Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Eski raportör: ‘AYM’nin KHK kararı, bir nebze olsun çare olabilecek bir mahiyet dahi arz etmiyor’


Anayasa Mahkemesi eski raportörü Dr. Selami Er, AYM’nin iptal ettiği 7086 sayılı Kanun’un ne anlama geldiğini, sonuçları ve af tartışması hakkında yazdı.

Kronos News’te kaleme aldığı yazıda Selam Er, ”AYM’nin kimi ‘naif’ görüşlere göre büyük umut vadeden iptal kararı, maalesef hukuksuzluklara bir nebze olsun çare olabilecek bir mahiyet dahi arz etmiyor. Çünkü KHK’lılar lehine bir sonuç doğurmuyor. Af söylentilerine gelince; KHK’lıların kimsenin affına ihtiyaçları yoktur! Zira KHK’lılar bu devletten alacaklıdır” ifadesini kullandı.

Selami Er’in yazısının bir kısmı şöyle:

”Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 7086 sayılı Kanunun iptal istemi ile ilgili 28.06.2021 tarihinde verdiği kararın gerekçesi 26.01.2022 tarihinde, yani karardan yedi ay sonra nihayet yayımlandı. Kimi ‘naif’ görüşlere göre büyük umut vadeden karar, peşinen söylemek gerekirse maalesef yaşanan hukuksuzluklara bir nebze olsun çare olabilecek bir mahiyet dahi arz etmiyor.

Dr. Selami Er

06.02.2018 tarihli ve 7086 sayılı Kanun, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan ve otoriterleşmiş iktidar tarafından darbenin sorumlusu olmakla suçlanan Gülen cemaati başta olmak üzere, iktidarın düşman olarak nitelediği gruplar ile ilişkili kişileri terörist ilan eden, binlerce kamu personelini mesleklerinden ihraç etmekle kalmayıp, çok sayıda temel hak ve özgürlükten de mahrum eden bir hukuk garabeti mahiyetindeki KHK’lardan birini yasalaştıran bir düzenlemedir.

AYM, İPTAL DİLEKÇESİNİ ÇOK İYİ ÖZETLEMİŞ AMA SONUÇTA HUKUK YOK 

Bu düzenleme yasalaştıktan sonra ana muhalefet partisi tarafından iptali istemi ile 2018 yılında AYM’ye başvurulmuştu. İptal dilekçesinde seçmece bir şekilde bazı maddelerin değil, tüm Anayasaya aykırı maddelerin iptalinin istendiği,  iptal isteminin gerekçesinin anayasal haklar çerçevesinde oldukça iyi bir şekilde ifade/formüle edildiği anlaşılıyor.

AYM’nin kararı da okunduğunda yapılması gerektiği gibi dilekçedeki şikayetlerin iyi bir şekilde özetlendiğini, incelemenin maddeler halinde ve usuldeki sıraya uyularak yapıldığını, ilkelerin sıralandığını, ancak dilekçedeki Anayasaya aykırılık sorununa, yani sonuca gelindiğinde hukuktan başka motivasyonlar ile ilkelere tamamen ters bir yorumla hükmün verildiğini görmekteyiz.

MEHMET AKİF’İN RESSAM HAKLI ŞİİRİ GİBİ: KIZIL DENİZ YEŞİL OLACAK DEĞİL YA

Karar, Mehmet Akif’in ‘Ressam Haklı’ şiirinde anlattığı hikayeyi akla getiriyor. Hani bir zaman zengin bir adam tarih-i mukaddes modasına uyarak konağının bir duvarına resim çizmesini ister bir ressamdan, ressam bütün duvarı kıpkızıl bir boya ile boyar ve bunun Firavun’un askeri kovalarken Musa’nın Kızıl Deniz’i geçmesini resmettiğini iddia eder. Konak sahibinin hani Musa sorusuna ‘karaya çıkmış’, firavun nerede sorusuna ise ‘boğulmuş’, peki kızıllık nedir sorusuna ise ‘kızıl deniz yeşil olmaza ya’ diyerek cevap verir. İşte AYM de tüm başlıklara ilkeler yazıyor, açıklamalar yapıyor, iddialara cevap veriyor, ancak ortada ne hukuk var, ne de Anayasa, sadece hiçbir hukuksuzluğu/haksızlığı gideremeyecek kelimeler! İşin daha da kötüsü bunun bilinçli bir şekilde ve planlı olarak hak ihlallerini gerçekleştiren iktidarı ve sistemi meşrulaştırma amacı ile yapılıyor olması.

