Dersim Nazımiye ilçesinde bulunan Düzgün Baba Cemevi Derneği’ne çeşitli gerekçelerle son 3 yılda 60 bin lira idari ve mali para cezası kesildi. Dernek yönetiminin cezaların hukuk dışı olduğuna yönelik açıklamalarına, Nazımiye Kaymakamı Uğur Tutkan, silahlı bir grupla cemevinde fotoğraf çektirip, “devletin gücünü göstereceğiz” ifadeleriyle paylaştı. Tunceli Valiliği, silahlı fotoğrafı “güvenlik güçlerini onore etmek için çekildiği” savunması yaptı. Kaymakam Tutkan ve Valililiğin yaptığı açıklamalara tepkiler devam ediyor. Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşgenel Başkanı Musa Kulu, yaratılan Türk sünni (Hanefi) tekçi zihniyetin, ülkedeki farklılıkları tanımadığını söyledi.
‘YAŞANAN BASKI, İNKAR, AŞAĞILAMA, YOK ETME VE ASİMİLASYONDUR’
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Kulu,“Bütün dünya biliyor; Düzgün Baba bizim kabemizdir. Rêya Hak inancının kabesidir. Türkiye’de bütün Alevi sürekliliği oraya gelir ve kurbanlarını keser ve ibadetlerini yapar. Tekçilik üzerine kurulan bir sistem bunu kabul etmez. Dolayısıyla yapılan tehdit onlar açısından normaldir çünkü oraya giden kaymakamda, valide, cumhurbaşkanının ağzına bakar. Bir bütün olarak Türkiye’de yaşayan bütün Alevi dergahları, sürekleri ve diğer halklarda aynı şeye karşı karşıyadır. Dozları farklı olabilir. Yaşanan baskı, inkar, aşağılama, yok etme ve asimilasyondur. Bugün yaşadığımızda budur” diye belirtti.
Düzgün Baba Cemevi ilgili son günlerde başlayan tartışma nedenlerinin “bin yıldır burada yaşanıyor” diye Kulu, “Geldiğimiz 21’inci yüzyılda hala bu zihniyeti, insan olma kamiliyetine erişilememişse bu sistemsel bir sorun haline gelmiştir. Düzgün Baba’da yaşanan da sistemin yansımasıdır. Kaymakam açısından bakılırsa gerçeği hakikati görmemiş oluruz” ifadelerini kullandı.
‘HANGİ AKILLA HANGİ VİCDAN İLE AÇIKLAYABİLİRSİNİZ’
Her yıl on binlerce Alevi’nin Düzgün Baba’da ibadet etmeye gelmesi nedeniyle devletin yetkili kurumlarının böyle bir tehditte bulunduğunu söyleyen Kulu, “Nerdeyse iki yıldır bu süreç devam ediyor. Cezalar geliyor, bir şeyler oluyor. Kaymakamın kendisine, sistemine ağır gelen, her yıl o mekana on binlerce kişinin gelmesidir. Hakikatte bu. Çünkü onların zihniyeti bunu içlerine sindiremiyorlar ve kabul etmiyorlar. Elbette ki oraya silahsız gidebilirdi ama fotoğrafı kullanmak ve ‘devletin gücünü göstereceğiz’ kelamını kullanmak zorunda değildi. Nerede gösteriyorsunuz gücü; insanların kutsalı saydığı ve ibadetini yaptığı bir yerden gösteriyorsunuz. Bu, ben sizi ezerim demektir. Bunu hangi akılla hangi vicdan ile açıklayabilirsiniz. Bu akıl tutulmasıdır.”
Valiliğin Tutkan’a ilişkin yaptığı açıklamaya ilişkin ise Kulu, şunları söyledi: “Böyle bir hatıra fotoğrafı böyle bir mekanda çekilmez. Bu bilinçli bir tercihtir. Diyelim ki çalışanları onore etmek için çekilmiş bir fotoğraf olarak varsayalım. Kullandığı kelimeleri, cümleleri o tehdidi nasıl izah edecek” dedi.
‘TEHDİDİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR’
Düzgün Baba Cemevi Derneği’nin yıllardır cemevinde faaliyetlerini sürdürdüğünü hatırlatan Kulu, cemevi tapusunun çevreci köy muhtarına ait olduğu ve derneğin tahliye davası iddialarına ilişkinde şunları söyledi: “Tapu müdürlüğünce verilen tapuda 20 bin metrekarelik alan ibadet alanı olarak tescil edilmiştir. Tabii ki bu ülkede yasalar vardır. Hiç kimse yasaların üstünde değil. Esas olan hakikat yetkili kurumların orada yasa dışı, eksik, hileli bir şey varsa mahkemeler var. Mahkemeden çıkan sonuca herkes uymak zorundadır. Esas olması gereken budur. Valilik açıklaması tehdit, kaçma biçimi ve üstünü örtme biçimidir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***