Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Çalışma barışına enflasyon tehditi; çalışan ve işveren karşı karşıya gelmeye başladı

Doç. Dr. Murat Batı yazdı: Ücret istisnası çalışana kaç TL olarak yansıyacak?


Yüksek enflasyon işgücü piyasasında sıkıştırma yaratıyor. Asgari ücrete yapılan yüzde 50’lik zamma karşın, birçok sektörde özellikle yüzde 30’un altında kalan zam oranları çalışanlarda huzursuzluk yarattı. Birçok çalışan beklenti enflasyonu nedeniyle alınan zamların yıl içinde enflasyon karşında eriyeceğini düşünüyor. İşverenler ise başta enerji olmak üzere artan maliyetlerle mücadele ediyor.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, şubat ayı meclis toplantısında konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Avdagiç, yüksek enflasyonun işçi ve işveren olmak üzere herkes üzerinde tehdit yarattığına işaret ederek “Çalışanlarımıza sahip çıkmalıyız. Bu dönemde, çalışanların haklarına halel getirilmesine izin vermemeliyiz. Piyasa gerçekleriyle ve gerekleriyle bağdaşmayan fiyat ve ücret baskılarına karşı her kesimin duyarlılık göstermesi ve sorumluluk bilinci içinde hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Unutmayalım ki, fiyat-ücret ve ücret-fiyat sarmalının kazananı yoktur, olmayacaktır. Biz de bu sarmaldan el birliğiyle, sorumluluklarımızın bilincinde olarak çıkacağız” ifadelerini kullandı.

“Yeni artışların yükünün sadece işverene yüklenmemesi gerekir”

Konuyla ilgili Dünya’dan Merve Yiğican’a konuşan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜ- KONFED) Başkanı Orhan Turan, tüm bireylerin onurlu yaşam hakkının korunması için başta asgari ücret olmak üzere tüm ücretlerde enflasyonun üzerinde bir artış yapılması gerektiğini en başından beri savunduklarını söyledi. Çalışan, işveren ve devlet sacayağındaki herkese bu konuda önemli sorumluluklar düştüğünü de söylediklerini vurgulayan Turan, şöyle dedi:

Yüzde 50’lik asgari ücret artışının şirketlerin mali yapılarında, maliyet yapılarında, mal ve hizmet piyasalarında ve iş gücü piyasasında çözüm getirilmesi güç sorunlar ortaya çıkaracağı aşikardı. Asgari ücretle birlikte ücret skalası yeniden belirleniyor ve asgari ücret üzerinde ücret alan çalışanlar da maaşlarında benzer oranda bir iyileştirme talep ediyor. Asgari ücrette yapılan yüzde 50’lik artış ve bunun tüm ücret skalasına yansıması iş dünyası tarafından bir şekilde karşılandı ancak enflasyonun artmaya devam etmesiyle birlikte gündeme gelecek yeni artışların yükünün sadece işverene yüklenmemesi ve bu konuda başta devlet olmak üzere tarafların gerekli fedakarlığı yapması gerektiğine inanıyoruz.

“Çalışanların maaşlarına revize bir zam yapma durumu doğacak”

İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel ise işletmelerin içine düştüğü darboğazı şöyle anlattı:

Ocak 2022 ile birlikte yükselen asgari ücret ve enerji maliyetleri ile operasyonel giderlerin artması işletmeleri enflasyon karşısında zorlamaya başladı. Diğer taraftan açıklanan yüzde 50’ye yakın enflasyon oranı asgari ücret artışı kadar olunca tüketicilerin satın alma gücünde beklenen artış olmadı. Enflasyonun en azından nisan mayıs aylarına kadar yüksek olacağı düşünülürse, yılın ortasına doğru çalışanların maaşlarına revize bir zam yapma durumu doğacak gibi duruyor. Bizim amacımız çalışanlarımızın refahını yükseltmek, diğer taraftan işletmelerin yaşamasını ve üretime katkı yapmasını sağlamak olduğu için önümüzdeki dönemin zorlu geçeceği beklentisi içerisindeyim.”

“Elektrik, doğalgaz ve suya gelen zamlar geri alınmalı”

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yüksek enflasyonun çalışma barışına yönelik risklerini ve atılması gereken adımları değerlendirdi. Özellikle temel tüketim ürünlerinde fiyatların çok arttığını, ancak ücretlerin buna uygun şekilde artmadığını söyleyen Çerkezoğlu, “Asgari ücret yüzde 50 artırıldı, ama o artış ele geçmeden eridi. Diğer ücretlere de asgari ücret kadar artış yapılmadı. Bu da Türkiye’yi daha fazla asgari ücretliler topluluğu haline getirdi” dedi.

Üretici tarafında da maliyetlerin çok arttığını, üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki makasın açıldığını, Türkiye ekonomisinin de üretim ve istihdam yaratma kapasitesini yitirmeye başladığını ileri süren Çerkezoğlu, çalışma barışının bozulmaması için bu tablonun esastan değişmesi gerektiğini vurguladı. Çerkezoğlu, “Kalıcı ve güvenceli istihdam yaratacak üretime dayalı yeni politikalar gerekiyor. Öncelikle elektrik, doğalgaz ve suya gelen zamlar bir an önce geri alınmalı ve temel gıdada KDV sıfırlanmalı. Asgari ücret yeniden güncellenmeli ve bütün maaşlar o oranda artırılmalı. En düşük emekli maaşı da en azından asgari ücret kadar olmalı. Aynı zamanda gelirler üzerindeki dolaylı vergi azaltılmalı. Tüm bunların yanında sendikalaşmanın önündeki engeller de ortadan kaldırılmalı” ifadelerini kullandı.

 

 

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version