Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP), “Örgütlü toplumla özgür yaşama doğru” şiarıyla Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği 6’ncı Olağan Kongresi devam ediyor. Eş Genel Başkanlar, 40 kişilik Parti Meclisi (PM) ve Merkez Disiplin Kurulu (MYK) üyeleri olmak üzere toplam 51 kişinin yönetim kademelerinde yer aldığı kongreye, divan oluşumunun ardından kongre, gönderilen mesajların okunmasıyla devam etti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar konuşma yaparak, DBP’nin Kürt sorununda demokratik çözüm ve barış mücadelesinde özel bir yeri olduğunu vurguladı. Barış sadece bir bölgenin bir halkın sorunu değildir olmadığını söyleyen Sancar, “Barışa ulaşmak sadece bir bölgenin vereceği mücadele ile başarılabilecek bir şey değildi. O yüzden gelin en büyük savaş karşıtı ittifakı oluşturalım” çağrısı yaptı.
Sancar, “Kürtlerin varlıkları sadece özgürlükleri değil. Önce varlıkları tehdit altındadır. Her yerde imha, inkar ve tecrit politikalarıyla esir altında alınmaya çalışmakta iradeli yok sayılmaktadır” diyerek, Kürt halkının özgürlüğünü kazanmanın en önemli yolarından biri ulusal birlikten geçtiğini belirtti.
‘KÜRT ULUSAL BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK ÖNEMLİ BİR ROL’
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberde Sancar, “DBP’nin bundan sonraki yürüyüşünü daha da güçlendirileceğine şüphesiz inanıyorum. Kongre hayırlı olsun. DBP aynı zamanda HDP’nin bileşenidir. HDP’nin diğer bileşenleri gibi demokrasi, barış, özgürlük, eşit ve ortak yaşam mücadelesini büyük bir fedakârlık ve kararlılıkla omuzlayan özel bir mücadele geleneğinin taşıyıcısıdır. Bundan dolayı da yaptıkları katkılardan kendilerine teşekkür etmek istiyorum” dedi. HDP’nin Türkiye’ye demokrasi, barış, özgürlük vadetmesinin boş bir slogan olmadığının altını çizen Sancar, devamında şunları söyledi:
“Varlığımız, kuruluşumuz ve yürüyüşümüz çoğulculukla çeşitlilikle, renklilikle bir araya gelmeye dayanıyor. Bu kadar renkleri her kesimden halktan çevreleri kapsama ve bir arada tutma ancak büyük bir inançla ve iradeyle mümkündür. Bu inancın temelinde hedeflerimiz ilkelerimiz ve değerlerimiz etrafında sıkı kenetleme en önemli unsurdur. Bu kenetlenemeye halkımızı verdiği sonsuz güç tek kaynağımızdır. Her türlü baskıya, zulme zorbalığa karşı bizi ayakta tutan hayat suyu sizlerin sonsuz desteği ve kararlı yürüyüşüdür. Buradan tüm halklarımızı bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz. HDP mücadelesi içinde özel sorumluluk taşıdığı alanlar var. Bunlardan biri Kürt ulusal birliğinin sağlanması geliyor. Bunun hep altını çiziyorum DBP’nin katkıları ve çalışmaları sonuç alıyor ve almaya devam edecek. Kongre kararı ışığında bu demokrasi ittifakını gerçekleştirecek görüşmeleri yürütüyor çalışmaları derinleştiriyor. Burada Kürt ulusal birliğini sağlamak önemli bir rol. Burada DBP’nin özel konumu ve çalışmaları taktire şayandır. Onları bir kez bu çalışmaları sürdürürken gösterdikleri inanç ve kararlılıktan dolayı tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
‘ULUSAL BİRLİK BİR TERCİH DEĞİL BİR MECBURİYETTİR’
Sancar, “Kürtlerin varlıkları sadece özgürlükleri değil. Önce varlıkları tehdit altındadır. Her yerde imha, inkar ve tecrit politikalarıyla esir altında alınmaya çalışmakta iradeli yok sayılmaktadır. Bu nedenle ulusal birlik konusunda bahaneler, gerekçeler üretmeye kimsenin hakkı yoktur. Kürt halkının özgürlüğünü kazanmanın en önemli yolarından biri ulusal birlikten geçiyor. DBP bu konuda mücadele diyor. DBP bu yükü sırtlıyor ve amacına doğru başarıyla ilerliyor. Kürt halkının varlığı özgürlüğü siyasi iradesi tehdit altındaysa, buna karşı ulusal birlik kaçınılmazdır. Ulusal birlik bir tercih değil bir mecburiyettir. Bunun herkes tarafından iyi kavranması gerekiyor ve bu konuda çağrımız yineliyoruz. Kimse bahane üretmesin ulusal birlik için üzerine düşeni yapsın” vurgusu yaptı.
‘SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ MÜZAKEREDEN DİYALOGDAN VE DİPLOMASİDEN GEÇER’
DBP’nin üstlendiği görev, HDP için taşıdığı önemli dinamik Kürt sorununda çözüm ve barış olduğunu belirten Sancar, “Kürt sorununda demokratik çözüm ve barış olmadan Türkiye’de barış ve demokrasi olmaz. Biz bu geleceğin HDP olarak en geniş kesimleri demokratik ittifakı mücadelesi altında yaymak için elimizden geleni yapıyoruz. Barış dedikçe bizlere dudak bükenler ile, barış kelimesini itibarsızlaştırılan, dünya ateş içine düştüğünde barış kelimesini ağızlarından düşürmez oldular. Barışın ne kadar önemli olduğunu herkes bir daha görmek zorunda kaldı. Ukrayna krizi etrafında yürütülen küresel egemenlik ve iktidarı savaşın geldiği nokta savaşın bütün Avrupa’ya yayılması tehlikesidir. Her türlü askeri mücadeleyi işgali her yerde ve nereden gelirse gelsin reddettik reddettik, sorunların çözümü ister ülkelerin içinde, devletlerin arasında olsun müzakereden diyalogdan ve diplomasiden geçer” dedi.
