Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Savaşı bölgesinde kalan Türkler: Tahliye için artık yalvarıyoruz

Savaşı bölgesinde kalan Türkler: Tahliye için artık yalvarıyoruz


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Ukrayna’daki 20 bin vatandaşımızın 16 binine tek tek ulaştık. Karadan tahliye işlemini başlatıyoruz” açıklamasını yapmasına rağmen çok sayıda Türkiye vatandaşı halen savaş bölgesinden tahliye olmayı bekliyor. 

2 yıldır Ukrayna’nın Kharkov şehrinde Uluslararası Devlet Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Muhammed Enes Erdil de zor durumda olduklarını belirterek acil tahliye talebinde bulunanlardan biri.

Yaşadıklarını Gazete Duvar’a anlatan Erdil, “Görüşme yapabilmek için balkona veya dışarı çıkmak zorunda kalıyoruz ve bu bölgeler de bizim can güvenliğimiz için sıkıntılı. Ben şu an sizinle konuşmak için balkona çıktım. Eğer telefonum kesilirse bilin ki bombardıman başladı” ifadelerini kullandı.

‘TAHLİYE İÇİN YALVARIYORUZ, GERÇEKTEN DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI’

“Bir aydır tahliye için yalvarıyoruz. Çünkü birçok ülke, bu ülkeden vatandaşlarını çekti. Bizim konsolosluğumuz sadece ‘önemli bir sebebiniz yoksa ülkenin doğusunda bulunmayın’ dedi. Okul da ‘eğer giderseniz kaydınız silinir, yaptırım uygulanır’ dedi. Burada kalmak mecburiyetindeydik. Biz bir aydır uğraşıyoruz ama kimse sesimizi duymadı. Ta ki savaş başlayana kadar. Konsolosluk bugüne kadar bize sadece güvenli bölgelerde beklememiz gerektiğini söyledi. Çünkü hava sahası kapalıydı. Konsolosluk görevlilerimiz bizimle irtibatta. Onlara da teşekkür ediyoruz. Çünkü şu an onların da can güvenliği tehlikede” diyen Erdil, şöyle devam etti:

Bizim gerçekten artık buradan tahliye edilmemiz lazım. Devlet büyüklerimizin, bizi tahliye etmek için çalıştığının farkındayız ama süreç ne kadar çabuk olursa bizim için o kadar iyi olacak. Çünkü her geçen gün mental açıdan daha da kötüye gidiyoruz, kendimizi iyi hissetmiyoruz. Bizi tahliye etmeleri konusunda artık gerçekten yalvarıyoruz. Çünkü gerçekten dayanacak gücümüz kalmadı.”

Muhammed Enes Erdil

‘BİRÇOK KADIN ARKADAŞIMIZ EVLERİNDE MAHSUR KALDI’

Marketlerde gıda ürünü ve su kalmadığını belirten Erdil, uzun kuyruklarda beklediklerini, ATM’lerden para çekemediklerini anlattı: “Bugün biraz alışveriş yapabildik ama marketler boş. Birbirlerimizden kopmamak için 7 arkadaş 1+0 evde kalıyoruz. Kadın arkadaşlarımızın durumu daha kötü. Biz şu an aynı evin içinde 7 kişiyiz ve birbirimize bir şekilde destek olabiliyoruz. Ama birçok kadın arkadaşımız evlerinde mahsur kalmış durumda. Dün konuştuğum bir kadın arkadaşımın evinin 50 metre yakınına bir bomba düştü.” 

‘HEMEN HERKESİN ÜZERİNDE SİLAH VAR, BİRİYLE MÜNAKAŞA SONUCU BİLE KURŞUN YİYEBİLİRİZ’

Ukrayna halkının silahlanmaya başladığını dile getiren tıp öğrencisi Erdil şöyle devam etti: “Bize ‘güvenli bölgelere gidin’ diyorlar. Güvenli bölge olarak metrolar, bodrum katları ve yer altı sığınakları var. Ama yer altı sığınaklarına genelde Ukraynalılar gidiyor. Bizi almayı pek tercih etmiyorlar. Halkın silahlanması bizi bir açıdan korkutuyor. Şu an hemen herkesin üzerinde silah var. Biriyle münakaşa sonucu bile kurşun yiyebiliriz. Güvence yok. Sonuçta biz burada Türk vatandaşıyız, burası Türkiye değil. Bize her türlü muameleyi uygulayabilirler. Çünkü bizi koruyabilecek kimse yok. Gerçekten evden çıkamıyoruz. Metro istasyonuna sığınıp Ukraynalılar tarafından, dışlanan arkadaşlarımız olmuş. Bunları duyduk ne kadar doğruluğu var bilmiyorum.

