması olarak gördüğü gelişmeden dolayı rahatsızlık sinyali verirken bu süreçte Abu Dabi Moskova ve Pekin ile bağlarını derinleştirdi.
Yemen’deki savaş, Washington’un İran politikası ve ABD’nin silah satışlarına ilişkin koşulları konusundaki farklılıklar bu endişeleri artırdı ve BAE’nin Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınamak için ABD tarafından hazırlanan bir kararı desteklememesiyle sonuçlandı..
BAE’nin Washington Büyükelçisi Yousef al-Otaiba, “Her ilişki gibi. İlişkinin çok sağlıklı olduğu güçlü günleri ve ilişkinin sorgulandığı günleri var.” dedi.
Otaiba, Abu Dabi’deki bir savunma etkinliğinde yaptığı açıklamada, “Bugün bir stres testinden geçiyoruz ama bundan kurtulup daha iyi bir yere geleceğimize eminim.” diye konuştu.
Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer Körfez ülkeleri, Batılı müttefikleri ile OPEC+ olarak bilinen petrol üreticileri grubundaki ortakları Rusya arasında tarafsız bir duruş sergilemeye çalışıyor.
BAE devlet yatırım fonlarının da Rus şirketlerinde hisseleri ve Rusya’nın egemen fonuyla stratejik bağları var ve iki ülke Suriye ve Libya’daki çatışmalarda geniş ölçüde jeopolitik çıkarları paylaşıyor.
Güvenlik Konseyi’nde Rusya’ya karşı yapılan oylamada çekimser kalan BAE, bu hafta ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda benzer bir kararı destekledi. Ancak bu oy bağlayıcı değildi.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’ndn Cinzia Bianco, çekimser tavrın Abu Dabi’nin ABD’ye karşı memnuniyetsizliğine işaret ettiğini söyledi ve ekledi: “Bu, Washington ile olan gerilimin çok açık bir işareti olduğu için zarar vericiydi.”
Savunma için geleneksel olarak ABD askeri şemsiyesine bel bağlayan BAE ve diğer Körfez Arap ülkeleri, özellikle ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden ve Çin’e karşı artan odaklanmasından sonra Biden yönetiminin bölgeye olan bağlılığını zayıflatmasından endişe duyuyor.
Bianco, Washington’a verdikleri mesaj: “Oyunun kurallarını değiştirmek ve bize daha az bağlılık istiyorsanız, size daha az bağlı olma hakkını talep ediyoruz” dedi.
Bazı BM diplomatları, BAE’nin Rusya’yı kınama konusundaki isteksizliğini, Rusya’nın bu yıl BAE ve Suudi Arabistan’a insansız hava aracı ve füze saldırıları başlatan Yemen’deki İran bağlantılı Husilere yönelik bir BM silah ambargosunu desteklemesinin ardından geldiğine dikkat çekti.
Hem BAE hem de Rusya aralarında bu konuda herhangi bir anlaşma yapıldığını reddetti, ancak Husi meselesi bir gerilim noktası olmaya devam ediyor.
Ocak ayında Abu Dabi’de Husi füze saldırılarının üç sivili öldürmesinin ardından BAE, Washington’dan yeniden Husileri terör örgütü olarak tanımasını ve Emirlik’in bu tür saldırılara karşı savunmasını güçlendirmesine yardımcı olmasını talep etti. Batılı bir diplomat, “ABD’nin tepkisini ürkek buluyorlar” dedi.
BAE, ABD yapımı F-35 savaş uçağı satın alma anlaşmasının yavaş temposu ve satışla ilgili koşullar nedeniyle hüsrana uğradı. Aralık ayında, insansız hava araçları ve diğer gelişmiş mühimmatları içeren 23 milyar dolarlık daha geniş bir anlaşmanın parçası olan F-35’lerle ilgili tartışmaları askıya alacağını açıkladı..
BAE ayrıca, İran’la önümüzdeki günlerde üzerinde anlaşmaya varılabilecek bir küresel güçler nükleer anlaşmasını canlandırma ve Tahran’a yönelik yaptırımları kaldırma çabalarını da yakından izliyor.
Londra’daki King’s College Güvenlik Çalışmaları Okulu’nda doçent olan Andreas Krieg, BAE’nin kendi ulusal çıkarlarını sürdüreceğini belirterek “Doğuya doğru dönüş, doğal olarak BAE’nin batıdan uzaklaştığı anlamına geliyor.” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***