‘BİZİM İLKEMİZ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE SAVAŞI VE ŞİDDETİ REDDETMEKTİR’
Sancar, “Bizim ilkemiz sorunların çözümünde savaşı ve şiddeti reddetmektir. Militarizmi ve askeri yayılmacılığı reddettirmektir. Bunun yerine halkların özgür iradesine eşit ve ortak yaşamı savunuyoruz. Bunun yolu müzakere demokratik siyasetten geçiyor, istikrar arıyorsanız demokrasiden başka yol yoktur. Güvenlikten söz ediyorsanız dayanağı militarizm olamaz. Güvenlik ancak insani kaygılara dayanırsa kalıcı hale gelebilir. Onun askeri militarist saldırganlığa karşı insani güvenliği ve güç mücadelelerine dayalı istikrar iddialarına karşı demokratik birlikteliği savunuyoruz. Bu savaş bir kez daha gösterdi ki bütün dünyada başta ülkemiz, bölgemizde olmak üzere büyük bir barış hareketine ihtiyaç var. Barış sadece bir bölgenin bir halkın sorunu değildir, barışa ulaşmak sadece bir bölgenin vereceği mücadele ile başarılabilecek bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
‘DEMOKRASİ VE BARIŞ HEDEFİNDEN TAVİZ YOK’
Sancar konuşmasının devamında şunları ifade etti:
“O yüzden gelin en büyük savaş karşıtı ittifakı oluşturalım ve hep birlikte barış hemen şimdi ve her yerde. Siyasi rehine olarak tutulan yoldaşlarımızı özgür şartlarda kucaklamak ve mücadeleyi birlikte büyütmenin tek yoludur. Biraz önce mesajlardan salona yansıdığı gibi mücadelemize örgütlüğümüze yönelik insafsız bir saldırı var ama hiç kimsenin kırmadığı güçlü bir irade ve sağlam bir inancımız da var. Arkadaşlarımız cezaevlerinde rehine olarak tutuluyor ama kararlılıklarını sizler aracılığı ile duyurdukları mesaj ile dile getirdiler. Özgürlük mücadelesi hakların eşit birlikteliği için vazgeçilmez bir yoldur. Özgürlük mücadelesi Kürt halkını onurunu korumak için vazgeçilmez bir yoldur, siyasi rehine olarak tutulan yoldaşlarımızı özgür şartlarda kucaklamak ve mücadeleyi birlikte büyütmenin tek yoludur. O nedenle özgürlük mücadelesinden taviz yok, demokrasi ve barış hedefinden taviz yok, iradeyi sağlam tutmaktan vazgeçmek söz konusu olmaz, boynumuz kimse bükemez, başımız dik alnımız açık, irademiz güçlü, özgürlüğe demokrasiye barışa yürüyüşümüz devam ediyor. Mutlaka başaracağız, mutlaka kazanacağız. Kongrenin bu konuda güçlü katkı sunacağından hiç şüphem yok. Bugüne kadar emek veren bütün yöneticilerini kutluyorum. Bundan sonra görev alacak arkadaşlara da başarılar diliyorum. Rêya me vekirî ye, an serkeftin, an serkeftin.”
TJA: DİRENİŞ RUHUYLA KARŞILIYORUZ
Özgür Kadın Hareketi (TJA), kongreye gönderdiği mesajında, “Özgürlüğü için öncelikle Kürt halkı, Kürt kadınları ve zor koşullar altında esir olan ve mücadele yürütenler… 21’nci yüzyılda mücadele, direniş ve Kürt kadınlarının örgütlülüğü üst seviyeye ulaşmıştır. Bu topraklarda kadınlar öncülüğünde insanlığın başlangıcı olan ilk devrim gerçekleşti. İnsanlık tarihi bugün de bu topraklarda yüzyılın devrim öncülüğünü Kürt kadınlara verdi. Kürt kadını da bu bilinç ve sorumlulukla, insanlık dışı güçlere karşı devrim dokusunu örüyor. Bu doku, eşitlik ve insanlık cevherine dönen devrim dokusudur. Toplumsal sorunların çözümü için, ahlaki ve politik bir toplum için, kadınların eşitlik ve özgürlüğünün gelişmesi için her dönemden daha fazla kendini örgütlemiş ve emsalsiz bir direniş sürdürülüyor. Kadının var oluş anlamı ve gücü, yaşamın her alanında yaratılan tarihi insanlık değerlerimize sahip çıkıyor ve yeniden inşa ediyor. Bir kez daha kongremizi direniş ruhuyla karşılıyoruz. Nasıl ki yaşamın her alanında kadın öncülüğü esas ise bu kongremizin de özgür kadın ideolojisiyle inşa edileceğine inanıyoruz. Bu kongrenin, öncelikle kadınların birliği, Kürt halkının birliği ve toplumun örgütlülüğü görevini başarıyla yerine getireceğini umuyoruz. Bu inançla DBP’nin 6’ncı Olağan Kongresini saygıyla selamlıyoruz” ifadelerine yer verildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***