Bu acı ama gerçek izahtan sonra kararı çok detaylandırmadan incelemesini yapalım, zira mevcut hukuksuzluk düzeni o kadar genel bir hal aldı ki, hepsini yazmaya kalktığınızda metin bir kitaba dönüşmeye başlıyor.

KANUN ‘AĞAÇ KABUĞU YESİNLER’ SEVİYESİNDE BİR SİVİL ÖLÜM FERMANI

İptali istenen Kanunun 1. Maddesinin ilk fıkrası şöyle:

‘Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.’

Devam eden fıkralarda ise KHK’lıları sadcece meslekten ihraç etmekle kalmayıp, mahkumiyet kararı aranmaksızın bu kişilerin rütbe ve memuriyetleri alınmakla, bir daha doğrudan veya dolaylı bir kamu hizmetinde istihdamları engellenmekte, uhdelerinde bulundurdukları kurul, komisyon ve denetim kurulu üyeliklerine son verilmekte, silah, gemi adamlığı ve pilot ruhsatları iptal edilmekte, lojmanlardan tahliyelerine hükmedilmekte, pasaportları iptal edilmekte ve güvenlik şirketlerinin ortağı ve çalışanı olmaları yasaklanmaktadır. Yani bu kişiler ‘ağaç kabuğu yesinler” seviyesinde bir sivil ölüme terk edilmektedirler. Devamında listede yer alan emekli emniyet personeli için de yukarıda sayılan hak mahrumiyetleri öngörülmekte ve vali, büyükelçi, müsteşar gibi ünvanlar da liste ekindeki personelden alınmaktadır.

İPTAL DİLEÇESİNDEKİ YETKİ GASBI GİBİ ARGÜMANLARA DA CEVAP YOK 

Başvuru dilekçesinde ileri sürülen genel Anayasa’ya aykırılık iddialarından bu şekilde kamu personelinin ihracının ‘kanunla bireysel işlem ya da yargı kararı niteliğinde tasarrufta bulunma anlamına geldiği ve dolayısı ile idari işlem niteliğinde olduğu, bireysel işlemlerin olağanüstü hal KHK’sı ile yapılmasının açık bir fonksiyon gasbı niteliği taşıdığı’ ve geçmişe yürür şekilde uygulandığı argümanlarına AYM’den bir cevap verilmemiştir.

Kamu personelinin KHK ile ihraç edilemeyeceği, zira bunun olağanüstü halin gerekli kıldığı bir konu olmadığı ve önlemin OHAL süresini de aştığı, ayrıca düzenlemenin AYM’nin 1991 ve 2003 tarihli içtihatlarında belirtildiği gibi Anayasa’nın mülga 91. maddesi kapsamında yetki kanununa dayanılarak çıkarılan bir KHK olarak da değerlendirilemeyeceği iddiasını ise, ressam hikayesindeki kurnazlık ile ve aklımızla alay edercesine memuriyetten ihraç kararlarının tehlikenin bertaraf edilmesi amacına yönelik olarak defaaten uygulandığı ve ekli listede sayılan kişilerle sınırlı olarak uygulandığı dikkate alındığında OHAL dönemde hüküm ve sonuçlarını doğurduğu, dolayısı ile olağanüstühâl dönemini aşan genel bir düzenleme niteliği taşımadığı şeklinde cevaplamıştır.

HABERİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version