Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Öcalan’ın doğduğu topraklardan seslendiler: Özgür olmalı

Öcalan’ın doğduğu topraklardan seslendiler: Özgür olmalı


PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat’ta Türkiye’ye getirilmesini kınayan Urfalı kadınlar, halkların direnişiyle komplonun amacına ulaşmadığını belirtti. Kadınlar, Öcalan’ın artık özgür olması gerektiğini ifade etti. 

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den çıkarılması ile başlayan ve 15 Şubat 1999 tarihinde Türkiye’ye getirilmesinin üzerinden 23 yıl geçti. Urfa Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri, 24’üncü yıldönümünde 15 Şubat’ı kınayarak Öcalan’ın özgür olması gerektiğini söyledi. 
 
Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edildiği tarihte halkta büyük bir öfke yaşandığını hatırlatan Barış Annesi Hacire Kaçım (74), ardından o dönem Suruç’ta düzenlenen bütün protestolarda yerini aldığını ifade etti. 
 
Kaçım, 23 yıl geçmesine rağmen öfkesinin ilk günki gibi olduğunu sözlerine ekleyerek, Öcalan şahsında 23 yıldır tüm halkların İmralı Cezaevi’nde tecrit edildiğini belirtti. Kaçım, “İmralı’da tecrit son bulsun. Sayın Öcalan’a tecrit uygulanıyorsa bize de tecrit uygulanıyor demektir. Artık şiddet, savaş istemiyoruz. Neden Sayın Öcalan’ın konuşmasına izin vermiyorlar? Herkes gidip cezaevlerinde yakınlarını ziyaret ediyor, neden Sayın Öcalan’ın akrabaları ve avukatları gidemiyor? 11 aydır kimse haber alamıyor. Ona bir şey olursa bunun sorumlusu devlettir. Biz artık Sayın Öcalan’ın serbest kalmasını istiyoruz. Sayın Öcalan serbest kalırsa bu ülkeye huzur gelir” diye konuştu.
 
‘İMRALI KAPILARI AÇILMALI’
 
Öcalan ile devlet heyeti arasında 2013 ile 2015 yılları arasında “çözüm” adı altında yürütülen sürece işaret eden Kaçım, “Daha önce Sayın Öcalan konuştuğunda kan durdu, bu ülkeye kısa da olsa bir huzur geldi, yine konuşmalı. İmralı’nın kapısı açılırsa çözüm kapısı açılmış olur. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Her ölüm haberi ile birlikte biz de ölüyoruz. Gözlerimizde gözyaşı kalmadı. Nereye kadar öleceğiz?” diye sordu.
 
‘KÜRTLER BİRLİK OLMALI’
 
Barış Annesi Kadriye Özdemir (70) ise Kürtlerin barış talebine iktidarın “savaş politikaları” ile cevap verdiğini söyledi. Kürtlerin barış istemekten vazgeçmeyeceğini vurgulayan Özdemir, “Biz her zaman barış istedik ve istemekten vazgeçmeyeceğiz. Artık bu ateşe bir su dökülmesi lazım. Bizim elimizden barış istemek geliyor, kan dökülsün istemiyoruz. İmralı’da başlayan tecrit bütün cezaevlerine yayıldı. Cezaevlerinde birçok seçilmiş siyasetçi var. Her geçen gün Kürtlere dönük baskılar artıyor. İmralı’nın kapısının açılması da, Kürtlere dönük baskıların son bulması da Kürtlerin birliğinden geçiyor. Bir olursak, birlikte olursak mücadeleden geri adım atmazsak İmralı kapısı açılır” ifadelerini kullandı. Özdemir, “’Her şey bitti’ dediler. Ancak hiçbir şey bitmedi, mücadele devam etti. İnsanlar canlarını vererek komplonun amacına ulaşmasına izin vermediler. Mücadele devam ettiği sürece bu komplo amacına ulaşamayacak. Buna izin vermeyeceğiz” dedi. 
 
‘EKONOMİK KRİZİN NEDENİ SAVAŞ’
 
Urfa’da demokrasi güçlerinin düzenlediği eylem ve etkinliklerde geleneksel elbiseleri ile en önde yer alan Barış Annesi Hadle Oğur (50) ise, Öcalan’ın fikriyatının Ortadoğu’da yaşayan halklar başta olmak üzere bütün halklar için umut olduğunu belirtti. Son dönemde artarak büyüyen sistem krizlerinin çözüm anahtarının İmralı’da olduğuna işaret eden Oğur, “Sayın Öcalan konuşursa dünya güllük gülistanlık bir yer olacak. Huzur herkesin ihtiyacı olan bir şeydir. Bu huzursuzluğun düğümü, ancak İmralı’da çözülür. Bazı kesimler ‘İmralı’da tecrit var bize ne, bize dokunmuyor’ diye biliyorlar. Ancak şuan yaşanan ekonomik krizin nedeni İmralı’da uygulanan tecrittir. İnsanların evlerine ekmek alamamaları, arabalarına yakıt dolduramamalarının başat nedeni süren savaş politikalarıdır” diye konuştu. 
 
‘ÖCALAN ÖZGÜR OLMALI’
 
Uluslararası güç dengelerini elinde tutan devletlerin Kürtlere karşı yüz yıldır iki yüzlü davrandıklarını belirten Oğur, devamında şunları söyledi: “Dünya artık Kürtlere karşı ikiyüzlü olmayı bırakmalı. Binlerce yıl geçse de bu sorunun çözümü barışmakla olur. Kürtler anlaşma ve çözüm için her zaman elinden geleni yaptı, ancak iktidarlar çözümsüzlükte ısrarcı. Ne zamana kadar Kürt kanı dökecekler? Kürtler yüz yıl önce Çanakkale’de ve birçok cephede öldü. O zaman da Kürtler savaş cephelerinde en önde öldürüldü. Benim 2 dedem Çanakkale’de öldü, aradan yüz yıl geçti hala Kürtler ölüyor. Kürtler yaşananları anlayıp, Sayın Öcalan’ın fikriyatı çevresinde bir araya gelmeliler. Artık Sayın Öcalan’ın özgür olmasını istiyoruz. Bunun dışında bir şeyi kabul etmiyoruz.”  
 
KOMPLO BOŞA ÇIKARILDI
 
Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Hatice Göktepe de, Öcalan’ın Türkiye ve Ortadoğu’da barışın teminatı olduğunu belirterek şunları söyledi: “Komplo amacına ulaşmadı. Sayın Öcalan’ın arkasında bir halk hareketi var. Halk komployu boşa çıkardı ve mücadeleye devam ediyor. Kadınlar öncülüğünde Öcalan fikriyatı çevresinde Rojava’da devrim yapıldı. Komplo amacını ulaşmadığı için devamı olarak tecrit devreye sokuldu. Avukatlar ve ailesi 11 aydır haber alamıyor, bunun bir örneği dünyada yok. Tecride karşı mücadele etmek her Kürdün görevidir.” (Mezopotamya Ajansı)

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version