‘BARIŞ SAĞLANSA DA UKRAYNA’YA DÖNMEYECEĞİM’

Çok zor bir süreç geçiriyoruz. Barış sağlansa dahi Ukrayna’da dönmeyeceğim. Çok kötü şeyler yaşadım ve çok yıprandım. Ben Allah izin verir, Türkiye’ye gelirsem, hemen psikolojik destek alacağım. Çünkü uyuyamıyoruz, arada sadece gözlerimizi dinlendiriyoruz. O zaman da bomba sesleriyle irkilerek uyanıyoruz. Burası hayatımda unutamayacağım izler bırakacak. Bunun farkındayım. Bu benim için böyleyse evlerinde yalnız kalan arkadaşlarım için durum daha kötüdür diye tahmin ediyorum… 

‘HEDEF OLMAMAK İÇİN IŞIK YAKMIYORUZ’

Ukrayna yetkililerinin uyarıları doğrultusunda, hedef olamamak için ışık yakmıyoruz. Sokak lambaları dahil şehirde hiçbir ışık yanmıyor. Şu an bölge zifiri karanlık ve sesiz. Sabah belli aralıklarla, çıkıp telefonumuzu şarj edip temel ihtiyaçlarımızı karşılayıp tekrar sığınaklara giriyoruz. Şu an sığınakta değiliz. Sürekli bomba sesleri duyuyoruz, ev sallanıyor. Her 20-25 dakikada bir art arda 30 saniyelik atışlar oluyor. Bugün Ukrayna’nın yerel medyasından duyduğumuz kadarıyla siviller de artık ölmeye başladı.”

BEBEKLİ AİLE: FİLMLERDE GÖRÜRDÜK, TOPRAĞI ÖPMEK Mİ DERLER, ŞU AN O SÜREÇTEYİZ

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından kendi imkanlarıyla ailesiyle Polonya sınırına gelen Anıl Şahin ise “Döküntü bir bodrumda tozlar içinde bir sığınakta dokuz aylık kızım ve eşimle gerçekten savaşı yaşadık. Herhangi bir çatışma sesi duymasak da bu süreci iliklerimize kadar hissettik” dedi.

AA’ya konuşan Şahin, Ukrayna’nın Lviv kentine saldırıdan birkaç gün önce tatile gittiklerini anlattı. Ukrayna’daki saldırının ardından Lviv’de ailesi ve arkadaşlarıyla bir taksiyle anlaştıklarını, Polonya sınırına kadar bu araçla geldiklerini söyledi.

Fotoğraf: AA

Lviv’den ayrılana kadar herhangi bir çatışma duymadıklarını aktaran Şahin, “Savaşın başladığı ilk anlarda bir karmaşa oldu. İnsanlar ATM’lere, petrol ofislerine ve alışveriş merkezlerine akın etti. Bu sabahsa insanlar evlerine çekilmişti daha sakin ama gergin bir bekleyiş vardı” ifadesini kullandı.

Saldırılar sırasında sirenle uyandırıldıklarını ardından konakladıkları otelin sığınağına indiklerini belirten Şahin, “Hem perşembe sabahı hem bu sabah hatta bugün öğleden sonra da siren çaldı. Sürekli sirenler çalıyordu ama orada bir çatışma yoktu yani biz duymadık. Etrafta asker poliste yoktu. İnsanlar olağan dışı bir şekilde sakindi” diye konuştu.

Otel personelinin kendilerini dışarıya çıkmamaları konusunda sıkça uyardığını dile getiren Şahin, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Oteldekiler, odalarınızın ışıklarını kapatın, perdelerini kapatın otelden çıkmayın dediler. Gelirken asker kontrol noktaları vardı. Taksici neredeyse bütün yolu ters şeritten geldi. Çünkü yolda 20 kilometrelik bir kuyruk vardı. Herkes kontak kapatmış ve zaman geçirmeye çalışıyordu. Bu tatil hayatımın en büyük pişmanlığıydı. Bir daha uzun bir süre gümrük veya pasaportla ilgili bir şey görmek istemiyoruz. Çok kötü bir şey. Yıkıntı döküntü bir bodrumda çok kötü bir şartta, tozlar içerisinde 9 aylık kızım ve eşimle gerçekten savaşı yaşadık gibi. Herhangi bir çatışma sesi duymasak da bu süreci iliklerimize kadar hissettik.”

Türkiye’nin Kiev ve Varşova’daki büyükelçiliklerin yetkililerinin sürekli kendilerini aradığını ve durumlarını sorduğunu kaydeden Şahin “Güvenli bir bölgede olduğumuz söylendi. Mümkün olduğunca dışarıya çıkmayın dediler. Lviv’in nispeten daha güvenli olduğu söylendi” dedi.

Destek olan yetkililer sayesinde sınıra gelmeyi başardıklarını anlatan Şahin ailesini Korczowa Sınır Kapısı’nda Polonya’daki büyükelçilik görevlileri karşıladı.

En kısa sürede evlerine dönmek istediklerini de belirten Şahin, “Filmlerde görürdük toprağı öpmek mi derler şu an o süreçteyiz. Gerçekten çok sıkıntılı bir dönem geçti. İki gün de olsa bize 10-20 yıl gibi geldi” dedi.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version