Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sulak alanların mucizesi: İklim değişikliğiyle mücadelenin gizli silahı


Tuz bataklıkları, atmosferdeki karbonu tropik bir ormandan elli kat daha hızlı depolayabilir. Gezegenimizin son durumuna ilişkin aylık haberlerimizin yer aldığı Climate Now programında, özel sulak alanları korumak ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlamak için mücadele eden bilim insanlarıyla görüşmek üzere Venedik lagününü ziyaret ettik. Buradaki bilim insanlarına bu ortamların doğanın iklim değişikliğine karşı gizli silahı olup olmayacağını sorduk.

İtalya’nın Padova kentindeki Padua Üniversitesi Yerbilimi Profesörü Andrea d’Alpaos, “Tuzlu bataklıkların rolünün hafife alındığını düşünüyorum. Bunların bir kaynak olduklarını ve onları korumanın çok önemli olduğunu açıkça belirtmeliyiz.” diyor.

Öncelikli olarak, Copernicus İklim Değişikliği Hizmetinin Ocak 2022 için en son verileriyle birlikte işte gezegenimize gerçekte neler olduğuna dair benzersiz aylık güncellememiz.

Küresel düzeyde, geçen ay sıcaklıklar 1991-2020 ortalamasının 0,3 santigrat derece üzerindeydi.

Gezegende bazı önemli noktalar var. Onlardan biri de Güney Amerika ülkesi Arjantin. Ülkede devam eden sıcak hava dalgası, yeni sıcaklık rekorları kırdı.

Arjantin, 40 derecenin üzerine çıkan ve ülkeyi gezegendeki en sıcak yer haline getiren tarihi bir sıcaklık dalgasına tanıklık etti. Sıcaklık bazı bölgelerde 45 dereceyi buldu.

Ayrıca Arjantin’deki Parana Nehri, küresel ısınma nedeniyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

Dünyanın yedinci büyük nehir havzası olan Brezilya, Paraguay ve Arjantin’den geçen Parana Nehri, yarım asrı aşkın süredir en düşük su seviyesini gördü.

Daha önceden saniyede 14 milyon litre su akımına sahip olan nehir şimdilerde sadece 7.000.000 litre civarında. Parana Nehri, Güney Amerika nehirleri arasında Amazon Nehri’nden sonra ikinci en uzun nehir olarak biliniyor.

Kanada’nın doğusu ve ABD ortalamadan daha soğuktu. Diğer yandan geçen ay Rusya genelinde Kamçatka yarımadasına kadar daha sıcak geçti.

Ay ortası itibarıyla ısı derecesiyle Avrupa’ya yaklaşan Oslo, 12,5 derece ile ocak ayı için tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.

Fransa’nın büyük bölümü ile İspanya’nın bazı bölgelerinde hava daha soğuktu.

İspanya’da bir süre daha kalıyoruz. İklim değişikliği İber Yarımadası’na giderek daha fazla kuraklık getiriyor.

Aşağıdaki grafik Ocak ayı toprak nemi anomalisini gösteriyor. Bu, son dört aydaki eğilimin devamı niteliğinde.

Sulak alanların mucizesi ve iklim değişikliği

Tuz bataklıkları biyo çeşitliliğin cenneti olarak nitelendirilir ve fırtınalara karşı doğal bariyer görevi görürler.

Aynı zamanda atmosferdeki karbonu tropik bir ormandan elli kat daha hızlı depolayabilir.

San Marco Meydanı’ndan hareketle Venedik lagününün tuz bataklıklarını keşfe çıktık.

İtalyan kenti dışındaki bataklık alan 43 kilometrekare ve bu, tekne trafiğinden yayılan karbondioksitin yaklaşık yüzde 25’ini tutmasına imkan tanıyor.

Bundan iki yüz yıl önce sulak alanlar 180 kilometrekarenin üzerindeydi; bugün hala var olsaydı Venedik’teki tüm tekne trafiğini dengelemek için yeterli olurdu.

Sulak alanlar, silt ve tortu eksikliği ve erozyon nedeniyle dejenere oluyor. Bunların tümü ise doğal olaylar ve insan eylemleri bağlantılıdır.

Padua Üniversitesi’nden Jeoloji profesörü Andrea d’Alpaos’a göre, bu hassas ekosistemlerin daha iyi değerlendirilmesi ve korunması gerekiyor:

“Bu sistemlerin organik karbon depolama ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlama potansiyeli ile ilgili farkındalık eksikliği var.”

Profesör d’Alpaos’un bahsettiği potansiyel nispeten basit bir sürece dayanıyor. Bitkiler büyürken atmosferden korbandioksit emer ve ardından düzenli olarak yaprakları ve kökleri çamura gömen, tortu bakımından zengin gelgitler tarafından sular altında bırakılırlar.

Yine Padua Üniversitesi’nden Sedimentoloji (tortubilim) Profesörü Massimiliano Ghinassi, tuzlu su bataklığından alınan örnekleri göstererek, lagün üzerinde karbon tutma eylemini görebileceğinizi açıkladı.

“Çekirdeğin en üst kısmındaki, hem küçük hem de büyük kökler dahil birçok elementi ayırt edebiliriz.” diyen Ghinassi, “Ayrıca tortuda karbonu depolayan yapraklar veya bitki kalıntıları gibi çok küçük başka bitki parçaları da var.” ifadelerini kullanıyor.

Karbon depolama seviyelerinde büyükçeşitlilik

Padua Üniversitesi’ndeki laboratuvarlarda bilim insanları, farklı sulak alanlarda ne kadar karbon depolandığını hesaplayabilir ve hatta kaynağını belirleyebilir.

Buldukları şey ise; Venedik lagününde karbon depolama seviyelerinde büyük bir çeşitlilik olduğu.

Doktora Öğrencisi Alice Puppin, “Yılda kilometrekare başına ortalama yaklaşık 270 ton bir değer (karbon) görüyoruz. Bununla birlikte, değişkenlik oldukça yüksek. Yıllık kilometrekare başına minimum 50 ton ile maksimum 500 ton arasında değişiyor.” diye konuştu.

“Onları erozyondan korumalıyız…”

Laboratuvar sonuçları, karbonu ayırmak için tam olarak hangi tür bitkilerin, toprak ve çevre koşullarının en iyi olduğunu belirlemek için kullanılacak.

Bu arada Profesör Andrea d’Alpaos, sulak alanların hayati önem taşıdığını söylüyor ve ekliyor:

“Onları marjlarının aşınmasından korumalıyız. Kum setlerinin yüzeyine yerleşebilecek ve dikey olarak büyümelerine yardımcı olabilecek ve aynı zamanda yüz binlerce yıl boyunca organik maddeyi toprağa gömebilecek tortular hazırlayarak dikey büyümelerine yardımcı olmaya çalışmalıyız.”

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version